« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

13 Ara

2006

“ŞEREFLİ TESLİM” YOLU ARIYORLAR

Hulki CEVİZOĞLU 01 Ocak 1970

Atatürk’ün ilkeleri ve kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkanlara yapılan saldırılar tıkanmaya başladı. Artık düşünce üretemeyen ve yabancıların “düşünce” adı altındaki “sömürgeci emellerine” râm olan (boyun eğen) politikacı ve sözde aydınlar, şimdi “şerefli teslim” yolu arıyorlar!..
Tıkanan bu kesimler ulusalcılara önce “paranoyak” diyordu, şimdi de kendi durumlarını dışa yansıtarak “marjinal” diyorlar. Eminim çoğu, yazarken ve konuşurken bu sözcüğün anlamını da bilmiyor. Marjinalin sözlükteki anlamı “toplum dışında yaşayan” demek. Yani, kendileri dışındakileri toplumdan atıyorlar!..

MARJİNALLİKTEN İKTİDARA..
Oysa, Seçim Yasası’nın bir cilvesi olarak, çoğunluk milletvekillerine sahip olan AKP iktidarı, aslında bir azınlık hükümeti. Yani onların ifadesiyle söylersek gerçek bir “marjinal.”
Neden derseniz, yanıtı çok açık. Büyük bir propaganda ile insanları “düşünemez” duruma getirdikleri için “çoğunluk” havası verdiler. Sakin bir yaklaşımla baktığımızda, AKP’nin 3 Kasım 2002 seçiminde, “tüm seçmenlerin” yüzde 25’inin oyunu aldığını görüyoruz. (Yaklaşık hesapla, 44 milyon seçmenin 11 milyonu.)
Sürekli saldırıya uğrayan ulusalcılar ise, hiçbir baskıdan yılmayarak bugün büyük bir çoğunluk durumuna geldi. Bunu itiraf etmemek için, bunlara “kararsızlar” (!) diyorlar. Bugün bu “kararlı ulusalcıların” tek eksiği etrafında toplanacakları “lider.”
Sözde aydınlara baktığımızda ise, onların durumu iyice acınacak halde. Düşünce fakirleri, asıl marjinallerin yurt dışından “ödüllendirildiğini” bile görmezlikten geliyorlar. Haftanın 6 günü köşelerinde, “toplum dışı marjinal ilişki ve olayları”, toplumun büyük çoğunluğu yapıyormuş gibi yazıyorlar.
Geç gitsin!

HABER VERİLSEYDİ
NE OLACAKTI Kİ?..
Ama geçemeyeceğimiz bir siyasi gelişme var: AKP Hükümeti’nin liman ve havaalanlarımızı Rum’lara açarak, Kıbrıs Rum Yönetimi’ni resmen tanıma girişimi. Ki, AB’ye evet diyen kimsenin bundan kaçışı yok. AKP Hükümeti de kaçamayacaktır. Bugün değilse, yarın bu dayatmayı kabul edecektir.
Gelelim, bu gelişmenin Sayın Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı’na haber verilmediği tartışmasına.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Çankaya’ya mı soracaktım?” diyor!..
Tabii ki, soracaktı. Çünkü, Cumhurbaşkanı -henüz yok edilemeyen- anayasaya göre, “devletin başıdır” (Bakınız Anayasa madde 104). Genelkurmay Başkanı da “ordunun başıdır” (Bakınız Anayasa madde 117).
Şimdi bu tartışmanın “şekil” yönünü bırakıp, “içerik” yönüne bakalım.
Tut ki, Başbakan bu iki makama herkesten önce haber verdi!..
Ne yapılacaktı?..
Tayyip Erdoğan bu icraatından vaz mı geçecekti?.. Hayır. Çünkü, yıllardır uyguladığı politika ortada ve herkes yarın neyle karşılaşacağımızı da biliyor!..
Peki, “bilgi verilip” limanların açılması ile “bilgi verilmeden” limanların açılması arasında ne fark var?..
Buna engel olunamıyorsa -ki, yineleye-yim, AB’ye hayır demediğiniz sürece kim olsa bu limanları açacak- bilgi sahibi olmakla olmamak arasında ne fark edecek?..
İşte şimdi -şık olmasa da- herkes bilgi sahibi oldu.

ÖNCE HÜKÜMETE
BAŞKANLIK, SONRA
ERKEN SEÇİM..
Ulusalcılar (yani, halkın ezici çoğunluğu) merak ediyor. Bu konular iki ayda bir yapılan MGK toplantılarında konuşulmuyor mu? Konuşuluyor da, hükümet dikkate almıyorsa, o zaman bilgi sahibi olmakla olmamak arasında zaten fark yok demektir.

Hemen anımsatalım. Yapılacak o kadar çok şey var ki.
MGK’yı (Milli Güvenlik Kurulu’nu) olağanüstü toplantıya çağırmak, Cumhurbaşkanının yetkisinde.
Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek, Cumhurbaşkanının yetkisinde.
Biraz daha ilerleyelim. Erken seçim yapmak (seçimi yenilemek) Cumhurbaşkanının yetkisinde.
Bu yetkiler bugün değilse, ne zaman kullanılacak?..
Anayasal yetkileri kullanmak değil, kullanmamak hatadır!..
Borsa çökermiş!..
Ülke giderken, borsanın gitmesi daha mı önemli?..
Belki biraz “marjinal” (!) soru oldu ama, aydınlarımız kusura bakmasınlar!..

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,02 M - Bugn : 10453

ulkucudunya@ulkucudunya.com