« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Tem

2017

Hatay Meselesi ve Hatay’ın Anavatana Katılması

01 Ocak 1970

Halkının büyük çoğunluğu Türk olan ve Misakımillî sınırları içerisinde bulunan
Hatay (İskenderun Sancağı), Fransa’yla 20 Ekim 1921’de imzaladığımız Ankara
Antlaşması ile Türkiye sınırları dışında kaldı. Bölge, Suriye ile birlikte
Fransız mandası altına girdi. O günün şartları gereği böyle bir karar almak
zorunda kalan Türkiye, Hatay’daki Türklerin haklarının korunması ve bölgeye
özerklik verilmesi için gerekli ortamı hazırlayacak hükümler eklemeyi de ihmal
etmedi. Anlaşmanın ilgili maddesine göre İskenderun bölgesi için özel bir
yönetim kurulacaktı. Bölgede Türk kültürünün gelişmesi için her türlü imkândan
yararlanılarak Türk dili resmî bir niteliğe sahip olacaktı. Fransa manda
yönetimi 1921’de İskenderun Özerk Sancağı’nı Halep’e bağladı. İskenderun
Sancağı’nda kurulan bu statü, bölgede ve Türkiye’de olumsuz etkiye neden oldu.

Fransa, 1926’da İskenderun Sancağı sınırları içinde, yapılan seçimler ve
hazırlanan anayasa sonucunda burada “Bağımsız İskenderun Hükûmeti”ni kurdu. Bu
durum, Suriye’de tepkilere yol açtı. Fransa, ikinci bir kararnameyle bu
hükûmetin adını değiştirerek “Kuzey Suriye Hükûmeti” adını verdi ve bundan sonra
İskenderun Sancağı Şam’a bağlandı. Bölgede yaşayan Türk halkının bu gelişmelere
büyük tepki göstermesi üzerine 1930’da Milletler Cemiyeti Mandalar Komisyonu
İskenderun Sancağı’nın özel bir statüye tabi olduğunu kabul etti. Böylece,
İskenderun Sancağı’nın mali ve yönetim özerkliği uluslararası bir belgeye
bağlanmış oldu.

Fransa, 1935’te Suriye ve Lübnan üzerindeki mandasını kaldırdı. 9 Kasım 1936’da
Suriye ile bir anlaşma yaparak İskenderun dâhil bölgedeki, bütün yetki ve
haklarını Suriye Hükûmeti’ne devretti. (Fransa 1946’da tamamen Suriye ve
Lübnan’dan çekildi.) Bu durum Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı ve kabul
edilmedi. Bu arada Türk Hükûmeti, 9 Eylül 1936’da, Milletler Cemiyetinde
İskenderun sorunu hakkında Fransa’ya ikili görüşme yapılmasını önerdi. Fakat
öneri kabul edilmedi.

Almanya ve İtalya’daki totaliter rejimlerin yayılmacı politikaları başta Fransa
olmak üzere, birçok Avrupa ülkesini endişeye sevk etti. Bu durum Fransa’yı Hatay
konusunda anlaşmaya zorlamaktaydı. Türkiye ise sorunlarını diplomasi yoluyla
çözen ve dostluğu aranan bir devlet olmuştu. Türkiye, 9 Ekim 1936’da, Fransa’ya
bir nota vererek Suriye ve Lübnan’a olduğu gibi İskenderun Sancağı’na da
bağımsızlık verilmesini istedi. Fransa, verdiği cevapta, İskenderun Sancağı’nın
bağımsızlığının tanınması hâlinde Suriye’nin parçalanmış olacağını, buna da
kendisinin yetkili olmadığını bildirdi. Türkiye’nin isteğinde ısrar etmesi
üzerine Fransa, sorunu Milletler Cemiyetine götürmeyi önerdi. Türkiye de bunu
kabul etti.

İskenderun sorunu, 14 Aralık 1936’da, Milletler Cemiyetinde ele alınarak Sancak
için yeni bir statü kabul edildi. Buna göre İskenderun ve Antakya iç işlerinde
tam bağımsız, dış işlerinde Suriye’ye bağlı, kendisine özgü bir anayasa ile
yönetilen bir statüye kavuşturuldu. 1937’de Türkiye ile Fransa arasında
imzalanan bir antlaşma ile Sancak’ın toprak bütünlüğü güvence altına alındı.

Türkiye, Milletler Cemiyetinin kararıyla Hatay’da oluşturulacak yeni statüsünün
hemen uygulanmasını istedi. Fransızların engellemeleri üzerine iki ülke
arasındaki ilişkiler gerginleşti. Bu arada Türkiye, Milletler Cemiyeti nezdinde
durumu protesto ederek Hatay sınırına asker yığmaya başladı. Siyasi gelişmelere
paralel olarak Fransa, Hatay’la ilgili tavrını yumuşattı. 6 Haziran 1938’de
Hatay’daki valisini geri çekerek yerine bir Türk vali atadı. Daha sonra iki ülke
arasında anlaşma ile Hatay’ın toprak bütünlüğü ve siyasi statüsünün ortaklaşa
korunması kararlaştırıldı ve 5 Temmuz 1938’de, Türk askeri Hatay’a girdi.

Türkiye ve Fransa’nın gözetimi altında Hatay Meclisi için seçimler yapıldı.
Eylül 1938’de Sancak Millet Meclisi, ilk toplantısını yaparak Hatay
Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen
seçilirken Başbakanlığına da Abdurrahman Melek atandı. Türkiye Cumhuriyeti
kanunları ve parası kabul edildi. Hatay Devleti yöneticileri, Türkiye’ye
katılmak isteğinde bulundular. Bu sırada Avrupa’da savaş ortamına girilmesi
Fransa ve İngiltere’yi Türkiye’ye yaklaştırdı. Fransa ile yapılan anlaşma sonucu
Fransa, askerlerini bölgeden çekerek Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etti.

Hatay Millet Meclisi, 23 Haziran 1939 günü yaptığı toplantıda oy birliği ile
Anavatan’a katılmak kararını alarak Hatay Devleti’ne son verdi. Aynı gün Fransa
imzalanan Ankara Anlaşması ile Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etti ve bir
süre sonra Hatay’dan çekildi. TBMM 30 Haziran 1939’da, Ankara Antlaşması nı
onayladı. 23 Temmuz 1939 günü yapılan törenle de Hatay Türkiye’ye katıldı.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,05 M - Bugn : 5080

ulkucudunya@ulkucudunya.com