Gabar'da 13 şehit
Derya SAZAK 10 Ekim 2007
Şırnak'ta bir minibüste silahla taranarak öldürülen 12 köylüden sonra Gabar Dağı'nda devriye görevi yapan askeri timin, PKK militanlarının saldırısına uğraması sonucu 13 gencimiz şehit oldu.
Ankara'da "sınır ötesi harekât" tartışılıyor.
Güneydoğu'daki durum, PKK ile mücadelede "düşük yoğunluklu savaş" tanımının yapıldığı 1990'lı yıllara dönüş görüntüsü veriyor.
Türkiye, Irak'ta yaşanan iki savaştan en çok etkilenen ve sınırını kontrol etmekte en büyük zorluğu yaşayan ülke konumunda. Birinci Körfez Savaşı ertesinde ABD'nin kuzey Irak'taki egemenliğine son vermek üzere 36'ncı paralelin üzerine koyduğu uçuş yasağı, o coğrafyada Barzani ve Talabani liderliğindeki Kürt aşiretleri güçlendirmekle kalmadı, PKK da etkinliğini artırdı. 1995'te Türkiye, Kuzey Irak'a girdi. Sınır ötesi operasyon ve Güneydoğu'da "adı konularak" yapılan mücadele sonucu PKK'nın etkinliği kırıldı. Apo Suriye'den çıkarıldı ve Kenya'da teslim alınarak İmralı'ya konuldu.
2003'te ABD'nin Irak'ı işgaliyle dengeler yine bozuldu.
O zamana kadar Kandil'de üstlenen PKK militanları 2005'ten itibaren Türkiye sınırları içindeki eylemlerini artırdılar.
Geçen yıldan bu yana çok sayıda askerimizi kurban verdik.
22 Temmuz seçimlerinden sonra da gerilim düşmedi. Şırnak çevresi bir aydır "savaş alanı" gibi. 7 Eylül-7 Ekim tarihleri arasında güvenlik güçlerince 23 PKK'lının "etkisiz hale getirildiği" açıklanmıştı. Ancak PKK'nın dağlardaki "etkisi" buna rağmen tümüyle ortadan kaldırılamıyor.
Pazar günü Gabar'dan gelen 13 şehit haberi Türkiye'yi yasa boğdu.
PKK, Kürt sorununda "silahlı çözüm"ü her türlü barışçı ve demokratik söyleme karşın dayatıyor.
Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'un Diyarbakır'da yaptığı değerlendirme, PKK'ya karşı alınan askeri önlemler dışında "etnik milliyetçiliği" frenleyecek, CHP heyetinin saptamasıyla bölgede giderek azaldığı belirtilen, "Türkiye'ye aidiyet" duygusunu güçlendirecek yeni yaklaşım ve adımları gündeme getiriyor.
İlker Başbuğ'un da söylediği gibi, Güneydoğu'da PKK'nın eylemlerine başladığı 23 yıllık sürecin sonunda "örgütün gücü sıfırlanmıyor, hâlâ katılımlar oluyorsa" mücadelenin başarısının da sorgulanması gerekiyor.
Güvenlik politikaları dışında siyaset mutlaka yeni çözümler üretebilmeli.
"Sınır ötesi harekât" çözüm olsaydı, Türkiye 1980'lerden sonra defalarca "sıcak takip" yaptığı, Kuzey Irak'a girerek PKK'yı etkisizleştirdiği dönemlerde "ayrılıkçı terörü" bitirmiş olurdu.
Hükümet, türbanla oyalanmak yerine Güneydoğu'ya eğilmelidir.