Allah nasip etti, nihayet 50 küsur yaşımda bir ev sahibi oldum. Ailemle birlikte aşağı yukarı üç yıldır, Bursa İli, Nilüfer İlçesi Kültür Mahallesi, Martı Sokak’taki bu evde ikamet ediyorum… (Allah herkese ev sahibi olmayı nasip etsin!)
Kat malikleri kurulu, 27. 12. 2009’da beni yönetici seçti, böylece Surkent Evleri Sitesi’ne yönetici oldum. Site’de 26 adet bitişik nizam bahçeli ev bulunuyor... Yönetici olarak seçilir seçilmez kolları sıvadım, yeni bir yönetim plânı yapmak için harekete geçtim. Çünkü Site’nin yönetim plânı, hemen hemen bütün site ve apartmanlarda olduğu gibi ikamet edenlerin istekleri ve ihtiyaçları nazarı itibara alınarak değil, sırf prosedürü tamamlayarak ikamet izni alınmasını sağlayabilmek için âdeta bir emrivaki sonucu yapılmıştı… Bu ise ev sahipleri arasında çeşitli meseleler çıkmasına yol açmış, hatta bazı ev sahipleri çok küçük şeyler yüzünden mahkemelere düşmek durumunda kalmışlardı.
Önce kat malikleri kurulunu topladım, özetle; Site’nin sorunları anlattım, bunların site yönetim plânından kaynaklandığını belirterek, site yönetim plânını değiştirmemiz gerektiğini söyleyerek, desteklerini istedim. Teklifim kabul edildi. Ve yeni bir yönetim plânı yapılmasına oybirliği ile karar verildi… Site yönetim plânını taslağını hazırlamak üzere benim de içinde bulunduğum beş kişilik bir komisyon seçildi.
Komisyon, ilk toplantısında yeni site yönetim plânında nazarı itibara alınacak temel esasları belirledi ve beni, eli biraz kalem tutan biri olarak, bir taslak yazmakla görevlendirdi… Ben, Kat Mülkiyeti Kanunu’nu ve komisyon tarafından belirlenmiş olan temel esasları nazarı itibara alarak bir taslak hazırladım… Bir hafta sonra yapacağımız toplantıda tartışmak üzere taslağı komisyon üyelerine dağıttım… Bir hafta sonra, komisyon olarak tekrar toplandık; taslağı madde madde müzakere ettik. Her maddeyi ayrı ayrı oylamak suretiyle; bazı maddeleri çıkardık, bazı yeni maddeler ekledik, bazı maddelerin muhtevasını veya üslubunu değiştirerek taslağa son şeklini verdik… Son bir defa tamamını oyladık ve komisyon olarak (ikisi geçici olan) 29 maddelik yeni yönetim plânı taslağını kat malikleri kuruluna sunmaya karar verdik.
Komisyon tarafından oybirliği ile kabul edilmiş olan yeni yönetim plânı taslağını fotokopiyle çoğalttım ve inceleyebilmeleri için bütün ev sahiplerine imza karşılığı dağıttım… Taslak ev sahipleri tarafından 15 gün incelendikten sonra, 18. 04. 2010 tarihinde kat malikleri kurulu olarak toplandık… Müzakerelerden sonra taslağı oyladık… Taslak, oy birliği ile kabul edildi. Her bir sayfası 24 kat maliki (biri şehir ve diğeri ülke dışında olduğu için iki ev sahibine ulaşamadım, fakat 5/4 çoğunluk yetiyor) tarafından tek tek imza edildi.
Ve ben, yönetici olarak bu imzalı nüshayı, bir üst yazı ile Nilüfer Tapu Sicil Müdürlüğü’ne götürdüm… 135 lira harç yatırmam gerektiği söylendi, harcı vezneye yatırdım… İmzalı yeni yönetim plânı ile harç makbuzunu görevli memura teslim ettim… Tapu Sicil Müdürlüğü imzaları tek tek inceledikten sonra yeni yönetim plânını kabul etti.
Artık Surkent Evleri Sitesi’nin yeni bir yönetim plânı var! Hayırlı olsun!
‘Hayırlı olsun da M. Metin Kaplan, kafayı mı yedin, sen? Referandum ile bu anlattıklarının ne alâkası var? Sizin Site’nin yeni yönetim plânı, bizi ne ilgilendirir ki?’ Diyebilir, hatta daha bir sürü sual sorabilirsiniz…
Suallerin hepsine, müsaade ederseniz toptan bir cevap vereyim:
Kafayı yemedim, çok şükür… Üstelik bizim sitenin yönetim plânının yapılış macerası hepinizi ve hatta Türkiye’yi ilgilendirir…
Çünkü…
Bizim site kat malikleri kurulu olarak yönetim plânı yaparken gösterdiğimiz özeni, itinayı, ihtimamı ve titizliği Recep Tayyip ve AKP, tüm Türkiye’yi direkt olarak ilgilendiren Anayasa değişikliğini yapmaya çalışırken göstermemiştir!
Ne yaptı, Recep Tayyip ve AKP?
Hiç kimseye danışmaksızın bir ‘Anayasa Değişikliği Paketi’ hazırladı... Bütün itirazlara rağmen TBMM’ye sundu… Meclis çoğunluğundan faydalanarak, Komisyonlardan geçirdi. Meclis Genel Kurulu’na indirdi… Gene Meclis çoğunluğundan istifade ederek, TBMM’den de geçirdi… Cumhurbaşkanı, bu paketi onayladı… Ve kanun gereği olarak, referanduma sundu.
Şimdi iş mi yani bu? Anayasa değişikliği böyle mi yapılır?
Anayasalar birer ‘toplumsal sözleşmedir ve genel bir mutabakatla yapılır! Allah aşkınıza, Anayasaların bir ‘toplumsal sözleşme’ olması ve genel bir ‘mutabakatla yapılması’ bu değişikliğin neresinde? ‘Bu, bir toplumsal sözleşmedir ve milletvekillerinin mutabakatıyla yapıldı’ diyorsanız; CHP, MHP ve BDP buna karşı olduğuna göre, ‘mutabakat’ bunun neresinde? O halde nasıl bir ‘toplumsal sözleşme’ bu?
“Usûl esasa mukaddemdir” sözü Mecelle’nin ilk hükümlerinden biridir, ama usûlün esastan önceliği, önemliliği ve üstünlüğü sadece Mecelle”nin değil, bütün hukuk doktrinlerinin paylaştığı genel ve ortak bir hükümdür... Hukuk’ta ‘usûl’ denilen şey o kadar önemlidir ki, herhangi bir sebeple usûle riayet edilmemişse esasın bir mânâsı ve değeri kalmaz… Evet, ‘usûl esasa mukaddemdir’ ve bu ‘esas olanın’ zevâl görmemesi içindir.
Lâfı daha fazla uzatmadan, dümdüz söyleyeyim:
Benim Anayasa değişikliği süreciyle ilgili temel yaklaşımım “Usûl esasa mukaddemdir” evrensel ilkesidir… Yani ne yapıldığından daha çok, nasıl yapıldığı, hangi usûlerle yapıldığı, benim için daha önemlidir... Ve bu ‘Anayasa Değişikliği Paketi’ mutabakatla hazırlanmadığı için yani usûle riayet edilmediğnden referandumda tercihimi ‘hayır’ yönünde kullanacağım!
İnşallah, Türkiye için hayırlı olur!
M. Metin KAPLAN
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
