« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

29 Eyl

2009

kurt mu bozkurt mu?

bozkurt turan 29 Eylül 2009

KURT MU, BOZKURT MU? ALLAH’IN (c.c) selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Sevgili dostlar, kurt mu, Bozkurt mu ? diye başladım yazıma. Eminim bilen insanlar bu soru karşısında ‘buda sorumu yani, elbette bozkurt’ diyeceklerdir. Lakin ALLAH’IN (c.c) vermiş olduğu gezme ,tebliğ etme vazifesini yaptığımız yer ve zamanlarda ahir zamanın gereklerinden biri olan bilenlerin az olması gerçeğiyle defalarca yüz yüze kalıyoruz. ‘hiç bilenle bilmeyen bir olur mu’ diye buyuran bir peygamberin (s.a.v) ümmeti olarak, ilmin mütevazılığını ve öğrenmenin farz olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerektiğini bildiğimiz halde, kimileri bazı zamanlarda peşine düşülen nefsi arzuları yüzünden öğretici vazifesi olan insanlara dahi karşı çıkmaktan çekinmezler. Cahilliklerinden değil de öğrenmekten utanan bu insanlar kendilerine faydası olacak cümleleri bile kibir yüklü beyinlerine sokmak istemezler .Halbuki ‘bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum ‘ diyen HZ.Ali’nin (r.a) işaret ettiği ‘öğrenin’ tavsiyesini, yüce ve tek din İslam’ın ‘oku’ emrini hiçe sayarak ihtiras dalgaları arasında kararmış kalplerinin kölesi ve şeytanın eseri olan bu kibir yüklü ruhsuz cesetler büyük gaflet içerisinde olduklarını bilmemektedirler.Ne acıdır anlatıldığı halde anlamamak veya sırf anlatan kişiyi sevmediği için şartlanıp dinlememek.Ne acıdır ilim ayağına geldiği zamanlarda bile fırsatı nefsiyle itmek. Ne acıdır şeytanın avuçlarında köleyken her şeyi bildiğini zannetmek.. Tarihte Zekeriya peygamberi bile hızarla kesen Ademoğlu, Pir Sultan Abdal’ı asan, Nesimi’nin derisini yüzen bu beşeriyet, anlatılanları anlamamak için yine büyük caba içerisinde olmalarına rağmen, bizler yani Allah’ın rızası için yeryüzünde öğrenip öğrendiklerimizi paylaşmak isteyen zümre, zorluk çekmemize rağmen vazifemizden caymayacağız ve taşlanıp fişlensek de Hakk’ın huzurunda hesap vereceğimizi bildiğimizden anlatmaktan yılmayacağız. Hepimizin bildiği gibi BOZKURT tarihten bugüne gelen ve yeryüzünde hep şanıyla var olan büyük Türk milletinin sembolüdür. Bizlerin Türkistan dediğimiz lakin batılı tarihçilerin Orta Asya dedikleri bölgenin tarihini incelediğimizde BOZKURT un Türkler için ne kadar büyük önem taşıdığını görmekteyiz. İngilizlerin kullandığı aslan, Rusların kullandıkları Ayı, Japonların kullandıkları Yılan vs. gibi sembollerin karşısında saygıyla eğilenler Türklerin, geçmişinden bugüne gelen bağımsızlığın timsali olan BOZKURT u resmetmesine şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Bu Türk ve Türlük düşmanlarının yüzyıllardır hazmedemediği bir gerçektir. Bunları hep bildik ve biliyoruz. Şimdi temel konumuz olan KURT MU, BOZKURT MU? Sorusunun cevabını yukarıda kısaca açıkladığıma inanarak asıl rahatsız edici konuyu gündeme getirmek istiyorum. Öncelikle, edebiyat, tarih ve çeşitli sosyolojik dalların bir parçası olan ozanlık geleneğinin bakışı ile inceleyelim konumuzu. Hepimizin bildiği gibi şiir dili dediğimiz gerçek, Türkçe'nin yanlış kullanılmasına şiddetle karşıdır. Bir şiirde `Kurt koyuna özendi` demek doğrudur. Veya `kurtlar çakallardan ders almaz` demek şiirin anlatımıdır ve doğrudur. Âşık Veysel'in `koyun kurt ile gezerdi` mısrasıda bu doğrunun başka bir örneğidir. Yanlış olan Türk milletine kurt diye hitap edilmesidir. Kurt farklı bozkurt farklıdır. Türk milletinin sembolü olan BOZKURTTUR, kurt değil. Bakınız, tabiatta ki canlılardan olan kurt ve bozkurtun özellikleri bile birbirinden farklıdır. Avlanma şekillerinden tutun reislik şekil ve taktiklerine kadar iki canlı birbirinden farklı özellikler sergiler. Bilmeyen arkadaşlarımızın, belgesel olarak bu canlıları tanıtan programları izlemelerini tavsiye ederim. Büyük Türk Milleti bağımsızlığından asla vazgeçmeyen ve esir olduğunu anladığı an kendini öldürmeye çabalayan, renk itibariyle dahi kurtlardan ayrı olan BOZKURTU kendisine sembol etmiştir. Tekrar şiir diliyle de inceleyecek olursak Mustafa YILDIZDOĞAN'ın `kurtlar puslu havada toplandı Ankara'da` mısraları yanlış anlatımdır. Yine bir anlatım bozukluğu da Ahmet ŞAFAK'ın`yalnız kurt yenilmemeli` diyerek bir milleti rencide yanlışlığıdır. Başka bir yanlışta Ozan ÜNSAL'ın şu mısralarıdır; `Kurtlar unutmuş artık yay denilen nesneyi, amerikana verdik cenk denilen mesleği Burnumuzda tütüyor Çinlinin kan kokusu, elimizden yitiyor yüce dünya beyliğ` Bu büyük milleti kurtlaştırmak bu necip ırka ihanet ve hakaretle eştir. Bir izci başının izcilerine kurtlarım demesi, veya bir babanın evlatlarına kurtlarım diye hitap etmesi belki normal karşılanabilir. Lakin, gerçek şudur; söz konusu Türklük veya Türk milletiyse kurt değil bozkurt denilmesidir. Hele, milletin dili olan ozan ve sanatçıların bu hatayı yapmaları Türklük davası adına, bilmeyen milyonlarca insanı bir uçuruma sürükleyen en büyük yanlış ve ihanettir. Sözlerimi doğrulayıcı başka bir örnek ise AŞIK SEFAİ'NİN`hilal sancağında bozkurt töresi`adlı şiiridir. Şiirin bir bölümde bozkurt, Türk milletini ve Türklüğü ifade için doğru bir şekilde şöyle kullanılmıştır; Eğilmedik, kırıldık defalarca, Allah';ın davasıdır dedik ve diyet istemedik. Erkekçe öldük, yiğitçesine öldük, İpe giderken satmadık sevdiklerimizi Kaldırdık Hilâl Sancağını, yaşadık BOZKURT Töresini. Yine, bozkurtun doğru kullanıldığı diğer bir örnek ise ozan ERHAN'ın şiirinin şöyle bir kıtasıdır; Tanrı dağlarından bozkurtlar geldi Anadolu Türk'e vatan olunca İslam'ın şanıyla namını saldı Yaradandan kudretini alınca. Başka bir örnekte, Zemahşer Osman ÖZTUNÇ `öç alınsın Çin'den` adlı şiirinde bozkurttan şöyle bahseder; Gecesinde ay dolunsun Settinde bozkurt ulunsun Bir an evvel öç alınsın Çin’den. Bir başka şiirinde söyle der zemahşer; BOZKURTLARIN SOLDU ÜLKÜ ÇİÇEĞİ İLİMLİ İRFANLI BAŞBUĞLU ÇAĞI FELEĞİN ÇEMBERİ ÇARKI BIÇAĞI BAĞIRLARA YARA AÇTIĞI GÜNDÜR BAŞBUĞUN DÜNYADAN GÖÇTÜĞÜ GÜNDÜR Bu necip halk bozkurt benzetmesiyle yüceltilir.Kurt diye küçültülemez. Kurt diye hitap edildiği zaman bilerek veya bilmeyerek kutsal bir millete hakaret edilmiş demektir. Türklük davasının neferi ve ferdi kurt değil BOZKURTTUR. Büyük devlet adamı rahmetli BAŞBUĞ ALPARSALAN TÜRKEŞ'İN bu konuyla ilgili söylemleri akla geldiğinde benim cümlelerimin teyidi mümkündür. Kısacası, bizler, Birkaç köpeğin bile rahatlıkla boğduğu ve birkaç çocuğun rahatlıkla yakalayıp boynuna ip attığı kurtlar değil, asaletiyle, duruşuyla, bağımsızlığa düşkünlüğüyle tabiata nam yapan BOZKURTU kendimize sembol almışsızdır. SÖZÜN ÖZÜ,biz Türkler ve Türklük aşkıyla tutuşanlar kurt değil BOZKURTUZ. Sözlerimi bozkurttu doğru kullanan başka bir ozan, Ozan ARİF'İN bir kıtasıyla noktalıyorum, YÜCE ALLAH'IN (c.c) SELAMI ÜZERİNİZE OLSUN. Türkeş gibi bir lider ne çıkmıştır, ne çıkar Yıkar onun acısı, Arif' i artık yıkar Ateşin kanunudur düştüğü yeri yakar, Bozkurtların boynunun büküldüğü günsün sen, Dünyanın başımıza yıkıldığı günsün sen! ( Ozan ARİF) YAZAN: BOZKURT

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,82 M - Bugn : 29060

ulkucudunya@ulkucudunya.com