'Farklı şekilde' terörle mücadele ne demek?
Hasan Celal Güzel 09 Ekim 2007
24 saat zarfında 15 askerimizi şehit verdik. Bir hafta içinde asker ve sivil şehit sayımız 30'u buldu. Yüreğimiz kan ağlıyor. Mübarek Ramazan burnumuzdan geliyor. Bir yandan bu vatan evlatlarına üzülürken, diğer yandan da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin içine düşürüldüğü âciziyet karşısında kahroluyoruz.
***
Başbakan, terörle mücadelenin 'farklı şekilde' yürütülebileceğini söylüyor. Bakanlar Kurulu ve Terörle Mücadele Kurulu toplanıyor. Tamamen tepkisiz kalmaktansa bu hassasiyeti takdirle karşılıyoruz ama gene de sormadan yapamıyoruz: O malûm fıkradaki gibi hâlâ kırkıncı harâmiyi mi bekliyoruz?
Terörle mücadele, kısa, orta ve uzun vâdeli, siyasî, ekonomik, sosyal ve askerî tedbirler ihtiva eden kapsamlı programlar çerçevesinde uygulanır. Bir de, cereyan eden olaylar karşısında derhal yapılması gerekenler vardır. Bir günde 15 askerinizi şehit vermişseniz, Güneydoğu'ya yapılacak ekonomik yardımlar edebiyatıyla kimseyi tatmin edemezsiniz. Bir haftada şehit sayınız 30'a çıkmışsa, gelecek ay ABD Başkanı Bush'la yapılacak görüşmeyi bekleyemezsiniz.
Bu, eğer üzüntüden doğan ayaküstü bir infial değilse, terörle mücadelede 'farklı şeklin' gerçekten uygulanması gerekir.
***
Prof. Dr. Ümit Özdağ ile sohbet ediyoruz. 'Eğer bu olay İran'ın başına gelseydi, şimdi sınır ötesi operasyonu çoktan başlatmış olurdu' diyor. Söylediklerine aynen iştirak ediyorum.
AK Partili bazı dostlarla Irak ve PKK politikası konusunda başlangıçtan beri anlaşamıyoruz. Aslında Erdoğan'ın bu konularda benden farklı düşünmediğini biliyorum. Lâkin, kadrosu onu hep tereddüde ve atalete sevketmiştir. 1 Mart Tezkeresi sırasında, Tezkere'nin kabulünü samimiyetle isteyen tek AK Partili yönetici Erdoğan idi. Ancak, ikazlara rağmen grup kararı almaması ve o esnada TBMM'de bulunmayışı, Türkiye için bu talihsiz sonucu doğurmuştur. Erdoğan, daha sonra müteaddit defalar bunu ifade etmişse de ama iş işten geçmiştir.
Bazı anlayış kıtlığı içinde bulunanlar, benim 'sınır ötesi operasyon' hususunda saplantım olduğunu düşünebilirler. Lâkin, son 4,5 yıllık olayların muhasebesini dürüstlükle yaparlarsa, Irak ve terör olayları konusunda hep haklı çıktığımı kabul edeceklerdir.
***
Şu anda (dün) Bakanlar Kurulu'nda, Terörle Mücadele Kurulu'nda çene çalacağımıza, Kuzey Irak'taki PKK yuvalarına uçaklarımızdan bombalar yağdırmalıydık. Halkımız bunu istiyor, ABD dahil bütün dünya bunu bekliyor. Fakat biz birtakım iç siyaset hesapları ve ABD'yi gücendirmemek için zillet içerisinde beklemeye devam ediyoruz.
***
Gene de içimden bir ses, 'Başbakan farklı şekilde mücadele sözüyle sınır ötesi operasyonu kastetti. Gelecek ay Bush'la görüşmeyi de şaşırtmak için söyledi. Her an müdahalede bulunabiliriz' diyor.
Ne diyelim, Allah akıl, fikir ve cesaret versin...