« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

HARBİDEN

      Efendi BARUTCU

21 Ara

2015

MİLLİYETÇİ LİDER VE KADROSU*

21 Aralık 2015

Efendi Barutcu
Her hareket, bir büyük lidere ve onun etrafında oluşmuş bir kadroya muhtaçtır. Bu sebepten, Türk milliyetçiliği de, ister istemez, böyle bir kadrolaşmaya gidecektir.
Türk milliyetçiliğine, her dönemde, liderlik etmek isteyen pek çok kişi ve onların etrafında oluşmuş kadrolara şahit olunmuştur. Ancak, önemli olan, bu iddia ile ortaya çıkmak değil, Türk milliyetçiliğini “doktriner” mânâda temsil ve organize etmektir. Onu, muhtaç olduğu güç ve aksiyona ulaştırarak gerçekten “iktidar” yapabilmektir.
Lider ve kadrosu, imal edilmez, onu, milli şartlar ve ortam hazırlar ve doğurur. Lider, mutlaka, milli imana, aşka, aksiyona ve karaktere sahip neferler arasından doğar. Zaten, davanın samimi bir neferi olmaya rıza göstermeyen kimse, asla lider olmaya layık değildir. Lider, milli imana, aşka, aksiyona ve karaktere en iyi ve en mükemmel bir örnek olabilen er ve kahramandır.
Lider; kendini değil, davanın başarısını düşünür. O, kendine makam ve mevki aramaz. O, davanın liderini dahi kendi dışında arar. Liderlik makamına, kendisine inananlar tarafından adeta itilerek getirilir. Lider, o makama talip olmayıp şartların ve milletin ister istemez getirdiği güçlü bir önderdir.
Lider, davayı sevk ve idare eden “seçkinler kadrosunun” nüvesidir. Teşkilatlanma bu nüve etrafında, organik olarak oluşur. Kadro, sun’i bir organizasyondan ziyade, davanın müşahhas ve gerçek temsilcisi olan lider etrafında, içtimai şartların doğurduğu bir organizma gibidir.
Kadro, fikrin ve davanın insan unsurudur. Kadroda, her meslek ve tabakadan “seçkin insana” ihtiyaç vardır. Hiçbir dava, kadrosunu kuramadıkça, varlığını hissettiremez ve başarıya ulaşamaz.
Gerçek lider, toplumun her kesiminden bilgili, liyakatli, ehliyetli, temsil kabiliyeti yüksek, fikrinin ahlâkını yaşayan, imanlı ve vatansever kanaat önderlerini bulup hareketine dâhil eder. Ve siyasi hareketin vitrinini bu yüksek meziyetlere sahip insanlardan oluşturur.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Sayın Genel Başkanı ve yol arkadaşlarına baktığımızda istisna teşkil eden birkaç aziz dost hariç, bu özelliklerden maalesef hiçbirisine –kişiliklerine saygı duymakla beraber- sahip olamadıklarını üzülerek müşahede ediyoruz.
Mücadele; kadroları geliştirip oluşturduğu gibi; dağıtır, eritebilir de. Bu sebepten, hem “sahnede” , hem “kuliste” çalışabilecek kadrolar yetiştirilmelidir. Bilindiği gibi, bütün mücadelelerde, yıpranmamış yedek kuvvetlere ve kadrolara ihtiyaç, vardır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nde Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin Genel Başkanlığa başladığı günden bugüne, elekler ters çalıştığı için yüzlerce hatta binlerce seçkin ülkücü ömürlerini yedek kulübesinde bekleyerek doldurmaktadır.
Milletlerin hayatında ve idaresinde, anayasalar, kanunlar, kararnameler ve tüzüklerden ziyade, kadrolar önemlidir. Mücadelede, anayasaları, kanunları, kararname ve tüzükleri değiştirmekten ziyade, kadroları değiştirmeye öncelik verilmelidir.
Bizim de Sayın Genel Başkandan bugüne kadar beklediğimiz bu olmuştur. Ülkücü Milliyetçi camianın fazla sabrı da kalmamıştır.
Lider; kadrosunu, bütün güçleri ve zaafları ile tanıyan, tasnif eden ve yerinde kullanmasını bilen kişidir. Lider, etrafına, güçsüzleri değil, davanın en güçlü elemanlarını toplayarak hareketini planlamalıdır.
Üzülerek ifade edelim ki MHP Genel Başkanı, Sayın Dr. Devlet Bahçeli ve yol arkadaşlarının bugüne kadar böyle bir derdi olmamıştır.
Lider, davasını, mutlaka başarıya yaklaştıran ve ulaştıran, çetin şartlarda geriletmeyen yahut çok tehlikeli durumlarda mümkün olan en az zararla kurtaran, zararları süratle telafi edebilen, gerçekçi, hesabında yanılmayan, istişare ve istihbarata çok önem veren, ketum bir kimsedir.
Yine üzülerek ifade edelim ki Milliyetçi Hareket Partisi girdiği her seçimden yenilerek çıkmakta, partinin yerlerde sürünmesinden dolayı MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli ve yol arkadaşları en ufak bir kaygı ve üzüntü duymamaktadır. İstişareye son derecede kapalı olan bu yapı sadece parti içi istihbarat konusunda son derecede başarılı olmakta, doğru yanlış gelen her istihbarat misli ile mükâfatlandırılmaktadır.
Lider, kendi yokluğu halinde, davanın, başarı ile yürütülmesi için gerekli tedbirleri, önceden alır ve davayı namuslu ellere teslim etmeyi planlar. Yüce ve şanlı peygamberimiz, ölüm döşeğinde dahi, İslam’ın geleceği üzerine kaygılanıyor ve “emanete sahip çıkılması” için tedbir alıyordu.
Bizim de, sayın genel başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’den beklentimiz, bugüne kadar davaya yaptığı hizmetleri taçlandıracak şekilde, bir ağabeylik yapıp, bir büyüklük gösterip, “-mademki bizimle olmuyor, buyurun hareketimizi daha sağlıklı bir yapıya kavuşturalım” diyerek bir büyük feragat ve fedakârlık örneği göstermesidir.
Aksi bir durumun milliyetçi ülkücü camiayla inatlaşmanın, hele de kendilerine yakışmayacak üsluplarla aba altından sopa göstermenin hiç kimseye –hele de 18 Mayıs 1997’de kürsü’nün devrildiği, sandalyelerin havada uçuştuğu, MHP Büyük Kurultayını bizzat yaşayan sayın genel başkanımıza- hiçbir faydası olmayacaktır.
Şayet “benden sonrası tufan” denilmiyorsa.
Onun için tekrarlıyoruz: “haysiyetinizle çekilin!”

*Türk İslam ülküsü 1-2-3, Seyyid Ahmet Arvasi, Bilge Oğuz Yayınevi, 2013 İst.

Efendi Barutcu

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,80 M - Bugn : 6610

ulkucudunya@ulkucudunya.com