« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

26 Ara

2006

“CENAZEDE TÜRK-RUS SENTEZİ”

26 Aralık 2006

Bu başlığı Türkmenbaşı Sefermurat Niyazov’un cenaze merasimi haberini veren bir gazeteden aldım… İsmi lâzım değil bu gazete haberi bu başlıkla verdi… Hadi ismini de vereyim; Hürriyet. Hürriyet Gazetesi, cenaze törenini özetle şöyle verdi: Elbiseleriyle açık tabutta/ Camide namaz avluda müzik

Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda saygı duruşu için katafalka konulan Türkmenbaşı'nın naaşı, diğer Müslüman ülkelerden farklı olarak kefene sarılıp tabuta kapatılmadı.

Türkmenbaşı, Hıristiyanların cenaze törenlerindekine benzer şekilde üzeri açık bir tabuta takım elbisesi ve ayakkabıları giydirilerek konuldu. Halka açık törendeki bu durum, cenazeye katılanlarca ağırlıklı olarak Türkmenistan'ın yıllarca Rus hükümranlığı altında kalmasına bağlandı.

Türkmenbaşı'nın naaşı daha sonra yapılan dinî törende, İslâmî inanışa paralel biçimde kefene sarıldı.

Eşi istedi onlar gibi defnedildi

Takım elbise ve rugan ayakkabı giydirilmiş Türkmenbaşı’nın naaşı, üzeri açık bir tabutun içinde yer aldı. Rus-Ortodoks geleneğini andıran saraydaki tören Türkmenbaşı’nın Rus eşi Muza Aleksandrovna’nın isteği üzerine yapıldı. Sovyetler Birliği’nin ünlü liderlerinden Leonid Brejnev ve Jozef Stalin de tıpkı Türkmenbaşı gibi bir törenle toprağa verilmişti. Cenaze töreninde ayrıca ordu bandosu Sovyet döneminde çevrilen ve "yerine getirilmemiş aşk"ı anlatan kederli müzikler çaldı.

Bir Müslüman Türk olarak, benim de, kabul etmediğim “olayı” Gazete böyle vermiş… Doğrudur, İslâmiyet’te böyle bir merasim şekli yoktur… Her dinin (bâtıl dinlerin, zira İslâm’dan başka din diye isimlendirilen her “şey” bâtıldır) kendine göre bir cenaze merasimi şekli olduğu gibi, İslâmiyet’in de bir cenaze töreni şekli vardır ve “bu yapılan” İslâmiyet’e uygun değildir. Ama Hürriyet Gazetesi, bu haberi, İslâmî hassasiyetinden mi böyle verdi?

Yo, hayır! Bunun, İslâmî hassasiyetle hiç alâkası yok!

Nereden biliyorsun? Belki yanılıyorsun… Yanılmış olamaz mısın?

Hayır, yanılmıyorum! Çünkü, Hürriyet bunu, İslâmî hassasiyetinden dolayı böyle vermiş olsaydı, benzer şeyleri, daha önce de bir defa olsun yazardı… Hatta o kadar uzağa gitmesine bile lüzum yoktu… Yanlış olduğunu bile bile, biz de Türkiye’de, devlet büyükleri ile binbaşıdan yüksek rütbeli subayların ve hatta şehit askerlerin cenazelerini bando mızıka ile kaldırmıyor muyuz? Niye bir kere olsun böyle bir haber yapmadı?

Hadi diyelim ki, devlet ile ters düşmek istemedi ve o yüzden cenaze merasiminde bando mızıka kullanılmasına sesini çıkarmadı… Ya bazı cenazelerdeki yapılan alkışlara ne demeli? Asıl Rus-komünist âdeti ve geleneği bu değil mi? Bu konuda niçin, hiç haber yapılmadı? O zaman niye “cenazede Türk-Rus sentezi” başlığını kullanılmadı?

Demek ki, bu işte, başka bir şey var! Bu, ne olabilir?

Bunun sebebi, merhum Türkmenbaşı’nın şahsına duyulan bir “gıcık” olabilir mi? Olabilir!

Çünkü, Türkmenbaşı’nın yaptığı iyi, güzel, doğru ve faydalı şeylerden Hürriyet’te tek satır olarak bile bahsedilmemektedir. Halbuki Türkmenistan’da ülke içi telefon, ulaşım, elektrik, kutsal olarak kabul edilen tuz, vatandaşa ücretsiz sunuluyordu. Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği dönemlerinde zengin doğalgaz kaynakları âdeta hortumlanan Türkmenistan'da, ücretsiz olan eğitim sistemi sayesinde nüfusun yüzde 100'ü okur-yazar olmuştu. Dış borcu ise hiç yoktu, aksine doğalgaz ihracatından dolayı bir çok ülkeden alacağı bulunuyordu.

İsviçre'den sonra dünyanın ikinci tarafsız ülkesi olan Türkmenistan'da Sağlık Reformu kapsamında hastaneler açılmış, tanı merkezleri sayesinde hastanelere olan yığılmalar engellenmişti. Sigara karşıtı kampanya başlatan Türkmenbaşı, vatandaşlarının ortalama hayat süresini de uzatmıştı.

Başka ne olabilir? Hürriyet Gazetesi’nin bu tavrının sebebi, Türkmenistan’ın “aktif bağımsızlığı” olabilir mi? Olabilir!

Malûm, Türkmenistan BM’nin de onayladığı gibi, “bitaraf” bir ülke statüsüne sahip… O yüzden de, ABD çok istediği ve başka bazı Türk Cumhuriyetleri verdiği halde, rahmetli Türkmenbaşı ABD’ye askerî üs vermedi… Türkmenbaşı’na bu sebeple kızılıyor olunabilir mi? Olabilir!

Daha başka ne olabilir? Doğalgaz meselesi olabilir mi? Olabilir!

Biliyorsunuz, Türkmenistan dünyanın en büyük beşinci doğalgaz kaynaklarına sahip bir ülke… Ve Hürriyet Gazetesi’nin Patronu, petrol işiyle iştigal ediyor… Etsin, ne olacak?

Ya Aydın Doğan, Türkmenbaşı’na, Türkmenistan’dan doğal gaz ithal etmek istediğini iletti ve fakat bu teklifi reddedildiyse? O zaman, Türkmenbaşı’nın ölüsünden intikam alınıyor olamaz mı? Niye olmasın? Türkiye’de her şey mümkündür!

Yoksa, yanılıyor muyum?

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,09 M - Bugn : 8766

ulkucudunya@ulkucudunya.com