« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

22 May

2007

KANGLI KOCA OĞLU KAN TURALI DESTANINI BEYAN EDER HANIM HEY

22 Mayıs 2007

OĞUZ zamanında Kanglı Koca derlerdi bir gürbüz er var idi.
Yetişmiş bir yiğit oğlu var idi, adına Kan Turalı derlerdi.



Kanglı Koca der: Dostlar, babam öldü ben kaldım, yerim yurdunu tuttum,
yarınki gün ben Öleceğim oğlum kalacak, bundan daha iyisi yoktur ki gözüm
görürken oğul gel seni evlendireyim dedi. Oğlan der: Baba mademki beni
evlendireyim diyorsun, bana layık kız nasıl olur? Kan Turalı der: Baba ben
yerimden kalkmadan o kalkmış olmalı, ben kara koç atıma binmeden o binmiş
olmalı, ben kanlı kafir eline varmadan o varmış bana baş getirmiş olmalı dedi.
Kanglı Koca der: Oğul sen kız istemezmişsin, bir yiğit bahadır istermişsin, onun
arkasında yiyesin içesin hoş geçesin42. Der: Evet canım baba öyle isterim, ya
varasın bir cici bici türkmen kızını

alasın, birdenbire kayayım üzerine düşeyim, karnı yırtılsın dedi. Kanglı Koca
der: Oğul kız görmek senden, mal rızk vermek benden dedi.



Böyle diyince yiğitler ejderhası Kan Turalı yerinden
kalktı. Kırk yiğidini yanına aldı. İç Oğuz'u gördü, kız bulamadı. Çekildi geri
döndü, evlerine geldi. Babası der: Oğul kız buldun mu? Kan Turalı der: Yıkılsın
Oğuz elleri, bana yarar kız bulamadım baba dedi. Babası der: Hey oğul kız
dileyip varan böyle varmaz. Kan Turalı der: Ya nasıl varır baba dedi. Kanglı
Koca der: Oğul sabah varıp öğlen gelmek olmaz, öğlen varıp akşam gelmek olmaz,
oğul sen mala dört elle sarıl, yığ, ben sana kız aramağa gideyim dedi.



Kanglı Koca sevine kıvana kalktı. Ak sakallı çok yaşlı ihtiyarları yanına aldı.
Iç Oğuz'a girdi, kız bulamadı. Dolandı Dış Oğuz'a girdi, bulamadı. Dolandı
Tırabuzan'a geldi.



Meğer Tırabuzan tekürünün44 bir fevkalade güzel dilber kızı var idi. Sağına
soluna iki çift yay çekerdi. Attığı ok yere düşmezdi. O kızın üç canavar
kalınlığı kaftanlığı var idi. Kim o üç canavarı bastırsa yense öldürse kızımı
ona veririm diye vad eylemişti. Bastıramasa başını keserdi. Böylelikle otuz iki
kafir beyinin oğlunun başı burç bedeninde kesilip asılmıştı. O üç canavarın biri
kükremiş aslan idi, biri kara boğa idi, biri de kara erkek deve idi. Bunların
her birisi bir ejderha idi. Bu otuz iki baş ki burçta asılmıştı, kükremiş aslan
ile kara erkek devenin yüzünü görmemişlerdi, ancak boğa boynuzunda helak
olmuşlardı.



Kanglı Koca bu başları ve bu canavarları gördü, başında olan bit ayağına
toplandı46.Der. Varayım oğluma doğru haber vereyim, hüneri var isa gelsin alsın,
yoksa evdeki kıza razı olsun dedi.



At ayağı çabuk ozan dili çevik olur. Kanglı Koca giderek geldi Oğuz'a çıktı. Kan
Turalı'ya haber oldu, baban geldi dediler. Kırk yiğit ile babasına karşı vardı.
Elini öptü. der: Canım baba bana yarar kız buldun mu? Der: Buldum oğul hünerin
var ise dedi. Kan Turalı der: Altın akçe mi ister, katır deve mi ister? Babası
der: Oğul

hüner gerek hüner dedi. Kan Turalı der: Baba yelesi kara cins atıma eyer
vurayım, kanlı kafir eline akın edeyim, baş keseyim, kan dökeyim, kafire kan
kusturayım, kul hizmetçi getireyim, hüner göstereyim. Kanlı Koca der: Hay
canım oğul hüner dediğim o değil. O kız için üç canavar beslemişler. Kim ki o üç
canavarı bastırır, o kızı ona verirler. Bastırıp öldürmese onun başını keserler
burca asarlar. Kan Turalı der: Baba bu sözü sen bana dememeliydin, mademki
dedin, elbette varmalıyım, başıma kakınç, yüzüme dokunç48 olmasın, kadın ana bey
baba esen kalın dedi. Kanglı Koca der: Gördün mü ben bana nettim, oğlana korkunç
haberler vereyim, belki gitmez döner dedi. Kanglı Koca burada söylemiş, görelim
hanım ne söylemiş :

Der:



Oğul senin varacağın yerin

Dolamaç dolamaç yolları olur

Atlı batıp çıkamaz onun balçığı olur

Alaca yılan sökemez onun ormanı olur

Gök ile boy ölçüşen onun kalesi olur

Göz Kakarak gönül alan onun güzeli olur

Hay demeden baş getiren celladı olur

Sırtında kalkan oynar yayası olur

Yaman yerlere yeltendin geri dön

Ak sakallı babanı ihtiyarcık olmuş ananı ağlatma



dedi. Kan Turalı kızdı, der:



Ne söylüyorsun ne diyorsun canım baba

Bu kadar işten korkan yiğit mi olur

Alp ere korku vermek ayıp olur

Dolamaç dolamaç yollarını

Kadir kor ise geceleyin at sürüp geçeyim

Atlı batıp çıkamaz onun balçığına kumlar döşeyeyim

Alaca yılan sökemez ormanını

Çakmak çakıp ateşe vereyim

Gök ile boy ölçüşen kalelerini

Kadir kor ise yapayım yıkayım

Göz kakarak gönül alan güzelinin boynunu öpeyim

Sırtında kalkan oynar yayasının

Kadir kor ise başını keseyim

Ya varayım ya varmayayım

Ya geleyim ya gelmeyeyim

Ya kara erkek devenin göğsü altında kalayım

Ya boğanın boynuzuna ilişeyim

Ya kükremiş aslanın pençesinde didileyim

Ya varayım ya varmayayım

Ya geleyim ya gelmeyeyim

Yine görünceye kadar bey baba hatun ona esen kalın



dedi. Gördüler ki namus için durmuyor, dediler: Oğul uğurun açık olsun, sağ esen
varıp gelesin dediler. Babasının anasının ellerini öptü.



Kırk yiğidini yanına aldı. Yedi gün yedi gece at koşturdular. Kafirin hudut
boyuna eriştiler, çadır diktiler. Koşucu atını koşturup Kan Turalı gürzünü göğe
atıyor, inip yere düşmeden kavrıyor, tutuyor,



Hey kırk eşim kırk arkadaşım

Yüğrük olsa yarışsam

Hak Taala inayet eylese

Üç canavarı öldürsem

Güzeller sultanı sarı elbiseli Selcen Hatunu alsam

Babamın anamın evine dönsem

Hey kırk eşim kırk arkadaşım

Kırkınıza kurban olsun benim başım



diye söylüyordu.



Bunlar bu sözde iken meğer hanım teküre haber vardı. Oğuz'dan Kan Turalı derler
bir yiğit var imiş, kızını istemeğe geliyor dediler. Kafirler yedi ağaç yer
karşı geldiler, neye geldiniz yiğit beyler dediler. Karşılıklı vermeğe almağa
geldik dediler. İzzet hürmet eylediler. Ak çadır diktiler, alaca halı düşediler,
ak koyun kestiler, yedi yıllık al şarap içirdiler. Alıp bunları teküre
getirdiler.



Tekür taht üzerinde oturmuştu. Yüz kafir gizlice giyimini giyinmişti. Yedi kat
meydanı dolandı geldi. Meğer kız meydanda bir köşk yaptırmıştı. Bütün yanında
olan kızlar al giymişlerde kendisi sarı giymişti, yukarıdan temaşa ediyordu. Kan
Turalı geldi, kara şaykalı teküre selam verdi. Tekür selam aldı. Alaca halı
döşediler. oturdu. Tekür der: Yiğit nereden geliyorsun? Kan Turalı yerinden
kalkı verdi, sallana sallana yürüdü, ak alnını açtı, ak bileklerini sıvadı, dedi
ki:



Karşı yatan kara dağını aşmağa gelmişim

Akıntılı suyunu geçmeğe gelmişim

Dar eteğine geniş koltuğuna sığınmağa gelmişim

Tanrı buyruğu ile Peygamber kavli ile

Kızını almağa gelmişim



dedi. Tekür der: Bu yiğidin sözü hızlı, eğer elinde hüneri var ise. Tekür der:
Bu yiğidi anadan doğma soyundurun.



Soyundurdular. Kan Turalı altınlı ince keten bezini beline sardı. Kan Turalı'yı
alıp meydana getirdiler. Kan Turalı cemal ve kemal sahibi idi. Oğuzda dört yiğit
yüz örtüsü ile gezerdi. Biri Kan Turalı, biri Kara Çöğür ve oğlu Kırk Kınak ve
boz aygırlı Beyrek. Kan Turalı yüz örtüsünü sıyırdı açtı. Kız köşkten bakıyordu,
eli ayağı

gevşedi, kedisi miyavladı, avsıl53 olmuş dana gibi ağzının suyu aktı. Yanındaki
kızlara der: Hak Taala babamın gönlüne merhamet lütfetse de başlık kesip beni o
yiğide verse, bunun gibi yiğit yazık olur ki canavarlar elinde helak olsun dedi.




Bu sırada demir zincirle boğayı getirdiler. Boğa dizini çöktü, boynuzu ile
mermer taşı yuğurdu peynir gibi ditti. Kafirler der: Şimdi yiğidi atar, yıkar,
yere serer, delik deşik eder. yıkılsın Oğuz etleri, kırk yiğit bir bey oğlu ile
bir kızdan Ötürü ölmek ne oluyor dediler. Bunu işitince kırk yiğit ağlaştılar.
Kan Turalı sağına baktı

kırk yiğidini ağlar gördü, soluna baktı öyle gördü/Der: Hey kırk eşim kırk
arkadaşım, niye ağlıyorsunuz, kolca kopuzumu getirin övün beni dedi. Burada kırk
yiğit Kan Turalı'yı övmüşler, görelim hanımnasıl övmüşler:

Der:



Sultanım Kan Turalı

Kalkarak yerinden doğrulmadın mi

Yelesi kara cins atına binmedin mi

Arku Beli Ala Dağı

Anlayarak kuşlayarak aşmadın mı

Babanın ak otağının eşiğinde

Hizmetçiler inek sağar görmedin mi

Boğa boğa dedikleri

Kara inek buzağısı değil midir

Alp yiğitler hasmından kaygılanır mı olur

San elbiseli Selcen Hatun köşkten bakar

Kime baksa aşk ile ateşe yakar

Kan Turalı sarı elbiseli kız aşkına bir hu1



dedi.



Bre boğanızı koyu verin gelsin dedi. Boğanın zincirini aldılar, salı verdiler.
Boynuzu elmas mızrak gibi. Kan Turalı'nın üzerine hücum etti. Kan Turalı adı
güzel Muhammed'e salavat getirdi, boğanın olnına öyle bir yumruk vurdu ki boğayı
kıçı üzerine çökertti. Alnına yumruğunu dayadı, sürdü meydanın başına çıkardı.
Çok uğraştılar. Ne boğa yener, ne Kan Turzalı yener. Küt küt boğa solumağa
başladı. Ağzı köpüklendi. Kan Turalı der: Bu dünyayı erenler akıl ile
bulmuşlardır, bunun önünden sıçrayayım, ne hünerim var ise ardından göstereyim
dedi. Adı güzel Muhammed'e salavat getirdi, boğanın önünden savuldu. Boğa
boynuzu üzerine dikildi. Kuyruğundan üç kere kaJdırıp yere attı. Kemikleri
hurdahaş oldu. Bastı boğazladı. Bıçak çıkatıp derişini' yüzdü. Etini meydanda
bırakarak derisini Tekür'ün önüne getirip der: Yarın sabah kızını bana veresin
dedi. Tekür der: Bre kızı verin. şehirden sürün, çıksın gitsin dedi. Tekür'ün
kardeşi oğlu var idi, der: Canavarların sultanı aslandır, onunla da oyun
göstersin, kızı ondan sonra verelim dedi.



Vardılar aslanı çıkardılar, meydana getirdiler. Aslan haykırdı, meydanda ne
kadar at var ise kan kaşandı. Yiğitleri der: Boğadan kurtuldu, aslandan nasıl
kurtulsun dediler, ağlaştılar. Kan Turalı yiğitlerini ağlar gördü, der: Bre alca
kopuzumu ele alın beni övün, sarı elbiseli kız aşkına bir aslandan döneyim mi
dedi. Arkadaşları burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der:



Sultanım Kan Turalı

Akça sazlar içinde san deriler görüp taylar basan

Avın damarını delerek kanım emen

Kara çelik öz kılıçtan dönmeyen

Ak kirişli katı yaydan korkmayan

Ak tüylü delici oktan çekinmeyen

Canavarlar sultanı kükremiş aslan kıran54

Alaca köpek yavrusuna kendisini dalatır mı

Alp yiğitler savaş günü hasmından kaygılanır mı



dediler.



San elbiseli Selcen Hatun köşkten bakar

Kime baksa aşk ile ateşe yakar

San elbiseli kız aşkınaa bir hu



dedi.



Kan Turolı, bre katır aslanını koyu ver gelsin dedi. Kara çelik öz kılıcım yok
ki kapıştığı zaman iki biçeydim, sana sığındım cömertler cömerdi gani Tanrı,
medet dedi. Aslanı koyu verdiler, sürdü geldi. Kan Turalı bir çoban keçesini
eline doladı, aslanın pençesine sunu verdi. Adı güzel Muhammed’e salavat
getirdi, aslanın alnını gözetip öyle bir yumruk vurdu ki, yumruk çenesine
dokundu ufattı. Ensesinden tuttu belini yüzdü, sonra kaldırıp yere vurdu,
hurdahaş oldu. Tekür'ün önüne geldi, dedi: Dost, kızını bana ver dedi. Tekür
der: Kızı getirin verin, bu yiğidi gözüm gördü gönlüm sevdi, ister dursun ister
gitsin dedi. Yine kardeşi oğlu der: Canavarların başı devedir, onunla da oyununu
oynasın dedi, ondan sonra kızı verelim dedi.



Tanrıdan inayet olunca beyin paşanın himmeti Kan Turalı'nın oldu. Tekür devenin
ağzını yedi yerden bağlayın dedi. Hasut kafirler bağladılar, yularını sıyırıp
salı verdiler. Kan Turalı fırlar devenin koltuğundan girer, fırlar çıkar. Sarhoş
yiğit hem iki canavarla savaşmıştı, kaydı düştü. Altı cellat ensesine geldiler,
yalın kılıç tuttular. Burada arkadaşlar söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :




Kalkarak Kan Turalı yerinden doğruluverdin

Yelesi kara cins atına sıçrayıp bindin

Ela gözlü yiğitlerini yanına aldın

Arku Beli Ala Dağı geceleyin aştın

Akıntılı güzel suyunu geceleyin geçtin

Kanlı kafir eline geceleyin girdin

Kara- boğa geldiğinde hurdahaş eyledin

Kükremiş aslan geldiğinde belini büktün

Kara erkek deve geldiğinde niye geçtin^

Kara kara dağlardan haber aşar

Kanlı kanlı sulardan haber geçer

Kudretli Oğuz eline haber varır

Kanglı Koca oğlu .Kan Turalı netmiş derler

Kara boğa geldiğinde kıpırdatmamış

Kükremiş aslan geldiğinde belini bükmüş

Kara erkek deve geldiğinde niye geçmiş derler

Büyük küçük kalmaz söz eder

Yaşlı kadın erkek dedikodu eder

Ak sakallı baban dertli olur

îhtiyarcık olmuş anan kan yaş döker

Hanım kalkarak yerinden doğrulmazsan

Altı cellat ensende yalın kılıç tutar

Birdenbire güzel basını keser

Aşağıdan yukarı bakmaz mısın

Karşına alaca kaz geldi şahinini atmaz mısın

Sarı elbiseli Selcen Hatun işaret eder görmez misin

Seni deve burnundan perişan olur dediler bilmez misin

Son elbiseli Selcen Hatun köşkten bakar

Kime baksa aşk ile ateşe yakar

Sarı elbiseli kız aşkına bir hu



dedi. Kan Turalı ayağa kalktı. Der: Bre ben bu devenin burnuna yapışınca o kız
sözü île yapıştı derler, yarın Oğuz eline haber varır, deve elinde kalmıştı kız
kurtardı derler, bre kolca kopuzumu çalın övün beni, yaradan kadir Tanrı'ya
sığındım, bir erkek deveden döneyim mi, inşallah bunun da başını keseyim, dedi.
Yiğitleri Kan Turalı'yı övüp söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :



Kapkayalar basında yuva tutan

Kadir ulu Tannya yakın uçan

Mancınığı ağır taştan vızıldayıp müthiş inen

Arı gölün ördeğini şakıyıp alan

Koca üveyik dipte yürürken çekip yüzen

Karıncığı aç olsa kalkıp uçan

Cümle kuşlar sultanı kartal kuşu

Kanadıyle saksağana kendisini bağırtır mı55

Alp yiğitler savaş günü hasmından kaygılanır mı



dediler.



Son elbiseli Selcen Hatun köşkten bakar

Kime baksa aşk ile ateşe yakar

San elbiseli kız aşkına bir hu



dedi.



Kan Turalı adı güzel Muhammed'e salavat getirdi, deveye bir tekme vurdu. Deve
bağırdı. Bir daha vurdu, deve ayağı üzerinde duramadı yıkıldı. Basıp iki yerden
boğazladı. Arkasından iki kayış çıkardı, tekürün önüne bıraktı, der: Akıncıların
okluğunun bağı, üzengisinin kayışı kopar, dikmek için lazım olur dedi. Tekür
der: Vallah bu yiğidi gözüm gördü gönlüm sevdi dedi.



Kırk yerde otağ diktirdi. Kırk yerde kızıl alaca gelin odası diktirdi. Kan
Turalı ile kızı getirip gelin odasına koydular. Ozan geldi coşturucu havalar
çaldı. Oğuz yiğidinin yüreği kabardı. Kılıcım çıkardı yere çaldı, kertti, dedi
ki: Yer gibi kertileyim, toprak gibi savrulayım, kılıcıma doğranayım, okuma
saplanayım, oğlum doğmasın, doğarsa on güne varmasın, bey babamın kadın anamın
yüzünü görmeden bu gelin odasına girersem dedi. Evini çözdü, devesini bağırttı,
kara koç atını kişnetti, geceyi gündüze kattı, göçtü.



Yedi gün yedi gece at koşturdu. Oğuz'un hudut boyuna çıktı, çadır dikti. Kan
Turalı der:



Hey kırk eşim kırk arkadaşım

Kurban olsun size benim başım



Hak Taala yol verdi vardım, o üç canavarı öldürdüm, sarı elbiseli Selcen Hatun'u
aldım geldim, haber eyleyin babam bana karşı gelsin dedi. Kan Turalı baktı gördü
bu konduğu yerde kuğu kuşları, turnalar, sülünler, keklikler uçuyorlar. Soğuk
soğuk sular, çayırlar, çimenler.. Selcen Hatun bu yeri güzel gördü, beğendi.
İndiler, yeme içme ile meşgul oldular. Yediler içtiler.



O zamanda Oğuz yiğitlerine ne kaza gelse uykudan gelirdi. Kan Turalı'nın uykusu
geldi, uyudu. Uyurken kız der: Benim aşıklarım çoktur, ansızın dört nala
gelmesin, tutup yiğidimi öldürmesinler, akça yüzlü ben gelini tutup babamın
anamın evine iletmesinler dedi. Kan Turalı'nın atının giyimini sessizce tuttu
giydirdi. Kendisi de giyimini sessizce tuttu giyindi. Mızrağını eline aldı, bir
yüksek yere çıktı, bekledi.



Meğer hanım Tekür pişman oldu. Üç canavar öldürdüğü için bir kızcağızımı aldı
gitti dedi. Gizlice kara elbiseli, mavi demirli altı yüz kafir seçti. Gece
gündüz at koşturdular. Ansızın yetiştiler.



Kız hazır idi. Baktı gördü dört nala yetiştiler, atını oynattı, Kan Turalı'nın
üzerine geldi. Söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :

Der:



Gafil olma kara basını kaldır yiğit

Ela süzme güzel gözünü aç yiğit

Pazularından ak ellerin bağlanmadan

Ak alnın kara yere tepilmeden

Birdenbire güzel başın kesilmeden

Alca kanın yer yüzüne dökülmeden

Hasım yetişti düşman erişti

Ne yatıyorsun kalk yiğit

Kapkayalar oynamadan yer oyuldu

Yaşlı beyler ölmeden el boşaldı

Kaynaşarak uğrayarak dağdan indi

Tertiplenip üzerine düşman geldi

Yatacak yer mi buldun yurt mu buldun

Noldu sana





diye seslendi. Kan Turalı sıçradı uyandı, ayağa kalktı. der: Ne söylüyorsun
güzelim dedi. Der. Yiğidim, üzerine düşman geldi, uyandırmak benden, savaşıp
hüner göstermek senden dedi. Kan Turalı gözünü açtı, göz kapaklarını kaldırdı.
Gördü gelen at üzerinde, giyimini giyinmiş, mızrağı elinde. Yeri öptü, der:
Amenna ve saddakna56, maksudumuz Hak Taala katında hasıl oldu diyip arı sudan
abdest aldı. Ak atına bindi, adı güzel Muhammed'e salavat getirdi, kara elbiseli
kafire at sürdü, karşı vardı. Selcen Hatun at oynattı Kan Turalı'nın önüne
geçti. Kan Turalı der: Güzelim nereye gidiyorsun dedi. Der: Bey yiğit baş esen
olsa börk bulunmaz mı olur, bu gelen kafir çok kafirdir, savasalım, dövüşelim,
Ölenimiz olsun, sağ kalanımız otağa gelsin dedi.



Burada Selcen Hatun at sürdü. Hasmım bastırdı. Kaçanını kovalamadı, aman diyeni
öldürmedi, öyle sandı ki düşman bastırıldı. Kılıcının kabzası kan içinde otağa
geldi. Kan Turalı'yı bulamadı. O sırada Kan Turalı'nın babası anası çıka geldi.
Gördüler ki bu gelen kişinin kılıcının kabzası kanlı, oğlu görünmez. Haber
sordular, görelim nasıl sordular:

Anası der:



Anam kişi kızım kişi

Sabah erken yerinden kalkı verdin

Oğulu tutturdun mu

Birdenbire güzel başını kestirdin mi

Kadın ana bey baba diye bağırttın mı

Sen geliyorsun bir beyim görünmüyor bağrım yanıyor

Ağız dilden bir kaç kelime haber bana

Kara başım kurban olsun gelin sana



dedi. Kız bildi ki kaynanası kayın babasıdır. Kamçı île işaret kılıp: Otağa
inin, nerede iner karışır toz var ise ve nerede karga kuzgun oynuyorsa orada
arayalım dedi. Atına mahmuz vurdu, bir yüksek yere çıktı, gözetledi.



Gördü ki bir derenin içinde toz kah toplanıyor kah dağılıyor. Üzerine geldi.
Gördü ki Kan Turalı'nın atını aklamışlar, gözünün kapağını aklamışlar, yüzüne
kan bürümüş, durmadan kanını siliyor, kafirler üşüşüyor, kılıcını yalın eyliyor
kafiri önüne katıp kovalıyor. Selcen Hatun bunu böyle gördü, içine ateş düştü.
Bir bölük kaza şahin girmiş gibi kafire at sürdü. Bir uçundan kırıp kafiri öbür
ucuna çıktı.



Kan Turalı baktı gördü ki bir kimse düşmanı önüne katmış kovalıyor. Selcen
olduğunu bilmedi, kızdı. Burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der:



Kalkıp yerinden doğrulan yiğit ne yiğitsin

Yelesi kara cins atına binen yiğit ne yiğitsin

Birdenbire başlar kesen

Destursuzca57 benim düşmanıma giren yiğit ne yiğitsin

Destursuzca düşmana girmek bizim elde ayıp olur

Bre yürü

Doğan kuş olarak ucayım mı

Sakalınla boğazından futayım mı

Ansızın senin başını ben keseyim mi

Alca kanını yer yüzüne dökeyim mi

Kara başını terkiye58 asayım mı

Bre belası gelmiş yiğit ne yiğitsin

Çekilip dön



dedi Selcen Hatun burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der:



Hey yiğidim bey yiğidim

Develer yavrusundan döner mi olur

Kara koçta cins atlar

Taycığını teper mi olur

Ağıllarda akça koyun

Kuzucağını süser mi olur

Alp yiğitler bey yiğitler

Sevgilisine kıyar mı olur

Yiğidim bey yiğidim

Bu düşmanın bir ucu bana bir ucu sana





dedi. Kan Turalı bildi ki bu düşmanı basıp dağıtan Selcen Hatundur. Bir tarafına
da kendisi girdi. Kılıç çekip yürüdü, kafir basını kesti. Hasım bastırıldı,
düşman kırıldı. Selcen Hatun Kan Turalı'yı at arkasına aldı çıktı. Giderken Kan
Turalı'nın fikrine bu geldi ki:



Kalkıp ey Selcen Hatun doğrulduğunda

Yelesi kara cins atına bindiğinde

Babamın ak otağının eşiğine indiğinde

Oğuzun ela gözlü kızı gelini destan anlattığında

Herkes sözünü söylediğinde

Sen orada durasın övünesin

Kan Turalı perişan oldu

At arkasına aldım çaktım diyesin

Gözüm döndü gönlüm gitti

Öldürürüm seni





dedi. Selcen Hatun durumun ne olduğunu bilip söylemiş, görelim hanım ne söylemiş
:

Der:



Bey yiğit

Övunürse erkek övüncün aslandır

Övünmekle kadın erkek olmaz

Alacak yorgan içinde seninle sarmaşmadım

Tatlı damak tutarak emişmedim

Al duvağımın altından söyleşmedim

Tez sevdin tez usandın kavat oğlu kavat

Kadir Allah bilir ben sana

Munisim yarim kıyma bana





dedi. Kan Turalı der: Yok, elbette öldürmem gerektir dedi. Kız hiddetlendi, der:
Bre kavat oğlu kavata ben aşağı kulpa yapışıyorum, sen yukarı kulpa
yapışıyorsun, bre kavat oğlu, okunla mı, kılıcınla mı, gel beri konusalım dedi.




Atını tepti, bir yüksek yere çıktı. Okluğundan doksan okunu yere döktü. İki okun
temrenini çıkardı. Birini yaya taktı, birini eline aldı. Temrenli ok île atmağa
kıyamadı. Der: Yiğit at okunu. Kan Turalı der: Kızların yolu evveldir, önce sen
at dedi. Kız bir oku Kan Turalı'ya attı. Şöyle ki başında olan bit ayağına indi.
İleri gelip Selcen Hatun'u kucaklayıp barışmışlar, emişmişler. Kan Turalı burada
söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der:



Işıl ışıl ışıldayan ince elbiselim

Yere basmayıp yürüyen servi boylum

Kar üzerine kan damlamış gibi kızıl yanaklım

Çift badem sığmayan dar ağızlım

Ressamların59 çizdiği kara kaçtım

Kurumsu60 kırk tutam kara saçlım

Aslan soyu sultan kızı

Öldürmeğe ben seni kıyar mıydım

Kendi canıma kıyarım ben sana kıymam

Ben seni deniyordum





dedi. Selcen Hatun da burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der:



Kalkarak yerimde n doğrulurdum

Yelesi kara cins atıma binerdim

Babamın ak otağından çıkardım

Arku Bedi Ala Dağı avlardım

Alaca geyik yabani geyik kovalardım

Çekince bir ok ile vururdum

Temrensiz ok ile yiğit seni deniyordum

Öldürmeğe yiğidim ben seni kıyar mıydım





dedi. Irağından yakınından geliştiler. gizli yaka tutarak koklaştılar, tatlı
damak vererek emiştiler, ak boz atlara binerek koşuştular, bey babasının yanına
eriştiler.



Babası oğlancığını gördü Allah'a şükürler eyledi. Oğlu ile, gelini ile Kanglı
Koca Oğuz'a girdi. Yeşil, alaca, güzel çimene çadır dikti. Attan aygır, deveden
erkek deve, koyundan koç kestirdi. Düğün etti. Kudretli Oğuz beylerini ağırladı.
Altınlıca gölgeliğini dikip Kan Turalı gelin odasına girip muradına maksuduna
erişti.



Dedem Korkut gelip neşeli havalar çaldı, destan söyledi deyiş dedi, gazi
erenlerin başına ne geldiğini söyledi.



Şimdi hani dediğim bey erenler

Dünya benim diyenler

Ecel aldı yer gizledi

Fani dünya kime kaldı

Gelimli gidimli dünya

Son ucu ölümlü dünya



Ecel geldiğinde on imandan ayırmasın. Kadir seni namerde muhtaç etmesin.
Allah'ın verdiği ümidin kesilmesin. Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul
olsun. Amin diyenler Tanrı'nın yüzünü görsün. Derlesin toplasın günahınızı adı
güzel Muhammed Mustafa'ya bağışlasın hanım hey!.....

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 24057

ulkucudunya@ulkucudunya.com