« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Ağu

2015

Millî iradeye karşı saray darbesi

Mümtaz’er Türköne 01 Ocak 1970

Uzun zamandır Cumhurbaşkanı'nın ağzından “millî irade” sözünü duymadık. Millî irade çoğunluktu, çoğunluk sandıktı ve sandıktan çıkan çoğunlukta her şeyin üstünde olan ve egemenliği tek başına kullanan iktidardı.

İstifa etmiş geçici bir hükümet, nasıl millî iradeyi temsil edebilir? Erdoğan'ın yıllardır gücünü dayandırdığı millî irade görünmez olunca, geriye kullanabilecek tek vasıta sarayda üretilen entrikalar kalıyor. Saray olmasaydı bu kadar entrika nerede üretilecekti?

Önümüzü görebilmek için bu entrikaları çözmek, onun için de entrikaları oluşturan parçaları bir araya getirmek gerekiyor. Bu yapıçözümünü en sade şekilde Devlet Bahçeli yapıyor. Entrikayı şu şekilde özetliyor: Hedeflediği başkanlığı elde edemedi, iktidarı da kaybetti. 17/25 Aralık dosyasının açılmasından korkuyor; kendini güvence altına alabilecek bir koalisyon hükümeti veya yenilenen seçimle partisini tekrar iktidara getirmek istiyor.

Bahçeli'nin bu çözümlemesi sarayda üretilen entrikanın temel mantığını bütün berraklığı ile yansıtıyor. MHP liderinin koalisyon gündemine yaklaşımını, bu temel mantığın üzerine yerleştirdiğiniz zaman aradaki insicam eksikliği gideriliyor. MHP bir yandan yenilenecek seçimleri kolluyor, bir yandan da AK Parti-CHP koalisyonunu zorluyor. MHP'den geldiği anlaşılan AK Parti azınlık hükümeti formülü, 17/25 konusunda serbest bir Meclis oluşturmayı hedefliyor olsa gerek ki, hemen Erdoğan tarafından reddediliyor. 17/25, AK Parti'nin kuracağı koalisyonun iki taraf için de kırmızı çizgisi değil. Çünkü bu konunun Hükümet ile bir ilgisi yok, daha çok yasama organının işi. Bir koalisyon kurulsa ve pazarlıklarda bu konu hiç gündeme gelmese bile yolsuzlukların soruşturulması doğal mecrasında gerçekleşecek. Engellemek için gizli bir mutabakat imzalanması lâzım. “Gizli” olmalı, çünkü partilerin grup kararı alamayacağı bir konuda icra organı kendisini bağlamış olacak. Demek ki bir koalisyon hükümeti kurulursa eninde sonunda yolsuzluk dosyalarının kapağı, adalet tecelli edene kadar açık kalacak. Erdoğan, işte bundan korkuyor ve bu korkuyu deşifre ederken Bahçeli entrikaların örtüsünü aralamış oluyor. Erdoğan'ın kararı olarak çıkacak seçim konusunda kimsenin tereddüdü olmamalı. Bahçeli'nin söylediği gibi Türkiye seçime gidecek; tabii saray entrikalarıyla millî iradeyi arzu edilen istikamette şekillendirmek kaydıyla. Millî iradeyi arzu edilen kalıba dökmek için dikeni tam battığı yerden çıkartmak, yani HDP oylarını geriletmek gerekiyor. CHP veya MHP'deki muhtemel oy değişimi, iktidar denklemini değiştirip AK Parti'ye tek parti iktidarı getiremiyor. Millî irade mutlaka HDP'yi cezalandırmalı, bunun için de entrika üretilmeli.

Bahçeli'nin çözümlemesi doğru, ancak bu çözümleme üzerine inşa ettiği bir politikası yok veya üreteceği çareleri başka bir yere ipotek veriyor. MHP, hemen iktidar denklemini değiştirecek her tartışmada tavizsiz bir şekilde HDP'nin tam karşısında yer alıyor. HDP, adeta MHP politikalarını bir ters kutup oluşturarak belirliyor. Meclis'in bugün kapalı olması ve saray entrikalarının bir engelle karşılaşmadan hayat bulması MHP'nin “anti” politikasının en çarpıcı örneği.

AK Parti, CHP ile “istikşafî” düzeyde yürüttüğü koalisyon görüşmeleri ile, saray entrikalarının ihtiyaç duyduğu zamanı kazanıyor. Görüşmeleri yürüten Ömer Çelik “oyalama taktiği”ni “müzakere” değil “istişare” yaptığını vurgulayarak, genel başkan görüşmelerine YAŞ sonrası tarih vererek yeteri kadar açık ediyor.

Erdoğan Çin'den ayrılırken uçakta Çözüm Süreci için “seçimde çok ağır bedel ödedik” diye partisinin kaybını dile getirirken, yaptıracağı erken seçimde partisi adına belirlediği politikayı da ifşa ediyor. Millî irade, yaptığı hatayı sandıkta düzeltecek. Yanlışlıkla HDP'ye giden oylar tekrar yuvaya dönecek. HDP ile kendisini ve partisini kutuplaştırırken, sarayda hazırlanan millî iradeye darbe planı uygulanacak. Tırmanan şiddetin seyrini ve kapsamını da işte bu entrikalar belirleyecek.

Türkiye'nin doğusunun ve batısının vahşi bir hayvanı zapteder gibi 7 Haziran'da iki taraftan gemlediği terör belası, bu entrikalar yüzünden azıyor. Öyleyse millî iradeye, yani 7 Haziran'a sahip çıkmak ve hükmünü yerine getirmesine destek olmak lâzım. Yoksa bu entrikalar yüzünden bu sefer millî iradenin kendisi çok ağır bedeller ödeyecek.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,79 M - Bugn : 33337

ulkucudunya@ulkucudunya.com