« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Nis

2007

TÜRKEŞ ve ERCİŞLİLER

ABDULKADİR DONUK 01 Ocak 1970

Acı haberi cumartesi sabahı bir toplantı vesilesi ile gittiğimiz Van'da öğrendik. Dediler : Hoca başın sağ olsun. Şaşkınlığımız devam ederken, devam ettiler : "Türk dünyasının başı sağ olsun." İşte o an gerçek ile karşı karşıya geldiğimi anladım ve içimden "Türk dünyasının bir tane lideri var, o da, liderimiz Alparslan Türkeş" diye, kafamda şimşekler çakmaya başlamış iken, baş sağlığı dileyen kardeşimizin gözlerini kaçırarak, kafasını eğmesi her şeyi anlatmaya yetmiş idi. Yüreğimiz dağlandı, yutkunmamız arttı, anî haber karşısında sanki gözyaşlarımız kurudu. Konuşacak mecalimiz kalmadı. Sessizliği bozmaya kimse cesaret edemiyordu. Kardeşi Kül Tegin'i kaybeden Gök Türk Hakanı Bilge'nin kitabelerde ifade ettiği "Görür gözüm görmez gibi, bilir bilgim bilmez gibi oldu." Herkesin yaşadığı bu duyguyu anlatmak mümkün değil. Ancak hissetmek lâzım. Hissetmek için de rahmete kavuşanı "baba" gibi sevmek icap etmektedir.

Boşuna söylenmemiş "Ateş düştüğü yeri yakar" diye. Beklenmeyen ateş ocağımızın tam ortasına düştü. Her tarafımızı kasıp kavuran bu ateş bizleri üzse de, Başbuğumuz'un yıllar öncesi kıvılcımını çaktığı ve daha sonra patlayan volkandan akan lâvlar gibi gücümüze güç katan, parıldayan nurlu ışıklar hâline dönüştü. Bu ışıklar da kendini Türk hisseden herkesin ağzından düşmeyen parola oldu : "Türklük şuuru, İslâm ahlâk ve fazileti." Biz Türkler'e unuttuğumuz "Türklük şuurunu" dimağlarımıza işleyerek paslanmış zihinlerimizi ve kalplerimizi sevgiye dönüştürmesi yani bizlere "şahsiyet" kazandırması, unutulmaya yüz tutmuş olan kimliğimizi hatırlamamıza vesile olmuştur. Bunun yanında Türk insanının düşüncesine ve ideallerine en yakışan sistemin İslâm ahlâk ve faziletinde olduğunu binlerce defa haykıran Başbuğumuzun kuvvetli bir iman erbabı olduğu herkes tarafından bilinmekte idi. İslâmiyet'i "insanlığa huzur yolunu açan sönmeyen bir güneş" olarak değerlendiren merhum liderimiz, Allah sevgisi ve Allah korkusunu şahsında idrak ettiği gibi, insanlığın kurtuluşunun da bu noktada olduğuna canıgönülden inanmıştı.

Millet sevgisini, vatan aşkını, bayrak sevdasını gönüllerimize işleyen merhum Türkeş, bir ay önce Ankara'da tertip edilen Parti İçi Eğitim Faaliyeti seminerinde : "Önce Türkiye'yi korumak ve kollamak mecburiyetindeyiz. Bu husus unutulmamalıdır. Allah göstermesin Türkiye yok edilirse, Türk dünyasından ve İslâm dünyasından söz edemeyiz. Bunun içindir ki, önce Türkiye'yi kalkındıracağız, ülkemizi süper bir güç hâline getireceğiz" diyerek, dikkatleri şu iki nokta üzerinde toplamıştı :

1- Ecdadımızın bize devrettiği varlığı, emaneti korumak. Yani insanımızı ve toprağımızı muhafaza etmek mecburiyetindeyiz.
2- Türkiye Cumhuriyeti'ni süper bir güç hâline getirmeliyiz.

Bu aynı zamanda A. Türkeş'in milliyetçilik anlayışının iki temel unsurunu teşkil ediyordu. Nisan 1997 Cumartesi günü kalabalık bir heyet ile daha önce programlanan Van Gölü çevresinde bulunan tarihî şehir ve kasabalarımızı ziyaret ederken Erciş'te parti binasında toplanan ülkücü kardeşlerimizi ziyaret ettik. İsimlerini dahi öğrenme fırsatını bulamadığım bu kardeşlerimizin sergilediği manzara, Anadolu insanının vefa duygusunu gözler önüne sermektedir. İlçe başkanının etrafında toplanan gönül dostları taziyeleri kabul etmekte ve bir taraftan da Kur'an'dan sureler okuyarak, ruhuna dua etmekte idiler.

Ülkemizin en uç köşelerinden birinde yapılan bu saygı töreni bizleri son derecede duygulandırdı. Mert ve de cefakâr Ercişli kardeşlerime, Başbuğları'na karşı gösterdikleri sadakat için şükranlarımızı sunarız.

Vatani ve milleti için "Gece uyumadan, gündüz oturmadan" mücadele eden, Türk dünyasını tek bir çatı altında görmeyi Mevlâsı'ndan dileyen merhum A. Türkeş'e Allah'tan rahmet diliyorum. Milletini bu kadar çok seven bir insanı, şüphesiz Allah da sevecektir.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,80 M - Bugn : 7987

ulkucudunya@ulkucudunya.com