Türkmenbaşı öldü… Her nefis gibi Sefermurat Niyazov da ölümü tattı… Allah rahmet eylesin… Bütün Türk dünyasının, Türkmenistanlıların ve Türkmenlerin başı sağ olsun.
Asıl adı, yukarda da belirttiğim gibi Sefermurat Niyazov idi… Ve Türkmenistan’ın Cumhurbaşkanı olduğu gibi, “Dünya Türkmenleri İnsanlık Birliği”nin de başkanıydı… Nitekim, Türkmenbaşı sanını bu birliğin bir toplantısı esnasında, Afganistanlı bir Türkmen kocası takmıştı. Sefermurat Niyazov, böylece, “Türkmenbaşı” diye anılır olmuştu.
Bugün, birtakım Türkiyeli medya kendisi ile alay eder gibi bir tavır takınsa da, Türkmenbaşı, çok zekî, çok akıllı, çok dirayetli, çok bilgili ve yaptığı bütün işleri büyük sevinçle yapan bir insandı… Ben Türkmenbaşı’nı, okul arkadaşım ve dostum, müstakbel Kırım Cumhurbaşkanı Adnan Süyen sayesinde tanımıştım… Yok yok, hiç kimse yanlış anlamasın, Türkmenbaşı’nı şahsen tanımıyordum… Sefermurat Türkmenbaşı’nın yazdığı ve Adnan Süyen’in de bana hediye ettiği, Ruznama’dan tanıyorum, kendisini… Bu yazıyı da, Ruznama’yı okumuş olmaktan aldığım cesaretle yazabiliyorum… Ruznama, kim ne derse desin, ki okumamış birçok kişi mutlaka hakkında yalan yanlış bir çok şey söyleyip, yazacaktır- güzel bir kitap... Milleti ile ülkesini çok seven bir büyük adamın yazdığı, çok güzel bir kitap.
Türkmenbaşı, Türkmenistan’ın seçilmiş cumhurbaşkanıydı… Ancak bu cumhurbaşkanlığı klâsik usulde bir cumhurbaşkanlığı değildi… Daha çok bir başkanlıktı… Sefermurat Niyazov da, bu yüzden olacak ki, daha çok ya “Prezident” ya da “Serdar” diye anılıyordu.
Türkmenistan da cumhurbaşkanının on yardımcısı var. Bu yardımcılar aynı zamanda kabine üyesi. Bunlardan başka kabine üyesi yok. Yürütme işi bu kişiler tarafından gerçekleştiriliyor. On da Bakan var. Başbakan ise yok. Bakanlar cumhurbaşkanının yardımcılarına bağlı olarak çalışıyorlar. Türkmenistan’ın meclisi 50 kişiden meydana geliyor ve bunların tek görevleri kanun yapmak. Sistem içinde anayasa mahkemesi dahil, bütün yüksek mahkemeler, adalet dağıtmakla görevli.
Türkmenistan, istiklâl ve bağımsızlığını 1992 yılında kazandı… Ancak Türkmenistan’ın, 1995 yılında hem de Birleşmiş Milletler kararıyla kazandığı, başka bir sıfatı daha var; “Bitaraf” yani “Tarafsız Ülke”. Türkmenistan’ın bu “bitaraf”lığı, İsviçre gibi bütün dünya tarafından tanınan, aktif bir tarafsızlık… Türkmenistan, “Bağımsız Devletler Topluluğu”na da üye ama bu üyelik “sanki pamuk ipliği ile bağlı” şeklinde… BDT’de, Türkmenistan, sanki gözlemci ülke sıfatıyla bulunuyor gibi.
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sefermurat Niyazov Türkmenbaşı, halk arasında gerçekten çok sayılıp seviliyor… Ancak ailesi ve çocukları ortalarda, hele rant toplamak için, hiçbir zaman görünmüyorlar… Kime sorarsanız sorun, Türkmenbaşı’nın kaç çocuğu olduğunu hiç kimse bilmez… Bizim medya, bu konuda bu yüzden suskun… Belki, cenaze merasimi sırasında kamuoyu önüne çıkmak durumunda kalırlar da, insanların merakları giderilmiş olur.
Türkmenistan da bundan sonra ne olur? Bu sualin cevabını, doğrusu, ben de tam olarak bilemiyorum… Bildiğim şu ki, bu kadar çok yer altı ve üstü zenginliğe sahip ve fakat o oranda da güçsüz bir ülke olan Türkmenistan’ı emperyalizm, kendi haline bırakmaz, bırakmayacaktır… Allah, milletdaşlarımız olan Türkmenlerin, yar ve yardımcıları olsun!
Bütün Türk dünyasının, Türkmenistanlıların ve Türkmenlerin başı sağ olsun… Türkmenbaşı Sefermurat Niyazov’a Allah rahmet eylesin.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
