« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

HARBİDEN

      Efendi BARUTCU

04 Oca

2016

ÜNİVERSİTELERDE NELER OLUYOR, HÜKÜMET NEREDE, MHP NE YAPIYOR?

04 Ocak 2016

Efendi Barutcu
Geçtiğimiz günlerde Hacettepe Üniversitesinin, Beytepedeki fakültelerinde, Malatya İnönü Üniversitesinde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Marksist, Leninist ve PKK’lı bölücü militanların ortalığı savaş alanına çevirdiklerine, fakülte binalarının dört bir tarafını bölücü sloganlar yazarak kirlettiklerine, bölücü örgütün paçavralarını taşıdıklarına dair haberler günlük basında ve sosyal medyada geniş yer almıştı.
Elimize ulaşan resimlerde de görüldüğü üzere bölücü militanlar yine gemi azıya almış görünüyorlar.
Aslında bu ilk değil. Yıllardan beri Ankara Üniversitesine bağlı Siyasal Bilgiler, Hukuk ve Dil-Tarih-Coğrafya Fakültelerinde, Orta Doğu Teknik Üniversitesinde ve Hacettepe Üniversitesinin Beytepedeki fakültelerinde bu azgınlık sürüp gidiyor.
Bunu nerden biliyoruz? Zaman zaman bizi ziyarete gelen Ülkücü, milliyetçi üniversite öğrencisi genç kardeşlerimizin şikâyetlerinden, maruz kaldıkları saldırı ve tehditlerden, geniş mağduriyetlerinden…
İşin kötüsü bu gençlerimiz çoğu zaman sahipsizler, dertleriyle ilgilenen yok, mağduriyetlerini anlatacak mevki, makam, etkili, yetkili kimseyi bulamıyorlar.
Biz de, onlara her seferinde, sağduyulu davranmalarını, kendilerini, üniversite yönetimi ve kanun nezdinde suçlu duruma düşürecek her türlü tutum ve davranıştan ısrarla kaçınmalarını, üniversite idaresine ve kanuni mercilere başvurmalarını söylüyoruz.
Üniversitelerden bir an önce mezun olup yüksek bilgi ve fikirlerle donanmış imanlı, vatansever ve şahsiyetli gençler olarak Türk milletinin hizmetine koşmalarını tavsiye ediyoruz.
Bazen de iktidar partisinde bulunan bazı milletvekili eski dostlarımıza gençleri dinlemeleri ve meselelerle alakalı olmaları ricasıyla bu kardeşlerimizi gönderdiğimiz olmuştur.
Bir kısmından bol bol nasihat dinlemişler. Bazı değerli arkadaşlarımız da daha önce kendileri de aynı saldırganlıklara maruz kaldıkları için -damdan düşenin hâlinden damdan düşen anlar misali- mümkün mertebe alakadar olmaya çalışmışlardır.
Bu işlerle en fazla alakadar olmasını ümitle beklediğimiz MHP Genel Merkezi ise yakın zamanlara kadar kendilerinden beklenen sahiplenmeyi maalesef gösterememiştir.
Biz 1980 öncesi Milliyetçi Hareket Partisinin üç milletvekili varken de on altı milletvekili varken de Sayın Sadi Somuncuoğlu’nun, merhum Mehmet Irmak Ağabey’in, merhum Mehmet Özbaş Ağabey’in, merhum Nevzat Kösoğlu Ağabey’in, merhum Turan Koçal Ağabey’in, Sayın Agâh Oktay Güner Bey’in, Mustafa Kemal Erkovan Ağabey’in ve diğer milletvekillerinin gerektiğinde sabahlara kadar üniversite önlerinde, karakollarda, adliye koridorlarında beklediklerinin şahidiyiz.
Günümüzde de böyle olsaydı yüzlerce genç kardeşimiz muhtelif üniversitelerde dayak yemez, imtihanlarını başka binalarda polis nezaretinde girmek zorunda kalmaz, Hasan Şimşek ve Fırat Çakıroğlu da şehit olmazdı. Ayrıca -Fırat’ın öptüğü elin- tabutuna değmediğini söyleyelim de gerisini siz anlayın. Ne diyelim baht utansın.
Bu arada Ülkücü milliyetçi gençliğin en yaygın gençlik teşkilatı olan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfının Sayın Genel Başkanı, değerli kardeşimiz Olcay Kılavuz Bey’in de nihayet fırsat bulup Beytepe Ülkücüleri ile görüntü vermesi onların sahipsiz olmadığını göstermesi takdire şayan olduğu gibi bizi de ziyadesiyle sevindirmiştir.
Taa 1986’da kendileri henüz Gazi Üniversitesinde öğretim üyesiyken görüştüğümüzde o tarihteki Bizim Ocak teşkilatını kastederek:
“…Bize imkân ve fırsat verilsin Türkiye’nin ve dünyanın en güçlü gençlik teşkilatını kurarız.” diyen Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin kulaklarını çınlatmak ve on sekiz yıldır elinde olan imkân ve fırsatları ne derecede değerlendirdiğini sormak ve durumu takdirlerinize bırakmak istiyorum.
Orta Doğu Teknik Üniversitesindeki mescide ve namaz kılanlara yapılan saldırı üzerine havuz medyasının, devlet ve hükümet yetkililerinin adeta ayağa kalkarcasına -kendilerinden başka ihanet ve saldıralar karşısında da beklediğimiz ama maalesef göremediğimiz- alakaları da takdire şayandır doğrusu.
Demek ki bu din, devlet ve millet düşmanları mescide saldırmasalardı bölücü örgütün paçavralarının bu fakültelerin duvarlarında asılı kalmasından kimse rahatsızlık duymayacaktı. Ne diyelim “Bir musibet, bin nasihatten evladır.” derler.
Yalnız merak ettiğimiz husus; namaz konusunda bu kadar hassas olan çevrelerin, Türk devletinin namusunu ve bekasını, Türk vatanının bütünlüğünü, Türk milletinin birliğini tehdit eden ihanet şebekelerinin alçakça saldırılarını, ülkemizi bir kan deryasına döndürme çabalarını yıllardan beri “açılım”, “çözüm” bahaneleriyle niye görmezlikten geldikleridir.
Allah muhafaza istiklali elden gitmiş, parçalanmış bir vatanda kıldığınız namazın ne size ne de herhangi birine faydasının olmayacağını bilmeyecek kadar İslam’ın cihad idealinden ve tarih şuurundan mahrum musunuz?
1970’li yıllarda üniversite ve yüksek okullarda aynı dehşet verici sahneler sergilenirken bu durumu kayıtsızlıkla seyreden sözde “İslamcı” çevreleri büyük şairimiz merhum Abdurrahim Karakoç Ağabey:
“Korkak Müslüman’ın namaz kıldığı camiyi taşlayan deli cennetlik” diyerek hicvediyordu.
ODTÜ’de mescide ve namaz kılanlara saldıranlar açısından ise durum “eceli gelen i…’in cami duvarına bevletmesi”dir.
Özellikle son yıllarda Türk milleti adına utanç verici sahnelerin yaşandığı “açılım” ve “çözüm” süreci diye adlandırdıkları süreler içerisinde “Aman ha! Çözüme bir zarar gelmesin.” düşüncesiyle sadece Türkiye’nin doğusu ve güneyindeki şehir ve kasabalarda değil -oralardaki üniversitelerin durumu başlı başına bir faciadır- Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de bazı üniversitelerde ve mahallelerde -tabirimi mazur görün, teşbihte hata olmaz- taşlar bağlanıp köpekler salıverilmiştir.
İşte son olarak da 20 Şubat 2015’te İzmir Ege Üniversitesinde bölücü militanlar tarafından alçakça katledilen Fırat Çakıroğlu kardeşimiz ülkeyi yönetenlerin böylesine derin ihmal ve hamakati neticesinde şehit olmuştur.
Uzun yıllardır hastalığa doğru teşhis konulamadığı için yanlış reçeteler ve yanlış tedaviler uygulanmakta ve neticesinde bölücü ihanet şebekeleri her gün yeni mevziler kazanmaktadır.
İşin doğrusu şudur: Uluslararası güç merkezleri, yerli taşeronlar kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne diz çöktürmeye çalışmaktadırlar.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ağır bir tehdit altındadır. Dünyanın herhangi bir ülkesinde devlete silahlı kalkışmada bulunan şebekelere nasıl muamele ediliyorsa Türkiye’de de öyle muamele edilmelidir.
Bütün bu yapılanların, şunun, bunun haklarıyla bir ilgisi yoktur. İhanet çeteleri açtıkları hendeklerde boğulmalıdır. Hendeklere gömülmelidir.
Kanser illetine yakalanmış parmağınızı kestirmezseniz, eliniz veya ayağınızı kestirmek zorunda kalırsınız. Ona cesaret edemezseniz, kolunuz veya bacağınızı kaybedersiniz. Buna da cesaret edemezsiniz vücudunuzu saracak olan illet sizi ölüme götürür. Bu; millet ve devlet için de böyledir.
Onun içindir ki,
Her gün al bayrağa sarılı yeni şehit cenazelerinin gelmemesi için;
Sayın Başbakan’a, Sayın Milli Eğitim Bakanı’na, Sayın İçişleri Bakanı’na, Sayın Adalet Bakanı’na sesleniyoruz:
Türkiye sathında terörist istemiyoruz!
Yeni Fırat Çakıroğullarının şehit olmaması için;
Sayın YÖK Başkanı’na ve Sayın Rektörlerimize sesleniyoruz:
Hacettepe’de, Beytepe’de terörist istemiyoruz!
Üniversitelerde terörist istemiyoruz!

NOT: Bu yazı kaleme alındıktan sonra nihayet Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Grubu’nun üniversitelerdeki terör olayları ile ilgili bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması teklifinde bulunduğunu ama maalesef bu teklifin AK Parti Meclis Grubu tarafından reddedildiğini üzülerek öğrendik. Bu ayıp da AK Partililere yeter.

Efendi Barutcu

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,74 M - Bugn : 9411

ulkucudunya@ulkucudunya.com