« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Mar

2022

Antalya zirvesi ve sonuçları

Barış Doster 01 Ocak 1970

Türkiye, birkaç gündür önemli diplomatik zirvelere ev sahipliği yapıyor. Önceki gün, Antalya’da, Türk dışişleri bakanının arabuluculuğunda, Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanları görüştüler. Görüşmeden somut sonuç çıkmasa da dışişleri bakanları düzeyinde ilk temastı. Taraflar müzakerelere devam edeceklerini açıkladılar. Dün 2. Antalya Diplomasi Forumu başladı, yarın bitecek. Foruma; 20 devlet ve hükümet başkanı, 70’ten fazla bakan, 50 kadar uluslararası örgüt temsilcisi katılıyor. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ziyaretinin ardından, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Ankara’ya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Biden’la telefonla görüştü. Yarın Yunanistan Başbakanı Miçotakis, hafta başında Almanya Başbakanı Scholz Türkiye’ye gelecekler.

Tüm bu ikili görüşmeler ve çoklu zirvelerde görüşülen konuları biliyoruz. Sorunlara hemen çözüm bulunmasa bile bu tür temaslar, tarafların hem iç kamuoyuna hem dünyaya mesaj vermesine zemin hazırlarlar. Dahası, birbirlerinin tutumlarını doğrudan görmek, gücünü tartmak, hazırlığını sınamak, kararlılığını ölçmek açısından önemlidirler.

ÖRGÜTLÜ CEHALET VE ATATÜRK KARŞITLIĞI
Ankara’nın dış politika ajandasının yoğunluğu, hem Türkiye’nin coğrafi konumuyla hem büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün saptadığı Türk dış politikasıyla ilgili. Dengeli, bölge merkezli; barışı ve istikrarı savunan; ırkçı, yayılmacı, maceracı olmayan; hırslı, hınçlı, hırçın davranmayan bir dış politika bu. Moskova’yla ilişkileri önemseyen, emperyalist güçlerle mesafeyi gözeten, Arap ülkelerinin içişlerine karışmayan bir çizgi. İktidarın reddettiği, küçümsediği, yok saydığı bu çizginin, haklılığı, doğruluğu, gücü ve meşruiyeti, son günlerde bir kez daha anlaşıldı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, onu küçük görenlerin, can simidi oldu. NATO’nun, ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı olduğu, bir kez daha anlaşıldı. AB’nin ikiyüzlülüğü, AB üyeliğini destekleyenler tarafından da görüldü.

Tüm bu gerçeklere gözlerini kapatanlar da var elbette. Bir kısmı yanlışta ısrar ediyor. Bir kısmı doğruları perdeliyor. Bir kısmı zaten Batı’nın acentesi, uydusu, uzantısı olarak çalışıyor. Bir yanda Türk tarihini, 3 Kasım 2002’yle, AKP iktidarıyla başlatanlar var, bir yanda ABD’den insan hakları, AB’den özgürlük, NATO’dan demokrasi bekleyenler. Bu iki çizgi, sıklıkla birleşiyor, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığında buluşuyorlar zaten.

Bazılarını; casusluk, ihanet ve terör örgütü FETÖ’nün Zaman ve Taraf gazetelerinden biliyoruz. Bazılarını; AB eski Türkiye Temsilcisi Karen Fogg’un dostu olmakla övünen diplomatlar, gazeteciler, akademisyenler olarak tanıyoruz. Bazılarını; Birikim dergisinden, yetmez ama evet takımından, özürdiliyoruz.com tayfasından hatırlıyoruz. FETÖ’nün solcularını, ikinci cumhuriyetçileri unutmuyoruz.

Batı’nın etki ajanı olarak çalışan fonlama gazeteciler, ağzına “emperyalizm” kavramını almadan dünya tahlili yapan uluslararası ilişkiler hocaları, Türkiye’nin dış ülkelerde büyükelçiliğini değil, ABD ve AB’nin Türkiye’de adeta temsilciliğini yapan diplomatlar, dünya dengelerindeki değişimi anlamadan halen Soğuk Savaş ezberleriyle konuşan emekli komutanlar da var. Görüyoruz. Türkiye adına üzülüyoruz...

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,88 M - Bugn : 9417

ulkucudunya@ulkucudunya.com