« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Ağu

2017

Yeni parti üzerine notlar

Servet Avcı 01 Ocak 1970

1- Adalet...

2- Bir arada yaşama duygusu ve birbirine tahammül...

3- Devlet politikalarında millî tavır...

2010'lu yıllarda Türkiye en çok bu üç yerden yara aldı... Ülkede yeni partiyi bir ihtiyaç haline getiren enerji bu üç alanda birikti... Dolayısıyla yeni partinin kolonlarının öncelikle buralara dikilmesi gerekiyor...

Yeniden 'adalet'i, 'vicdan'ı, 'hukukun üstünlüğü'nü taahhüt edecek program ve inandırıcı kadro... Siyaseti beleşe getiren ama bu yöntemle ülkeye kötülük taşıyan 'bloklaştırıcı siyaset' yerine bir arada yaşama duygusunu yeniden hâkim kılıcı ve tahammülü esas alan bir anlayış... Örselenen millî kimliği devlet hayatında yeniden inşa edecek bir kararlılık...

***

Görünen o ki yeni parti sağ-sol gibi kavramlardan uzak durup kendisini 'merkez'de konumlandıracak... 'Merkez' tabirine 'olumlu' anlamlar yüklemek mümkün olduğu gibi 'olumsuz' anlamlar yüklemek de mümkün...

'Toplumun her kesiminden oy alma, kucaklayıcı olma, iktidarı hedefleme' gibi özellikler 'merkez'i cazip kılarken, 'renksiz, tonsuz, inançlara mesafeli, mensubiyet duygusu olmayan, geleneğe dayanmayan' gibi suçlamalara maruz kalma ihtimali de 'olumsuz' tarafı işaret eder...

Burada belirleyici olan, lider ve kadrolarının mazileri ve bugünkü tutumları... 'Gömlek değiştirir' gibi değil, o gömlek korunarak, bu kimlikle başka kimlikler 'ülkeye hizmet' ortak paydasında buluşturulabilir... Ana fikir, ekmeğin içindeki maya gibi bütün politikalara hâkim kılınarak, hem o fikir, yani Türk milliyetçiliği iktidara taşınabilir hem de ülkenin normalleşmesine yol açılabilir...

***

Yeni partinin ülkede var olan denklemi bozma potansiyeli çok ama çok yüksek... Toplumun farklı kesimlerine mensup, geçmişte temiz kalmış, sicili bozulmamış, ne olduğunu değil, ne olmadığını anlatmaya çalışmayla yorulmayacak, şaibe uyandırmayacak, hayal kırıklığı doğurmayacak, ülke sevdası ve millete hizmet yolunda zerre şüphe uyandırmayacak ehil isimlerle yola çıkmak, bir tercih değil, açık bir mecburiyet...

Geçmişin günahlarına ortak veya intikam duygusuyla yanıp tutuşan, toplumsal algıda temize çıkmamış, mazinin kirini pasını taşıyan, hatta bugün ciddi bir muhalif hareketi doğduysa, yanlış uygulamalarıyla öfkenin birikmesine yol açan kişileri uzak tutmak bu işin en önemli şartlarından birisi...

***

Kendisine uygun alan açmak için başkalarını karalayanlar kadar, kendi defolarını umursamayıp hâlâ 'önemli adam' havasına girerek halkı enforme etme görevine soyunanlar da eski hastalıklı yapıların direnme çabasından başka bir şey sayılmamalı ve yüz verilmemelidir...

Millet bu yeni partiye teveccüh gösterecekse, sağlayacağına inandığı 'adalet'i, sahip olduğunu düşündüğü 'vicdan'ı ve geçmişin günahlarında parmak izi olmayan 'paklığı' için gösterecektir...

Milliyetçi hareketi taşıyan ana kolonlar çökmeseydi, bugün yeni parti arayışının hiçbir anlamı olmayacaktı... Olsa da karşılık bulamayacaktı... O enkazda biriken hayal kırıklıkları, gelecek endişesi, yok olmak korkusu, yeni parti arayışına nefes verdi... Hem bu nefesle nefeslenmek, hem de enkazda payı olanları gelecek yapılanmasında değerlendirmek çelişki olur...

Böyle bir tehlike gördüğüm için söylemiyorum ama daha besmele aşamasında bu tür şüphelerin zerrece yer almaması, birilerinin de bunları hatırlatması gerekiyor...

***

Türk milliyetçileri tarihlerinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan çıkaramadılar... Üstelik kurucu felsefesi 'milliyetçilik' olan bir devlette... Oysa Millî Görüş geleneğinden gelenler, yani rejimin bir anlamda 'itmiş' göründüğü akımdan gelenler iki cumhurbaşkanı ve beş başbakan çıkardı...

Milliyetçiler, şimdi yeni bir hamleyi hayata geçiriyorlar... Bunu hem toplumda 'ortak payda'ya sahip diğer kesimlerin desteğini alarak, hem de 'kendileri kalarak' yapmak gibi zor işe soyundular...

Bu zorluğu kolaylaştıracak toplumsal destek var görünüyor... Adil olacağını ispat etsin ve yönetme yeterliliği taşıdığını göstersin, yol açık...

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,95 M - Bugn : 11853

ulkucudunya@ulkucudunya.com