« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Haz

2007

AKP’ye nasıl darbe vurulacak?

Cumhur ÖZALP 19 Haziran 2007

Son günlerde “teröre karşı sivil tepki” tartışılıyor. Devlet kurumlarından birinin bu çağrısı üzerine çok şeyler söylendi. Bu çağrı daha sonra, “demokratik sınırlar içinde kalması gereken bir tepki” şeklinde açıklandı. Bu haliyle de anlaşılamadı. Öyle ya, neye tepki gösterilecek? Teröre ve terör örgütüne… Zaten her haber karşısında kabaran bir tepki var, hem de yirmi yıldır. Bir de tabii, sivil birinin yasadışı örgüte nasıl demokratik tepki göstereceği sorunu var. Bu tepki nasıl olacak? Ben bir sivilim; tepki göstersem ne yapacağım? Velhasıl kelam, bu çağrı tam anlamıyla muamma, daha doğrusu düne kadar muammaydı…

Herkes bu çağrıyı, “etnik çatışmaya yol açabilir” şeklinde yorumladı; ama böyle olmadığı, dünkü şehit cenazelerinde yaşanan manzarayla açıklığa kavuştu. Bunun AKP’ye darbe vurma planının bir parçası olduğu anlaşıldı. Demokratik tepkinin adresi, şehit cenazesindeki hükümet/AKP protestosuyla belli oldu.

***

Son iki ayı hatırlayalım… Önce Kuzey Irak’a harekatın terörü bitirecek kesin bir hamle olarak tanıtılması; sonra bu konuda yaşanan polemik ve hükümetin sanki buna engel oluyormuş gibi gösterilmesi… (Belki de gerçekten engel oluyordur, bilmiyoruz.) Hemen arkasından başlayan, daha doğrusu ivme kazanan terör saldırıları ve toplumun yüreğini dağlayan boy boy şehit cenazeleri… Ve şehit cenazelerinde başlayan iktidar protestoları!

Durum anlaşılmıştır; şehit cenazelerinde teröre karşı yükselen tepkiyi AKP karşıtı tepki haline dönüştürmek… Tıpkı 28 şubat sürecinde, ışık yakıp söndürerek Susurluk’u protesto eyleminin RP karşıtı protestoya dönüştürülmesi gibi. AKP’yi şehit cenazeleriyle çökertmeyi deneyecekler. Boy boy şehitler dizildikçe, planlanan amaca erişmek daha kolay olacak!

***

“Sivil tepki” kavramı tartışılırken, hiç kimsenin aklına “şehit cenazelerini iktidar partisi karşıtı gösteri haline dönüştürme projesi” niçin gelmedi? Belki de hiç kimse, şehit cenazelerini, yüreği yanan insanların isyanını siyasal amaçlarla kullanacak kadar çirkin bir oyun tezgahlanabileceğine ihtimal vermediği için… Bu plan çok aşağılık bir plan… Binlerce yıllık şehadet duygusunun, şehitlik kavramının bile sonunu getirecek, buna duyulan inancı yıkacak bir plan…

Şehit cenazelerine on yıllardır hep ülkücüler sahip çıktı. Zaman zaman bazıları, ülkücüleri şehit istismarcılığıyla suçlasa da, bu cenazelerde asla siyasal bir slogana, politik puan kazanma eylemine rastlamadık. Belli ki onlar, samimi vatanseverlik duygularından dolayı, siyasal bir amaç gözetmeden şehitleri sahiplendiler. Liberal, sol ve lümpenler şehit cenazelerinin yakınından bile geçmediler. Onların içindeki vatanseverler de üzülmüştür elbette, ama tepkilerini cenazeye katılarak göstermediler.

Cenaze namazını kıldıran imam şehit için sadece dua edilmesini istiyor, ama topluluk imamı yuhalıyor… Böyle bir davranış nasıl açıklanabilir?

Şehit cenazeleri asıl şimdi istismar edilmeye başlandı. Bundan sonra şehit cenazelerinde bol bol ulusalcı/sol göreceğiz demektir. Ama acıyı paylaşmak ve vatanı uğrunda kendini feda etmiş bir yiğide saygı ve hürmetten dolayı değil, AKP’yi protesto etmek için… Şahadetin anlamını bilerek ve onu sahiplenmek için değil, iktidarı yıkmak için…

***

Bir toplumun kutsalları üzerinden siyaset yapılmamalıdır… Bir toplumun kutsalları aşındırılmamalıdır. Hele şehit cenazeleri her türlü politik tartışmanın dışında tutulmalıdır. Şimdi iktidarıyla, iktidar karşıtlarıyla herkes bunu yapıyor. İktidar karşıtları AKP’yi safdışı bırakmak için öyle tehlikeli adımlar atıyorlar ve öyle yanlışlar yapıyorlar ki, bu ülkenin aydınları “durun, bu bir yanlıştır” dediğinde, savunmayı asla düşünmeyecekleri bir partiyi, AKP’yi savunur konuma düşüyor. Eğri oturup doğru konuşalım; bölücü terör AKP’nin eseri mi? AKP çökerse terör duracak mı?

Şimdi ben bu memleketin bir aydını olarak çıkıp da “etmeyin ağalar, efendiler, paşalar, beyler, akil adamlar; toplum ve onun kutsalları sizin oyuncağınız, oyun alanınız değil” desem acaba dinleyen olur mu? “Gözünüzü bu kadar mı AKP düşmanlığı bürüdü? Karşı olduğunuz iktidarı yıkmak için, insanların acıları üzerinden, gencecik evlatların kurumamış kanları üzerinden siyaset yapmayın. AKP’yi tasfiye için attığınız her adım ona puan kazandırıyor” diye yalvarsam sesime kulak verirler mi? “Terörü Irak’a girmeden bitirin.. Yeni eylem planı yapın… Gencecik yiğitleri üç-beş teröristin tuzağına düşürmeyin; lojistik planlamadan hareket tarzına kadar her şeyi yeniden gözden geçirin. Teknik alet-edavat gerekiyorsa alalım; gerekirse Türkiye’nin bütün iş makinalarını oraya yığalım; yeter ki gencecik bedenler hain tuzaklarla parçalanmasın” desem, kim dinler?

Hiç kimse!

Fakat ben yine de söyleyeceğim… Gencecik bedenlere yüreğim yanıyor. Aynı zamanda trajediyi görüyor ve kahroluyorum. Biliyorum ki, olayların bu seyrinde hem AKP hem de karşıtları suçlu ve sorumlu…

Aklıma gelen diğer soruyu sormadan da edemiyorum: AKP de, onu yıkmak isteyenler de acaba aynı merkezden mi yönlendiriliyor?

Öyleyse bu çatışma görüntüsü niye?

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,13 M - Bugn : 18357

ulkucudunya@ulkucudunya.com