« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

HARBİDEN

      Efendi BARUTCU

15 Oca

2016

İKİ MİLLİYETÇİ KURULUŞ, İKİ TÜZÜK VEYA BAĞLANAN BASİRETLER-3

15 Ocak 2016

Efendi Barutcu
Bütün bu yaşananlar Türk ocağı camiası adına üzücü şeylerdir. Türk Ocağı Genel Merkezi’nin yönetimindeki arkadaşlar birçok Türk Ocaklının sözlü ve yazılı ikazlarını nazar-ı itibara alarak bu ayıplı tüzüğü değiştirmiş olsalardı bu durumlara hiç düşülmeyecekti.
Şu anda Türk Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapan Genel Başkan Sayın Prof. Dr. Mehmet Öz ve yönetim kurulundaki değerli akademisyen arkadaşlarımızın faaliyetlerini, ufuklarını, heyecanlarını ve ocağa ayırdıkları zamanı yeterli görmesek de büyük çoğunluğunun samimiyetlerinden, milliyetçiliklerinden, vatanseverliklerinden ve Türk Milliyetçiliği davasına güçleri nispetinde hizmet arzularından şüphe edilmiyor.
Lakin eski dönemlerden üzerlerine düşen gölgelerden ve sırtlarındaki kamburlardan kurtulmaları gerektiği söyleniyor. Çünkü “gölgede kalanın gölgesi olmaz”mış, deniliyor. Ayrıca kimseye diyet borçlarının olmadığını da göstermeleri bekleniyor.
Bize göre gelinen noktada yapılacak iş biran önce bu ayıplı tüzükten kurtulmak için bir tüzük kurultayının yapılmasıdır.
Esasen 43. Büyük Kurultay’da tüzük değişikliği için imza veren Türk Ocağı kurultay delegelerini tek tek telefonla arayarak imzalarını geri çekmelerini rica eden ve ilk fırsatta bu tüzüğü değiştireceğine söz veren Türk Ocağı Genel başkanı Prof. Dr. Sayın Mehmet Öz’e bu sözü hatırlatılıyor ve iki sene gecikmeyle de olsa bu sözünü yerine getirmesi bekleniyor.
Elbette bir genel merkezin itibarına ve saygınlığına gölge düşürülmemelidir ama ocak genel merkezinin de şubelerinin, şube yöneticilerinin şahsiyetlerine saygı göstermeleri gerekir.
Bir genel merkez, şubesini davet edip ikna edemez mi? Bunun sadece Ankara şubesi için değil, sırf tüzük değişikliği talebine imza verdikleri için son 3-4 ay içerisinde kapatılmak istenen veya yönetimi feshedilen Maltepe, Gebze, Nevşehir, Manisa şubeleri için de böyle olması gerekir.
Türk Ocakları merkez heyeti 43. Büyük Kurultayda şube kapatma yetkisi istememiştir ve bu yetki verilmemiştir. Bir genel merkez büyük kurultayın vermediği yetkiyi kullanamaz, deniliyor.
43. Büyük Kurultayın daha önceden ilan edilen ve genel merkezce hazırlanan ve delegelere dağıtılan “43. Olağan Büyük Kurultay Raporu” kitabının 4. sahifesinde yazılan kurultay gündeminin 10. maddesinde sadece “10-Merkez yönetim kuruluna, Türkiye içindeki ve dışındaki derneklerle işbirliği yapma, üye olma ve şube açma yetkisinin verilmesi” ibaresi vardır. Şube kapatma yetkisi istenmemiştir ve alınmamıştır, deniliyor.
Kapatılmak istenen Gebze şubesinin başkanı saçlarını Türk milliyetçiliği yolunda ve ilim hayatında ağartmış olan çok değerli bir ilim adamı Prof. Dr. Yavuz Sezen ağabeydir. Orada başta değerli sahip Ayhan Bey olmak üzere bir avuç idealist insan bin bir fedakârlıkla şubeyi 16 yıldır ayakta tutmaya çalışmaktadırlar. Mükâfatları kapatılmak olmamalıdır.
Manisa şubesinin başkanı Prof. Dr. Nadir Özkuyumcu, değerli bir tarihçidir. İlk gençlik yıllarından beri Türk milliyetçiliği çizgisini sürdürmüş, idealist bir insandır.
Nevşehir şubesinin başkanı Av. Mesut Erdoğan Bey, genç, idealist ve değerli bir hukukçudur.
Genel merkezin bir bildirisinde suçlanan Maltepe şubesinin eski başkanı Halit Can Bey 12 Eylül öncesi İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisiyken, 12 Eylül’de tutuklanan, 12 Eylül’ün cellatlarının işkence hanelerinden geçen ve bu sebeple de tahsili yarım kalan değerli bir arkadaşımızdır. Herhalde şubesinin kapatılması gördüğü işkencelerden daha fazla yüreğini yaralamıştır.
Maltepe şubesinin yeni başkanı Ahmet Selçuk Can Bey ise Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünden başarıyla mezun olup şu anda bir üniversitenin akademik kadrosundadır ve siyaset bilimi doktorası yapmaktadır. Beraberinde seçilenlerin listesine bakılırsa, hepsi iyi eğitim almış, saygın birer meslek sahibi gençlerdir. Ahmet Selçuk Can, geçtiğimiz yıllarda Türk Ocakları Gençlik Kolları’nın Marmara Bölge Temsilciliği’ni başarıyla yürütmüş, bölgedeki bütün şubelerde gençlik kollarını teşkilatlandırmış ve Türk Ocakları’nın bölge üniversitelerinde çok sayıda taraftar sağlamasına vesile olmuştur. “Gençleri ocağa kazandırmak, lise öğrencilerine bile Türk milliyetçiliğini anlatmak ne zamandan beri suç oldu, görülüyor ki hiçbir başarı cezasız kalmamaktadır.” deniliyor.
Ayrıca iddialar doğruysa bu kapatma işlemi bir siyasi partinin il başkanının 10 yıl önceki bir meselesinin hesabını görmek için başlattığı Maltepe’de gençleri birbirine düşürme çabasından ve aynı partinin bir genel başkan yardımcısının Türk Ocakları Genel Merkezi’ne telefon açarak “Bu şubeyi kapatın, yoksa ben kapatacağım!” ifadesinden sonra gerçekleşmiştir. “Türk Ocakları Genel Merkezi’ne düşen görev, öncelikle kendi şubesinin hak ve hukukunu savunmak, onlara sahip çıkmak olmalıydı.” denilmektedir.
Bir kişinin veya ekibin üslubunu beğenmeyebilir, heyecanını fazla görebilir, çalışma metodunu uygun görmeyebilirsiniz. Fakat bu durumda yapılması gereken, bu genç insanları dışlayarak, hayatlarının geriye kalan kısımlarında ruhlarını yaralı bırakmak değil; sabırlı ve itidalli davranarak bu insanların Türk Ocakları’na daha samimiyet ve sadakatle bağlanmalarını sağlamaktır.
Türk Ocaklarının 1912’deki ilk kuruluşunda genç askeri tıbbiye öğrencilerinin yüksek heyecanı, samimi vatanseverlik duyguları ile yapmış oldukları çağrıların çok etkili olduğundan söz edilir. Yani, Türk milliyetçisi gençlerin hizmet ve gayretlerinin takdir edilmesi için ölmüş olmaları mı gerekmektedir, diye soruluyor.
Türk Ocakları Genel Merkezi yöneticilerine, insan kaybetmek çok kolay, insan kazanmak çok zordur hatırlatması yapılıyor ve “Türk Ocakları bir insan öğütme makinesi olmamalıdır.” deniliyor. Ayrıca Türk Ocakları’nın tarihçi genel başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Öz Bey’e “haddimiz değil ama Şeyh Edebali’nin Osmangazi’ye Vasiyeti’ni bir daha okumalısınız” deniliyor.
Zaman, Türk Ocakları için de sosyal medya üzerinden şubelerle karşılıklı olarak suçlamalar, hakaretler ve aşağılamalar zamanı değildir.
10 Ocak 2016 tarihinde Ankara şubesinin olağan kongresi yapılacaktı. Son üç gündür hem genel merkezden, hem de Ankara şubesinden karşılıklı suçlayıcı mahiyetteki telefon çağrılarından dolayı insanların kafası allak bullak oldu. Ve üzülerek öğreniyoruz ki bini aşkın üyesi olan Ankara şubesi 50-60 kişilik bir toplulukla kongre yapıyor. Hâlbuki bu kongreler birer bilgi ve fikir şölenine dönüştürülebilirdi.
Bazı şube başkanları ve kurultay delegeleri; son çare olarak “bizde imza toplayıp bu ayıplı tüzükten kurtulmak için olağanüstü kurultay talebinde bulunacağız” demektedirler.
Ele güne karşı daha fazla rezil olmanın âlemi yoktur.
Zaman hepimiz için ve özellikle de Türk Ocağı Genel Merkezi Yöneticileri için daha basiretli hareket etme zamanıdır.
Bugün Türk Ocakları’nın ve Türk milliyetçilerinin yeni ufuklara ve büyük hedeflere yönelmesi ve bunun için de bir iman tazelemesi ile gecelerini gündüzlerine katarak Türk milliyetçiliği heyecanını ve meşalesini Anadolu’da dalga dalga yayma zamanıdır.
Zira “BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR!”
Efendi BARUTCU

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,82 M - Bugn : 19833

ulkucudunya@ulkucudunya.com