Halife Harun Reşid
01 Ocak 1970
Harun Reşid, Harun Raşid ve Harun Reşit olarak da söylenir. Doğum: 763 – 24 Mart, 809) beşinci ve en bilinen Abbasi halifesidir. 786 ve 809 yılları arasında Abbasi Devletini yönetmiştir. Harun Reşid beşinci Abbasi halifesi. Muhammed Mehdi’nin oğlu. Cafer-i Mansur’un torunuydu. 764 (H. 148)te Rey’de doğdu. Hilafeti (M. 775-785) yılları arasında olan Mehdi, oğlu Harun Reşid’in eğitim ve öğretimini Abbasilerde ilk vezir Halid bin Bermek’in oğlu Yahya’ya bırakmıştı. Harun Reşid din ve fen ilimleri ile devlet idaresinde iyi bir eğitim görmüş, olgun ve kuvvetli bir kişilik kazanmıştı. 780 senesinde Bizans üzerine gönderilen orduya komutan tayin edildi. 781 yılında bütün batı eyaletlerinin idaresine memur edildi. Hadi’nin 786’da ölümünden sonra hilafete geçti. Halifelik dönemi Abbasi Devletinin en parlak devrini teşkil eder.
Mehdi’nin 785 yılında vefatı ile yerine oğlu Hadi halife oldu. Hadi; uyanık, gayretli, cömert, büyük işler yapmaya kabiliyetli, kuvvetli, tuttuğunu koparan cesur bir zattı. Ancak saltanat müddeti çok kısa sürüp 786 yılında vefat etti ve yerine kardeşi Harun Reşid halife seçildi.
Harun Reşid, ilk önemli iş olarak, hocası Yahya Bermeki’yi tam bir selahiyetle kendisine vezir tayin etti. Bu aile mensupları uzun zaman Abbasi Devletinin fiili idarecileri olarak devlet hizmetinde bulunmuşlardır. Harun Reşid, İslam devletinin en büyük rakibi olan Bizans Devleti üzerine seferler yaptı ve buna çok önem verdi. Bu seferler sırasında Niğde ve Aksaray bölgelerini fethederek Ankara’ya kadar ilerledi. Donanmayı kuvvetlendirerek Kıbrıs’a akınlar yaptı. Pekçok esir ve ganimet elde edildi. Hazar cephesinde Ermenilerin çıkardığı karışıklıkları önledi. Horasan’da ayaklanan Rafi bin Leys’i ortadan kaldırmak için çıktığı seferde hastalanarak 24 Mart 809 tarihinde vefat etti.
Halife Harun Reşid dönemi (786-809), Abbasilerin en parlak zamanı oldu. O, Yahya bin Halid el-Bermeki’yi tam yetkiyle vezirliğe getirdi. Yahya, iki oğluyla birlikte devleti bir hükümdar gibi yönetti. Çıkan ayaklanmaları bastırdı. Bizans’a karşı olan seferlere büyük ehemmiyet veren Harun Reşid, bunlardan bazılarına bizzat kendisi de katılmıştır. 790 yılında Mısır’dan Kıbrıs üzerine yürüyen İslam donanması, Antalya açıklarında karşısına çıkan Bizans donanmasının büyük bölümünü batırmış ve donanma komutanlarını esir etmiştir. 797 yılında bizzat sefere çıkan Harun Reşid, Ankara’ya kadar ilerledi. Ancak İmparatoriçe İrene’nin isteği ve yıllık vergi vermelerini kabul ile sulh yapıldı. Fakat Nikeforos’un imparator olmasından sonra Bizans, antlaşmayı fesh etti. Bunun üzerine Halife, ikinci Bizans seferine çıktı. Kendisi Heraklea (Ereğli) Kalesi üzerine yürürken bazı komutanlarını da diğer kaleler üzerine gönderdi. İmparator Nikeforos, Halife’nin karşısına çıktı ise de, tutunamadı ve barış istedi. Halife kış mevsiminin gelmesi üzerine imparatorla, yıllık haraç göndermesi şartıyla antlaşma yaptı.
Ancak sözünde durmayan imparator, ertesi sene Abbasilerin elindeki Tarsus üzerine büyük bir ordu gönderdi ve Tarsus işgal edildi. Sınırdaki Bizans kaleleri sağlamlaştırıldı. Bu olaylar üzerine güçlü bir ordu ile Bizans üzerine üçüncü seferine çıkan Harun Reşid Ereğli, Tuvana ve daha bir çok kaleleri fethetti. Tuvana’da bir cami inşa ettirdi. Bu arada Balkanlarda da Bulgarlar tarafından sıkıştırılan İmparator, Halife’nin yaptığı fetihleri kabul etmek, tahkim ettirdiği kaleleri yıktırmak ve haraç vermek şartıyla yeni bir barış yapmaya mecbur oldu (806).
Harun Reşid, devletin idari teşkilatında bazı değişiklikler yaptı. Vilayetleri küçülterek daha kolay idare edilir bir hale getirdi. Merkez teşkilatında bazı divanlar kurarak bunları vezire bağladı. Daha önce valilere bağlı kadıları müstakil hale getirdi. Ancak onlara merkezdeki baş kadıya (kadı-ül kudat) hesap verme mecburiyetini koydu. Bu dönemde başkadı, İmam-ı Azam hazretlerinin talebesi İmam-ı Yusuf rahmetullahi aleyh idi.
Harun Reşid, ilim ve sanata çok önem veriyordu. Zamanında Bağdat, dünyanın en ünlü ve en muhteşem şehirlerinden biri haline geldi. Halifenin sarayında bilim ve fikir adamları, sanatkarlar toplanır ve onun huzurunda münazara ederlerdi. Halife onları maddi ve manevi bakımdan desteklerdi.
Harun Reşid, Horasan’da isyan çıkaran Rafi bin Leys’i ortadan kaldırmak üzere ordusunun başında giderken yolda hastalandı. Yerine oğlu Me’mun’u veliahd tayin ettiğini bildirdikten sonra, 24 Mart 809 tarihinde kırk dört yaşındayken vefat etti.
Harun Reşid devrinde Abbasi Devleti çok kuvvetlendi. İçte ve dışta itibarı arttı. Bütün komşu devletler tarafından üstünlüğü tartışılmaz bir şekilde kabul edildi. Devlet muazzam bir istikrara kavuştu. Adalet ve medeniyet yaygınlaştı. Halk refaha ve huzura kavuştu.
Harun Reşid ilim sahibi ve cömert olup güzel konuşurdu. Halifeliği müddetince, bir sene hacca, bir sene de cihada giderdi. Günde yüz rekat namaz kılardı. Hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmazdı. Misafirlerin eline su dökecek kadar mütevaziydi. İlim ve sanatı severdi. Edebiyata meraklı olup, âlimlere, ediblere ve fakirlere yardımda bulunurdu. Sarayı ilim ve fikir adamları ile sanatkârlar ile doluydu. Bunlar zaman zaman halifenin huzurunda toplanır ve karşılıklı müzakerelerde bulunurlardı. Bunlar arasında büyük İslam âlimi İmam-ı A’zam’ın talebesi Ebu Yusuf şair Ebu Nüvas, dil alimi Ebu Ubeyde, tarihçi Vakidi, nahiv alimi Sibeveyh, kıraat alimi Selim el Mukri ile evliyanın büyüklerinden Fudayl bin Iyad başta gelmektedir. İmam-ı Ebu Yusuf Kitab-ül-Harac adlı kitabını Harun Reşid için yazmıştır. Halife Harun Reşid, İmam-ı Malik’e; “Senin kitaplarını çoğaltıp her yere göndereceğim ve herkesin bunlara uymasını emredeceğim.” deyince; “Ya Halife! Böyle yapma, alimler arasındaki fark, Allahü tealanın rahmetidir. Hepsi hidayet üzeredir. Her Müslüman, dinde söz sahibi, dilediği alime uyar.” buyurmuştur. Harun Reşid zamanında fevkalade tercüme faaliyetleri olmuştur.
Devletin idari teşkilatında değişiklikler yapan Harun Reşid vilayetleri küçülterek daha kolay idare edilir bir hale getirdi. Merkez teşkilatında bazı divanlar kurarak bunları vezire bağladı. Daha önce valilere bağlı olan başkadıya hesap verme mecburiyetini getirdi. Devrin baş kadısı İmam-ı Ebu Yusuf hazretleriydi.
Harun Reşid döneminde ticari faaliyetler de gelişip Müslüman tüccarlar Çin ve İskandinavya’ya kadar giderek ticaret yaptılar. Bu sayede devlet hazinesinin geliri görülmemiş bir derecede arttı. Abbasi şehirleri cami, mescid, ribat ve sebillerle süslendi. Harun Reşid’in yanısıra hanımı Zübeyde de cömert olup, hayır işlerini severdi. Yaptırdığı pekçok hayır işlerinden biri Mekke’ye 40 km uzaklıktan getirttiği sudur.