« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

20 May

2010

DOĞRU SÖYLÜYOR AMA SAMİMÎ Mİ?

20 Mayıs 2010

Recep Tayyip, Yunanistan’a giderken bir gazetecinin suali üzerine ‘malûm olay’ hakkında şöyle dedi:

“Benim en çok üzüldüğüm konu şudur; Türkiye'nin özellikle toplumsal ahlâk değerleri açısından bir erozyona uğratılma gayreti var. En büyük tehlike aslında buradadır. Yani, bu işleri meşru görme gayreti içerisinde olanlar var. En tehlikeli olan yan burasıdır.”

“Bu milleti ayakta tutan en önemli güç toplumsal ahlâkımızdır. Bunun üzerinde spekülasyona girenler var. Ve bunun üzerinden mağdura oynayanlar var ve kusura bakmasınlar böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil ve bu tür rolü oynayanlar eşlerine ihanet edenleri biz hiç bir zaman bu toplumun içinde kalkıp da mağdur olarak göremeyiz, mağdur olarak da kimseye gösteremeyiz, böyle bir gayretin içinde olamayız.”

“Hangi tarafta olursa olsun, hangi düşüncede olursa olsun, kim bunu yapıyorsa bir defa bunu nasıl olur da mağduriyet içerisine sokabiliriz? Bu, muhafazakâr toplumun ahlâk değerlerinde bir erozyon başlangıcıdır ki tehlike zaten buradadır, sıkıntı buradadır.”

Medya, Recep Tayyip’in bu sözlerini; “Eşine ihanet eden mağdur olamaz” başlığıyla verdi.

Recep Tayyip, el hak doğru söylüyor.

Çünkü:

Millet, ailenin en büyük halidir. Aile ise milletin çekirdeği, yani en küçük hali… Hatta bunu şöyle söylemek, dinen daha doğru bile olabilir; insanlık ailenin en büyük, aile ise insanlığın en küçük halidir... Çünkü biz Müslümanlar insanlığın Hz. Adem ile Hz. Havva’nın kurduğu aileden doğup, geliştiğine inanırız! Bu bir.

İkincisi ise aileyi de milleti de hatta insanlığı da ayakta tutan en önemli güçlerden birisi gerçekten de ahlâktır. Ahlâk ise dinden neşet eder! Yani din ahlâkın kaynağıdır! Ahlâk dinden doğar ve gelişir… Ahlâk ve din arasında böyle bir ilişki vardır. Ahlâkın kaynağı din olduğuna göre, dinsiz bir ahlâktan bahsetmek mümkün de doğru da değildir. Zaten bu yüzden ahlâkın kötü dediğine din haram ve dinin haram dediğine ahlâk kötü der… Hele bir de dinin haram ve ahlâkın kötü dediğine hukuk da haksız diyorsa, işte o zaman toplumda tam bir denge hali oluşur; huzur teşekkül eder... Burada din derken, kastettiğimizin hassaten İslâmiyet olduğunu zikretmeye herhalde lüzum yoktur.

Konuya böyle yaklaşınca, Müslüman Türk toplumunda eşine ihanet edenin mağduriyetinden bahsetmek söz konusu dahi olamaz! Çünkü eşine ihanet eden kişi, ahlâken kötüdür… Dinen ise haram işlemiştir; günahkârdır.

Netice olarak, Recep Tayyip ‘malûm olay’ hakkında doğru söylüyor!



Da, Recep Tayyip, bu sözlerinde acaba samimi mi?

Doğrusu ben, samimî olduğuna inanmıyorum!

Recep Tayyip, bu sözlerinde eğer samimî olsaydı, yeni Türk Ceza Kanunu’nu yaparken zinayı suç olmaktan çıkarmazdı! Çünkü zina, dinen haram ve ahlâken kötü sayılan fiillerdendir!

Ve zinanın suç olmaması ya da TCK’de olduğu gibi yalnızca şahsî şikâyete bağlı bir kabahat sayılması, bu suçun aileye ve topluma karşı değil, sadece bir kişiye, yani aldatılan eşe karşı işlendiğini kabul etmek demektir… O zaman da TCK’deki yasal düzenlemenin amacı, sadece mağdur olan eşin haklarını korumaktır ki, bu durumda, ‘aile birliğini korumak’ gibi bir amaçtan söz etmek mümkün değildir.

Eğer Recep Tayyip, ‘malûm olay’ hakkında dediği gibi ‘aile birliğinin korunmasını’ temel amaç olarak kabul ediyor idiyse, zina suçunun esas olarak aldatılan eşe karşı değil; aileye, topluma ve millete karşı bir suç sayıyor olmalıydı. Ki o zaman da TCK’de savcıların re'sen (kendiliğinden) harekete geçmesini, yani kamu davası açmalarını sağlayan bir düzenleme yapması gerekirdi. Hâlbuki Recep Tayyip, TCK’yi düzenlerken dinen haram ve günah olduğu halde, zinayı hukuken suç olmaktan çıkarmış ve yalnızca şahsî şikâyete bağlı bir kabahat haline getirmiştir!

Zinayı suç olmaktan çıkararak serbest bırakmak ve yalnızca şahsî şikâyete bağlı bir kabahat haline getirmek, başta aile olmak üzere toplum ve millet hayatı ile değerlerine ciddi bir saldırı değil midir?

Hal böyleyken, Recep Tayyip’in ‘malûm olay’ hakkında söylediklerini samimî saymak mümkün müdür?

Bana kalırsa değildir!

Siz ne dersiniz?

M. Metin KAPLAN

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,58 M - Bugn : 25874

ulkucudunya@ulkucudunya.com