İktidar neden bu kadar korktu?
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Kemal Kılıçdaroğlu'nun "adalet yürüyüşü", iktidar çevrelerinde büyük bir telaşa yol açtı. Çünkü iktidarlar en çok demokratik kitle hareketlerinden korkar. Şemsi Denizer ve maden işçileri Ankara'ya yürürken Turgut Özal'ın ödü kopmuştu. Oysa o da demokratik bir yürüyüştü. Sonunda medyalarıyla Şemsi Denizer'e savaş açmışlardı.
CHP'li Fikri Sağlar da "Ben Başbakan Yıldırım'ın ve Bakan Bozdağ'ın söylediklerinden şunu çıkarıyorum. Halkın sokaklara inmesi, demokrasiyi araması, alanlarda olması, bugünkü yönetimin en büyük korkusudur. Bu yürüyüş esnasında herhangi bir provokasyon olursa bunun müsebbibi AKP olacaktır." diye not düştü.
***
Yandaş medyadaki haber ve yorumlar, masum bir yürüyüşten darbe girişimi çıkarmak üzerine kurgulanmış. Kimisi, 15 Haziran'da yapılacağı propaganda edilen FETÖ darbesinin bu yürüyüş olduğunu, kimisi Kılıçdaroğlu ile Sisi'nin aynı merkezden emir aldığını, kimisi FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıktığını söyleyecek kadar ileri gitti.
Böylece FETÖ'nün Türk ordusuna kurduğu kumpasın, siyasi ayağı ve medya ayağı unutturulmaya çalışılıyor. Oysa asıl casusluk suçu, Türk ordusuna ABD adına kumpas kurmak değil midir? Kumpas, 1 Mart tezkeresinin, reddedilmesinin intikamı değil midir? Burada, ABD adına casusluk yapan örgüt belli, siyasi ayağı belli, medya ayağı belli! Neden kimseye soruşturma açılmıyor?
Ama şeref haysiyet ve namus düşmanlarından biri, gündem Kemal Bey'in adalet yürüyüşü olduğu halde gemi azıya alıp, bir kadın siyasiye; Meral Akşener'e sinemadaki cinsellik objeleriyle paralellik kurarak saldırdı!
İktidara mensup herhangi bir kadın siyasiye, basında böyle tiksindirici bir saldırı yapılsa, başta Tayyip Bey olmak üzere AKP çevreleri ne yapardı? Şimdi neden susuyorlar?
***
Savcılar, demokratik düzene silâhlı tehditte bulunan AKP'lileri en fazla birkaç saat gözaltına aldırıyor, sonra serbest bıraktırıyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Gece yarılarında ellerine MP5 dağıtılan paramiliter güçleri, meczupları besleyenler, medet umanlar nasıl bir kaosun, çatışmanın ve çirkefliğin peşindedir bilinmez; bizim daha başlarken barışçıl olacak dediğimiz bir yürüyüşe akıllarınca olur olmaz yakıştırmalarda bulunacaklar ve bunu terörize etmeye çalışacaklar" dedi.
Devlet Bahçeli, adalet yürüyüşüne karşı İstanbul'dan başka bir grubun yürüyüşe geçmesini, sonra bunların karşılaşmasını ve çatışmasını telaffuz etti! Özgür Özel, Bahçeli'nin tuttuğu pozisyondan geri dönemediğini, ama artık arkasında kimse olmadığını, bu sözleri ciddiye alıp galeyana gelecek, bir yanlış içine girecek kimsenin bulunmadığını söyledi.
Bize mesaj gönderen Coşkun Telciler ise Bahçeli'nin iktidara yönelecek eleştirileri kendi üzerine çekmek için gayret gösterdiği, "paratoner"lik yaptığı görüşünde.
--
Mete Yarar,
neye yarar?
--
Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, Mete Yarar'ın, bir televizyon programında kullandığı "Ege'de Yunanistan işgali altında olduğu iddia edilen adaların ihtilaflı ve kaya parçası olduğu, kime ait olduğunun belirlenmediği, çıkılıp inildiği, bayrak çekilip indirildiği" söylemlerinin tarihi ve coğrafi gerçekler ve mevcut durum ile çeliştiğini bildirdi.
Yalım, "Mete Yarar'ın, Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını yok saymaya hakkı yoktur, haddine de değildir" dedi.
Mete Yarar'ın işgal altındaki Eşek Adası'ndan da mı haberi yok? 12 Eylül'de Erbakan ve Türkeş'in kısa süreliğine de olsa sürgün edildiği Eşek Adası ve Uzun Ada, Türk egemenliğinde olan adalar değil miydi?