« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Oca

2008

Kur'an'da Başörtüsü

Hayrettin KARAMAN 08 Ocak 2008

Özdemir İnce (Hürriyet 26 Aralık 2007) Kur'an'da başörtüsü ve türbancıların iki yüzlülüğü konusunda oldukça sert bir yazı yazmış. Yazının, tartışacağım kısmı şöyle:

"Ama Azhâb Sûresi'nin 59. ayeti; Nûr Sûresi'nin 30, 31 ve 60. âyetleri dışında Kuran'da bir başka hüküm yoktur ve türban şaklabanlığı Kutsal Kitap'da yer almamaktadır. (İkiyüzlüler yan başlığını atarak devam ediyor): Bunu öğrendiğim için: Faiz ve kredi kartının İslam'a aykırı olmasına karşın türbancılar tarafından kullanıldığını; türbancıların, İslâm'a ters düşmesine karşın, Cumhuriyet'in yapı ve kurumlarına, yasalarına ve özellikle Devrim Yasaları'na uymak zorunda kaldıkları halde nasıl olup da dinden çıkmadıklarını soruyorum. Bu işte bir ikiyüzlülük var! İkiyüzlülük sadece türbancılarda değil! İkiyüzlülüğün en tepesinde Kuran çevirmen ve yorumcuları bulunuyor. Bunun en çarpıcı kanıtını, Mustafa Sağ, "Evrensel Çağrı, Kur'an Meâli" (Final Pazarlama Yayını) çevirisine yazdığı önsöz ve açıklamalarda veriyor. Mustafa Sağ'a göre geleneksel çevirmen ve yorumcular Nûr Sûresi'nin 31. ayetini geleneğe uyarak ve birbirlerini taklit ederek yanlış çeviriyorlar. Müthiş bir iddia! Mustafa Sağ'ın açıklamasını olduğu gibi aktarıyorum. Kuran ayetinde 'başörtüsü' diye bir kelime geçmemektedir. Buna rağmen tüm Kuran tefsirlerinde ve çevirilerinde Kuran ayeti 'başörtüsü' olarak çevrilmiştir. Halbuki ayette geçen "HIMAR' kelimesi 'Baş örtmek' anlamında değil, sadece 'örtmek' anlamına gelmektedir."

Ben şaklabanlık, ikiyüzlülük gibi çirkin kelimelere mukabele etmeksizin yalnızca -bu işlere emek vermiş birisi olarak- doğru bildiklerimi açıklayacağım:

1. Türbancı "türban yapan ve satan" manasına gelir. Yazıda bahse konu edilenler türbancı değildirler, türban diye kasten yanlış adlandırılan başörtüsünü, inançları gereği örten müminlerdir.

2. İnancı gereği başını örten, namaz kılan, oruç tutan, hacca giden müminler bunları yaptık diye "Biz günahsızız" demezler, diyemezler; onların da hataları, günahları olabilir. Bu sebeple kendilerine ikiyüzlü demek uygun değildir; onlar ibadetlerini yaparken samimi, günah işlerken de zaaflarına yenilmiş beşerdirler. İbadete devam ettikçe diğer günahları terk etme mücadelesinde başarılı olmaları ihtimali, ibadetsizlere göre daha güçlüdür.

3. Faiz haramdır, onu alan ve veren günah işlemiş olur. Kredi kartı, süresi içinde ödeme yapıldığı takdirde faizli işleme sebep olmaz, süresinde ödenmez de gecikme sebebiyle banka faiz alırsa işte o zaman faiz ödenmiş olur. Yani her kart kullanan faize bulaşmış olmaz.

4. Sayın İnce, "Devrim Yasaları'na uymak zorunda kaldıkları halde nasıl olup da dinden çıkmadıklarını soruyorum." Diyor.

Onun zekası, "zorunda kalanların" dinden çıkmış olmayacaklarını kavrayacak seviyededir ama sanırım bu soruyu aceleye getirmiş.

Evet, bir mümin, baskı altında kalır, işkence, sürgün, hapis, önemli bir mahrumiyetle tehdit edilirse, gönülden benimsemeksizin "Ben dinden çıkıyorum" dese bile dinden çıkmış olmaz. Müslümanlar, İslam'a aykırı olay ve durumları güçleri yeterse elleriyle, yetmezse dilleriyle düzeltmeye çalışırlar, bunu da yapamazlarsa gönülden karşı çıkar, tavır koyarlar. Yükümlülükleri bundan ibarettir.

Kur'an'da başörtüsü var mı, Mustafa Sağ'ın iddiası doğru mu? Bu soruya da gelecek yazıda cevap verelim.



Hayli zaman önce bir ilahiyatçı ile “İslam'da başörtüsünün hükmü” konusunu yazışarak tartışmıştık. Bu tartışmayı olduğu gibi “İslam'da kadın ve Aile” isimli (Ensar yayınlarından) kitabıma aldım. Geniş bilgi almak isteyenlere tavsiye ederim.

Burada, sayın Ö. İnce'nin yazısı sebebiyle, Kur'an'da başörtüsü'ne ait kısa bir özet yapacağım.

Kur'an-ı Kerim'de başörtüsü 24 sıra numaralı Nur suresinin 30. âyetinde geçmektedir. “Kadınlar, başörtülerini, göğüslerinin üzerinden bağlasınlar; yani başörtüleriyle göğüslerini de örtsünler” mealindeki bu âyette geçen “humur” kelimesi, başörtüsü manasına gelen “hımâr” kelimesinin çoğuludur.

“Kur'an'da geçen hımâr kelimesi yalnızca örtü manasına gelir, başörtüsü manasına gelmez” diyenler kesinlikle yanılıyorlar. Çünkü bu kelimenin kökünde “örtme, karışma, yaklaşma” gibi manalar varsa da, kökten alınmış farklı kelimelerin (şekillerin) de farklı manaları vardır. Mesela aynı kökten gelen “hamr”, şarap, “hamîr”, hamur mayası, “humâr” akşamdan kalma hali manalarına gelir. Tartışma konumuz olan “hımâr” da başörtüsü ve vücudun bütününü örten örtü manalarında kullanılmıştır. Bu mananın delillerine gelince:

1. Hz. Peygamber zamanından bu güne kadar “hımâr”a bu mana verilmiş ve uygulama da bu manaya göre olmuştur.

2. İbn Manzûr, Fîrûzâbâdî gibi kaynak luğatçıların eserlerinde kelimeye “başörtüsü” manası verilmiştir.

3. Taberî, Zemahşerî gibi kaynak tefsirlerin tamamında hımâr kelimesinin manasının başörtüsü olduğu kaydedilmiştir.

4. M. Esed'in İngilizce ve M. Hamidullah'ın Fransızca çevirilerinde de kelimeye verilen mana “başörtüsü”dür.

Hasılı Kur'an'da başörtüsünün bulunduğuna dair deliller güçlü ve çok, bulunmadığına dair delil ise yoktur.

Birinci yazım üzerine ABD'de yaşayan Edip Yüksel'den bir mail aldım. Sayın Yüksel bu mektubunda uzun uzadıya dert yanarak, sayın İnce'nin yazısında sözü edilen mealin kendisine (E.Yüksel'e) ait olduğunu, M. Sağ'ın haksız olarak bu meali kendisine mal ettiğini anlatıyor. Bu alma, çalma meselesini incelemek bizim işimiz değil, ama böyle bir iddianın bulunduğunu da yazmam gerekirdi, yazdım.

Adı geçen meal kime ait olursa olsun, Nur suresinde geçen “hımâr” kelimesine “başörtüsü değildir demenin” yanlış olduğunu yukarıda açıklamış oldum.

Başını örten Müslüman kadınlarımız ve kızlarımız, güvendikleri alimlerin tefsir, meal ve açıklamalarına dayanarak örtünüyorlar. Marjinal görüşlere itimat etmedikleri için onları kınamak, yakışıksız sözler söylemek yalnızca bağnazlık, tahammülsüzlük ve edepsizliktir vesselam.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,42 M - Bugn : 35222

ulkucudunya@ulkucudunya.com