« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Eki

2008

Imam-i TIRMIZÎ (H. 200-279) 824-892

01 Ocak 1970

Islâm dünyasinin sekiz büyük hadis bilgininden birisi. Tam adi, Ebu Isa Muhammed bin Isa bin Sevre bin Musa bir Dahhak el-Tirmizî'dir. Kütüb-i sitte olarak anilan en güvenilir alti hadis derlemesinden birinin sahibidir. Dördüncü Müslüman kusak (etbau etbau't-tabiin), içinde yer alir. Hadis ilminde en yüksek dereceye ulasanlara özgü olan "Hafiz" ünvanina sahip ender kisilerdendir.



Tirmizî'nin dogum yeri ve yili konusunda farkli rivayetler vardir. Buna göre Tirmizî ya da Mekke'de 200 (815), 206 (821) veya 209 (824) yilinda dogdu; Tirmizî'de 270 (883), 275 (888) ya da büyük ihtimalle 279 (892) yilinda öldü.



Kor olarak dogan ya da sonradan gözlerini yitiren Tirmizî, ilk ögreniminden sonra çalismalarini hadis ilmi üzerinde yogunlastirdi. Hadis derlemek amaciyla Horasan, Irak ve Hicaz'da geziler yapti. Basta Buharî, Müslim ve Ebû Dâvud olmak üzere birçok bilginden hadis aldi. Kendisinden de Heysem bin Kulab el-Sasî, Mekhul bin el-Fald, Muhammed bin Mahbub el-Mahbubî el-Mervezi gibi bilginler hadis rivayet ettiler.



Tirmizî Kitabu'l-Ilel, Kitabu's-Semail, Kitabu Esmai's-Sahabe, Kitabu'l-Esma ve'l-Küna gibi eserler birakmissa da büyük ününü es-Sünen de denilen el-Camiu's-Sahih adli eseriyle kazandi. Tirmizî, câmi' türündeki bu eserde yalniz hadisleri derlemekle kalmamis, her hadisten sonra "Ebu isa der ki" diyerek hadise iliskin düsüncelerini açiklamis, degerlendirmeler yapmistir. Hadisleri Islam hukukunun konularina uygun bir düzen içinde siniflamasi ve tekrarlardan sakinmasi, eserine yararlanma kolayligi kazandirir. Hadis bilginlerine göre es-Sünen'in diger hadis derlemelerine üstünlük saglayan baslica özellikleri sunlardir: Hadislerin güvenilirlik derecelerini belirtmesi, tasidigi zaaflara dikkat çekmesi, ravilere iliskin bilgi vermesi, hukukçularin hadislerden çikardigi sonuçlara deginmesi ve mezheplerin görüslerine yer vermesi.



Tirmizi eseri hakkinda söyle der: "Ben bu Cami-i Kebir'i yazip bitirince, onu ilkin Hicaz alimlerine gösterdim. Hepsi de begendiler. Daha sonra alip Irak alimlerine götürdüm. Onlar da agiz birligiyle eseri övdüler. Nihayet Horasan diyari alimlerine takdim ettim. Onlar da memnun oldular, bilahare eseri ilim alemine sundum. Bu eser kimin evinde bulunursa, orada konusan bir Peygamber vardir" (Abdulaziz bin Sah Veliyyullah Dehlevi, Büstanu'l-Muhaddisin, çev. Ali Osman Koçkuzu, Ankara 1986, 197).



Endülüs bilginlerinden birisi, Tirmizî'nin eserinin özelliklerini ve degerini, yazdigi bir siirle söyle anlatir:



"Tirmizî'nin kitabi bir ilim bahçesidir. Çiçekleri adeta gökteki yildizlarin parlakligini aksettiriyor. O eser sayesinde hadisler vuzuha kavusur. Güzel lafizlara meydana konulmus, adeta resim gibi yerli yerince tanzim edilmistir. "



"Hadislerin en yüksek nevi sahihlerdir. Onlar nurlu yildizlar halinde, her yani aydinlatirlar. Hadislerin sahihini hasenleri takip eder. Sonra garibler gelir. Hadislerin sahihi sakiminden ayrilmistir. Tirmizî onlari tek, tek isaretleriyle ilim erbabina açiklamistir. Bu hadisleri, sahih eserler halinde siraya dizmis, onlari ciddi akil sahipleri de begenip seçmislerdir. Onu begenenler; fakihlerin ve bilginlerin en önde gelenleri fazilet erbabinin, dogru yola gidenlerin en üstünleridir."



"Tirmizî'nin kitabi böylece enfes bir eser; ilim erbabinin takdir ettigi, okuyup konustugu bir çalisma olmustur. Onlar, ruhlarina en yüksek faydayi bahseden en kiymetli bilgileri, Tirmizî'nin kitabindan iltibas etmislerdir"



"Ondan, biz de hadisler yazdik; eseri biz de rivayet ettik. Bu isi, cennet irmaginin suyundan kana kana içmek niyetiyle gerçeklestirdik"



"Düsünce, mana denizine daldi. Oradan en dogru manalara ulasti. Rahman olan Allah, Ebu Isa et-Tirmizî'yi bu serefli isinden dolayi hayir üstüne hayir vererek mükâfatlandirsin" (Abdulaziz bin Sah Veliyyullah Dehlevi, a.g.e., 198.)



HAKKINDA YAZILANLAR



''Hâkim'' Tirmizi Hazretleri



Kütüb-i Sitte adı verilen (6 hadis kitâbının) birisi, Sünen'i Tirmizi'dir. Eserin asıl adı Câmiü's-Sahih olup, hazreti Tirmizi'nin asıl adı ise, Muhammed b. İsâ'dir. Hicri 209 yılında, Türkistan'ın Buhârâ vilâyeti; Ceyhun nehri kıyısındaki, Tirmiz kasabasında doğduğu için ''Tirmizi''olarak anıldı. Hadis ilmini öğrenmek üzere, çok seyâhatler yaptı. Hadis-i şerif aldığı âlimler, sayılamayacak kadar fazladır. İmâm Müslim bunlar arasındadır. Ayrıca evliyânın büyüklerinden; Ebû Türab Nahşebi, Ahmed Hadreveyh ve Ebû Abdullah Celâ hazretleriyle sohbet ederek; tasavvufun derinliklerine erişti.

İmâm Tirmizi (rahmetullahi aleyh) hadis ilminden başka; tefsir ve fıkıh'ta da üstün bir âlimdir. Bilhassa âyet'i kerimelerin nüzûl sebepleri üzerine rivâyet ettiği hadis-i şerifler; çok önemlidir. Bu hususta onunu ve Buhâri hazretlerinin tefsirleri, Esahhü't- Tefâsir en sahih tefsirler olarak kabul edilir. Diğer âlimler ittifakla; Tirmizi'ye ''Hâkim'' pâyesini vermişlerdir. Bu pâyeye lâyık olduğunu, çalışmalarıyla hak etmiştir.

Hâkim Tirmizi topladığı ve tasnif ettiği meşhûr Sünen'den başka, çok kitap yazmıştırç Fakat hiçbirini kendi eseri saymaz ve der ki:''Yazdıklarımın hepsi, Allahü teâlânın lûtfudur. Onların hiçbirini, benim eserim olsun diye yazmadım! Bâzan daraldığım ânlar oldu da; içimden geldiği gibi yazmağa başladım. Yazdıkça gönlüm açıldı. Ve o kitaplar meydana çıktı. Gene de en mühim eseri, Sünen diye anılan el-Câmi'dir. Çünkü ''Hasen'' hadis mevzûunda, ana kaynaktır! Bizzat kendisi: ''Bu kitabımı bitirdiğim zaman, Hicâz âlimlerine arz ettim. Hepsi beğendiler. Irak âlimlerine, arzettim. Onlar da beğendiler. Horasan âlimlerine arz eyledim. Onlar ise dediler ki:''Çok güzel olmuş!''

Önemli esrlerinden biri de Şemâil-i Nebi kitabıdır. Sevgili Peygamberimizin, güzelliklerini anlatır. Sayılamayacak kadar bereketli, fâideli bir eserdir. Okuyanların, murâdlarının gerçekleşmesi yönünde çok mücerreb (tecrübe edilmiş) olduğu rivâyet edilir.


Ulvi Sohbet

''Namaz, bit ziyâfettir! Allahü teâlâ, mü'minlere merhâmet ederek; Onları namaza da'vet eder. Ve namaz esnâsında, önlerine, 'Rahmet sofrasını' yayar! Nimetlerini bol bol dağıtır. Sevdiği kulların, bu ni'metlere nâil olmasını diler'' buyurdu.Talebeleri tekrar sordular: ''Yâ İmâm! Aziz kime denir?''

''Aziz, kendisini, günahının zelil kılmadığı kimsedir.''

''Hür kimdir?''

''Hür de, kendisini, tamâhın (cimriliğin) kötüleştirmediği kimsedir.''

''Kimler, 'Hoca' olabilir?''

''Hoca, kendisini, şeytânların esir almadığı kimsedir.''

''Zeki, kime denir?''

''Allahü teâlâdan korkan ve bizzat kendi nefsini, hesâba çeken kimseler; zeki'dir. Çünkü, Hak yoluna giren ve hakikatı bilen kimsenin; günâha meyli ve ihtirası kalmaz!'' Başka bir sohbet toplantısında ise, müslümanlar ricâ ettiler: ''Bizlere; insanı târif eder misiniz?''

''İnsanlarda; dâimi bir zaaf hâli görülür. Bununla beraber o, bir da'va peşindedir. Hem de, büyük bir iddiâ ile! Acaba nu zâif hâliyle; o büyük iddiâsını nasıl gerçekleştirecek ki!'' Müslümanlar gene sordular: ''Yâ Şeyh! Çocuklarımızı, nerede terbiye etmeliyiz?''

''Herkesin terbiye ve ıslâh yeri, başkadır. Meselâ çocukların terbiye yeri; mektebdir. Yolkesenlerin (eşkiyânın) ıslâh yeri: zindan. Kadınların terbiye mahalli de; evleridir.'' Ömrünün son yıllarında, gözleri görmez oldu. Hiç şikâyet etmedi! Nihâyet 893 (279h.) yılında, Receb ayının bir Isneyn (pazartesi) günü, Rahmet-i Rahmân'a kavuştu.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 25514

ulkucudunya@ulkucudunya.com