« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Ağu

2007

Bardağın Dolu Tarafları

Yılmaz Örmeci 07 Ağustos 2007

Bir seçimi daha geride bıraktık. Tarihe kalın çizgilerle yazılacak ve unutulmayacak bir seçim dönemi yaşadık.

Bu seçimlerin adı her ne kadar 'Milletvekili' seçimleri olsa da bağımsız adaylar dışında hemen hepsi de 'Lidervekili' seçimleri idi.

Bunu daha önce de yazmış, parti içi demokrasi konusu ile özellikle 'Seçim Yasası' ve 'Siyasî Partiler Yasası' nı eleştirmiş, mutlaka değiştirilmekliği üzerinde durmuş idim.

İçinde bulunduğum toplumun genel kesimi, ailem, komşularım, iş arkadaşlarım, hattâ mahalle bakkalım bile bu sonuçlardan hoşnut değil. Bu yazıyı okuyanların da büyük kısmının memnun olmadığını çok iyi biliyorum.

Ünlü Alman düşünür Geothe'nin bir sözünü anımsatayım sizlere:

'Malını kaybeden birşey kaybetmiştir. Onurunu kaybeden çok şey kaybetmiştir. Cesaretini kaybeden ise herşeyini kaybetmiştir.'

Bu dönemde en çok gerek duyduğumuz iki şey var:

Birincisi CESARET, ikincisi MORAL' Bu bakımdan seçimlerle ilgili olarak bardağın dolu taraflarını göstermek istiyorum sizlere.

Seçimin mutlak iki galibi var:

Birincisi Meclis'e girmeyi başaran Milliyetçi Hareket Partisi olup, oylarını yaklaşık ikiye katlayıp, % 10'luk baraj sınırını geçmiş, 70 Vekille temsil edilmeğe hak kazanmıştır.

Öncelikle kendilerini kutluyor, başarılar diliyorum.

İkinci galip ise Adalet ve Kalkınma Partisi'dir.

Hattâ Vekil sayılarını geçtiğimiz seçimlere göre koruyamadığı için bazı kesimlerce galip de sayılmayabilir.

Oylarını % 34'ten % 46'lara çıkartmıştır, ama Vekil sayısını 'seçim sistemi ve yasasının azizliğine uğrayarak- 360'lardan 340'lara düşürmüştür.

Dolayısıyla seçim yasalarının ve baraj sisteminin en büyük zararını AKP görmüştür.

Geçtiğimiz dönemde Meclis'te 24 olan kadın Vekil sayısı bu dönem % 100 artarak 48'e çıkmıştır.

Ülkedeki nüfusun % 50'sini oluşturan kadınların Meclis'te daha çok temsil edilişi sevindirici bir gelişimdir. Umarım ki önümüzdeki seçimlerde daha da fazla kadın Vekilimiz olur ve kadınlarımız daha fazla temsil hakkı elde ederler.

Önceki dönemde Meclis'te iki (daha sonra ANAP'ın grup kuruşu ile 3) parti temsil edilirken şimdi 3 parti barajı aşarak Meclis'e girmeği başarmışlardır.

Bu da sevindirici bir gelişim olup, Meclis'te daha fazla parti sayısı ile daha fazla görüş ve fikir ortaya çıkmıştır. Ayrıca CHP ile birlikte seçime giren DSP, bağımsız vekillerle DTP ve yine bağımsız olarak seçilen BBP Genel Başkanı ile Mecliste temsil edilen parti sayısı 6'ya çıkacaktır. Bu da en az 4 muhalefet partisi demektir.

Bu seçimlerde en çok oyu alan parti olan AKP Anayasa'yı değiştirecek üçte iki çoğunluğu sağlayamamıştır.

Dolayısıyla önceki dönemdeki kadar rahat hareket edemeyecek, 'Ben yaptım oldu' havalarına ve davranışlarına giremeyecektir.

Ayrıca daha geniş kesimlerden oy aldığı için de üzerindeki baskı artarak devam edecek, hem kendisini destekleyen liberal sermaye kesimlerinin, hem de iddialara ve duyumlara göre çeyrek altınla ödüllendirdiği işsiz ve fakir halkın baskısını üzerinde hissedecektir.

Diğer taraftan da yine iddia edildiği üzere birkaç 'tarikat' ile 'cemaat' in de üzerinde baskısı oluşacaktır.

Bu da gün geçtikçe kendisine oy verenlerin yine 'Elim kırılsaydı da oy vermeseydim' sözleriyle desteğinin azalışına ve oy kaybına neden olacaktır.

Öte yandan yapılan kamuoyu anketlerine göre halkımızın % 80'inden fazlası ayrı ayrı olarak hem AB'ye, hem ABD'ye karşıdır.

Hükümetin AB ve ABD yanlısı izlemek zorunda olduğu politikaları; bu güç odaklarına, küresel sermayeye ve Emperyalist işgallere temelde ve özünde karşı olan kesimlerden de oy aldığı göz önünde tutulduğunda, AB uyum politikaları, ABD stratejik ortaklık gerekleri, Irak'ın kuzey kesimindeki (Kuzey Irak değil) çeşitli oluşumlar ile İsrail'in ülkemiz ticaret ve siyasetindeki etkileri de yine bu partinin desteklerinin azalışına neden olacaktır.

Makro düzeyde gerçekleşen bazı ekonomik iyileştirimlerin halk tabanına yayılışı zaman alacağından bu seçim döneminde de bu kitleye oy veren geniş kesimler aradıklarını bulamayacaklar, işsizlerin çoğu yine işsiz kalacak; memur, işçi ve esnaf gelirlerini arttıramayacaklar, sayıları iddia edildiğine göre 4'ten 26'ya çıkan dolar milyarderleri sayesinde toplam gelir artmakla birlikte bu kesimlere bekledikleri gelir artışından pay verilemeyecektir.

Yine de kişi başına Ulusal gelir artmış görünecek, ama bu artışın nedeninin milyarderlerin kazançlarının artışından kaynaklandığı, toplumun geniş kesimlerinin ise alım gücünün düşmeğe devam ettiği görülecektir.

Burada muhalefet partilerine düşen ise kolay yol olan kötüyü eleştirmek değil, iyiyi doğruyu ve güzeli, yapılabilir olanı araştırıp halka göstermek olacaktır.

Bugünden tezi yok, muhalefette kalan partiler başta olmak üzere hükümet eden partiye seçenek olabilecek, yaraya merhem, dertlere çare olmağa aday parti programları geliştirilmek zorundadır.

Oy vermiş olduğumuz partilerin bu yapıda olmadığını hepimiz biliyorduk.

Ancak hükümet eden partinin de bu kadar güçlü olarak karşımıza çıkışını da arzu etmiyorduk. Tüm muhalefet partileri seçimlere hazırlıksız yakalandılar ve seçim bildirgeleri bile bir ayda hazırlanabildi.

'Göç yolda düzelir' diyerek fazla üzerinde durmadık, ancak iyi bir kadro, iyi bir seçim bildirgesi ve her an baskın seçimlere hazırlıklı oluşunu istediğimiz partilerimizin eksikliklerini şimdiden gidermeğe çalışmak, onların nasıl başardıklarını, daha doğrusu 'Nasıl becerdiklerini' araştırıp buna göre önlemler almak da hepimizin ödevi olsun.

Bu ülkenin bölünmez bütünlüğü, Atatürk ilke ve inkılâplarının savunucusu olan, sol-sağ ayırmadan tüm partiler son zamanlardaki moda deyişle 'Şapkalarını önlerine koyarak' düşünsünler ve Millet neyi emrediyorsa, halkımız neyi arzuluyorsa, okumuş-cahil ayırmaksızın 'lütfen- her kesimi dinlesinler.

Halkın % 55'inin bu hükümete karşı olduğunu akıllarından çıkarmasınlar ve halkta değil kendilerinde kabahat arasınlar.

Meclis'e giren partiler de o kadar sevinmesinler. Çünkü en az iktidardaki kadar muhalefetteki partilere de halkın baskısı devam edecektir.

Saygı ve selâmlarımı sunar, yüksek moral ve cesaret dolu aydınlık günler dilerim.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,68 M - Bugn : 19293

ulkucudunya@ulkucudunya.com