« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

31 May

2011

İNADINA MHP

31 Mayıs 2011

Evet, biliyorum; bu adamların yaptıkları zinadır!

Ve zina hakkında Kûr’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:

İsrâ Sûresi (32): Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.

Furkân Sûresi (68): Onlar, Allah ile beraber başka bir ilaha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah'ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar.

Gene zina hakkında Peygamber Efendimiz ise şöyle buyurmuştur:

Ebu Umame ra’den rivayet edilmiştir: Genç bir delikanlı Peygamberimizin meclisine gelerek “Ey Allah’ın Resulü! Zina etmem hususunda bana izin ver!” dedi. Bunun üzerine orada bulunanlar “Sus, sus!” diye onu engellemeye çalıştılarsa da, Peygamberimiz (sa) “Bırakın da yanıma gelsin!” dedi. Gencin yanına gelmesi üzerine de ona “Annenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurdu. Genç “Hayır! Allaha yemin olsun ki (hoşuma gitmez) Allah beni sana feda kılsın” karşılığını verdi. Hz. Peygamber “(Sen nasıl istemiyorsan) diğer insanlar da annelerinin zina etmelerinden hoşlanmazlar. Peki, kendi kızının zinaetmesi senin hoşuna gider mi?” buyurdu. Genç ““Hayır! Allaha yemin olsun ki (hoşuma gitmez) Ey Allahın resulü! Allah beni sana feda kılsın” cevabını verdi. Peygamber (as) bu kez “Sen hoşlanmadığın gibi diğer insanlar da kızlarının zina etmelerinden hoşlanmazlar. (Söyle bakalım) kızkardeşinin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” dedi. Genç buna da “Hayır istemem ey Allah’ın Rasulü! Canım sana feda olsun. Tabii ki bunu da istemem” dedi. Hz. Peygamber’in “İnsanlar da kız kardeşlerinin zina etmesini istemez. Peki teyzenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurması üzerine, yine “Canım sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! Bunu da istemem” cevabını verdi. Bunun üzerine Hz Peygamber “Diğer insanlar da senin gibi, teyzelerinin zina etmelerini istemez” dedikten sonra, mübarek elini onun omzuna koyarak “Rabb’im! Bu kulunun günahlarını bağışla, kalbini her türlü kötülükten arındır, Onu zinadan koru!” diye dua etti. Bundan sonra hiç kimse bu gencin kadınlara dönüp baktığını görmedi. (Ahmed, Taberani)

Buhari’nin Sahih’inde Semure b. Cündüb’ün rivayet ettiği Peygamberimizin rüyasıyla ilgili hadiste ise şöyle anlatılır: Rüyasında Cebrail ve Mikail Peygamber’e (sa) geldiler. Bundan sonrasını Peygamber (as) şöyle anlatmıştır: “Beraberce gittik, üst tarafı dar alt tarafı geniş, tandıra benzer bir şeye uğradık. Onun içinden gürültü ve sesler geliyordu. Baktık ve gördük ki, orada çıplak erkek ve kadınlar vardır. Onlara altlarından yakıcı bir alev geliyordu. Bu ateş onlara gelince sıcaklığın şiddetinden çığlık atıyor, bağırıyorlardı. Ben “Ey Cibril! Bunlar kimlerdir diye sordum. Dedi ki “Bunlar zina eden erkek ve kadınlardır. Bu onların kıyamete kadar sürecek olan azabıdır” dedi.

Heysem b. Malik Et-Tai (ra)’den, Peygamber (asv)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “ALLAH KATINDA ŞİRKTEN SONRA, ZİNADAN DAHA BÜYÜK GÜNAH YOKTUR.” (Ahmed, İbn Ebid-Dünya)

Ebu Hureyre (ra)’den, Hz. Peygamber(asv)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Mümin zina ettiğinde, iman ondan çıkar. Onun üzerinde bulut gibi durur. Onu bıraktığında iman ona geri döner. (Ebu Davud, Hakim, Beyhaki) Bazı rivayetlerde “insan elbisesini çıkardığı gibi, imanı çıkar” denmiştir.

Velhasıl, İslâmiyet’in hakkında tehdit edici bir nass (korkutucu bir delil) tahsis ettiği veya büyük günah olarak bildirdiği bir günahı işleyen hakkında (burada zina) mensubu olduğum Ehl-i Sünnet vel Cemaat mezhebinin görüşü şudur: Büyük günah mümini imandan çıkarmaz ve onu küfre sokmaz. Ancak böyle bir mümin asi sayılır. Ameller imandan bir cüz (parça) değildir. Ancak işlenen günahı helâl saymak, onu hafife ve alaya almak, kesinlikle küfürdür.

Bütün bunları hatta daha fazlasını biliyorum, bunlara gönülden inanıyorum ve bu adamların yaptıklarını da katiyen tasvip etmiyorum… Ancak 12 Haziran günü reyimi inadına MHP’ye vereceğim!

‘M. Metin Kaplan sapıttın mı sen, bütün bunları hatta daha fazlasını bildiğin halde reyini MHP’ye nasıl verirsin?’

Veririm, vereceğim çünkü bu zinaları kaydedip, yayınlayanlar hakkında da bildiğim şeyler var… (Üstelik bunları söylemezsem, o adamlara haksızlık yapmış olurum.)

Kur'an-ı Kerim'de Rabb'imiz şöyle buyuruyor: “Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın…” (Hucurat Sûresi, 12)

Ayet’te “tecessüs” olarak geçen ifade, “araştırmak, yoklamak, dikkat ve çaba harcayarak bilgi edinmeye çalışmak” anlamına geliyor ki, “casus” kelimesi de bu sözcükle aynı kökten gelir. Kelimenin ayetteki anlamı, başkasının gizli hallerini araştırmak; onun açıklanmasından hoşlanmayacağı şeyleri, kusur ve ayıplarını öğrenip ortaya çıkarmaya çalışmak demektir. Ayet, gayet kısa ve net bir ifadeyle bunu bize kesin şekilde yasaklıyor! Bu yasağı birtakım sınırlar içine de hapsetmiyor. Birtakım istisnalar getirmiyor. “Şu, şu, konuları araştırmayın” şeklinde seçici bir yasak da koymuyor. Toptan bir ifadeyle, Müslümanlara, birbirlerinin gizli hallerini araştırmayı yasaklıyor. “Tecessüs etmeyin” diyor ve işi orada bitiriyor!

Evet, Müslüman Müslüman’ın kusurunu araştırmamalı, istemeyerek görecek olursa da onu kimseye duyurmamalı, görmemiş gibi hareket etmeli, Müslüma’nın utanmasına vesile olmamalıdır. Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Sen insanların kusurlarını araştıracak olursan, onları perdeyi yırtarak açıktan günah işlemeye cesaretlendirmiş olursun." (Ebû Dâvûd, "Edeb", 37) Yine Peygamber Efendimiz, “Müslümanların gizli hallerini araştıran kimsenin ayıplarını Allah'ın ortaya çıkaracağını ve onu evinde bile rezil edeceğini” haber vermiştir. (Ebû Dâvud, Edeb, 35) Ve “Kim bir kardeşinin ayıbını örterse, Cenab-ı Hak da onun dünya ve ahirette ayıplarını örter” buyurmaktadır. (Müslim, Zikir)

Müslüman kardeşini kötü bir iş yaparken gören, asla onu gözünde büyütmemeli, başına kakmamalı, onu bu suçundan dolayı ayıplamamalıdır. Çünkü Resûlüllah (s.a.s.), kardeşini işlediği bir kusurdan dolayı ayıplayan hakkında şöyle buyurmuştur: "DİN KARDEŞİNİ BİR SUÇTAN DOLAYI AYIPLAYAN KİMSE, O SUÇU KENDİSİ DE İŞLEMEDEN ÖLMEZ.” (Tirmizî, "Kıyame", 53)

Ölçü bu olunca, ‘zina kasetlerini’ kaydedenlerle yayınlayanların durumu ne olur? Düşünün, kıyaslayın ve karar verin! Hz. Ömer’in başına gelen, bizlere, bu hususta güzel bir örnektir.

Hz. Ömer (Halife) bir gece Medine'de dolaşıyordu. Birden evlerden birinden şarkı sesleri duydu. Hemen duvara tırmanıp içeri girdiğinde, hoşlanmadığı bir manzara gördü ve içerideki adama çıkıştı: Ey Allah'ın düşmanı, yaptığın kusuru Allah'ın örteceğini mi zannettin diye bağırdı. Adam: Ey mü'minlerin emiri, dur, acele etme. Eğer ben, Allah'a karşı bir bakımdan hata işlediysem, sen üç bakımdan hata işledin: 1- Allah Teala, "Birbirinizin gizli hâllerini araştırmayın" (Hucurât, 12) buyurduğu hâlde, sen ayıp araştırdın. 2- Allah, "Evlere kapılardan girin!" (Bakara, 189) buyurduğu hâlde, sen duvara tırmandın. 3- Allah, "Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip, onlara selâm vermeden girmeyiniz. Böyle yapmanız sizin için daha münasiptir. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız" (Nûr, 27) buyurduğu hâlde, sen evime izinsiz girdin ve üstelik selam da vermedin, diye karşılık verince, Hz. Ömer: "Eğer ben seni affedersem, sen de beni affeder misin" dedi. Adam: "Evet" deyince, Hz. Ömer: "Afvettim" diyerek evden çıkıp gitti. (Kenzu'l-Ummâl, 3/808 hadis no; 8827)

İşte bütün bunları ve hatta daha fazlasını bildiğim için 12 Haziran günü reyimi inadına MHP’ye vereceğim!

‘Zina kasetleri olayı’na meri hukukumuz bakımından (Türk Ceza Kanunu) baktığımızda ise şöyle bir durumla karşılaşıyoruz: TCK zinayı –maalesef- suç saymıyor! (Zinayı suç olmaktan kim çıkardı? Recep Tayyip Erdoğan! Öyle ise şimdi ne demeye hakkı var?) Buna karşılık ‘zina kasetleri olayı’yla ilgili olarak TCK’da üç suç var: 1. Kişisel verilerin kaydedilmesi 2. Verilerin açıklanması 3. Verilerin yayınlanması.

İşte o maddeler…

Özel hayatın gizliliğini ihlâl MADDE 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.

Kişisel verilerin kaydedilmesi MADDE 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme MADDE 136. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Nitelikli hâller MADDE 137. - (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;

a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,

b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Lütfen dikkat ediniz; TCK açısından, -zinanın suç olmaması hariç- zina kasetlerini kaydeden ve yayınlayanlar bakımından durum, İslâmdakine ne kadar da çok benzemektedir... Tevafuk!

Uzun lâfın kısası… 12 Haziran günü sandık başına gideceğim ve reyimi her zaman olduğu gibi gene -fakat bu sefer inadına- MHP’ye vereceğim! Hatta bununla da yetinmeyeceğim, bütün hısım ve akrabalarımı da oylarını MHP’ye vermeleri için ikna etmeye çalışacağım. Çünkü bütün ülkücüler için bugün en mühim görev budur!

Aksi halde;

AKP tek başına iktidar olacak ve bundan aldığı güç ve sol versiyonu CHP ile bölücü versiyonu BDP’den alacağı destekle Türkiye’yi sonunda bölünmeye/parçalanmaya götürecek olan bir anayasa yapacaktır!

Kıbrıs meselesi ile Avrupa Birliği konusunda kabul edilemez tavizler verecektir!

Kuzey Irak’taki Kürt Devleti’ni resmen tanıyacaktır!

Ermenistan ile imzalanmış olan protokolleri hayata geçirecektir!

İşgal altındaki Dağlık Karabağ’ı Ermeniztan’ın resmen ilhak etmesini kabul edecektir!

ABD ve İsrail ikilisinin yanlarına başka bazı haçlıları da almak suretiyle İran’a karşı başlatacakları saldırıya diplomatik ve askerî destek verecektir!

Bütün oylar inadına MHP’ye!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,58 M - Bugn : 25278

ulkucudunya@ulkucudunya.com