« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

HARBİDEN

      Efendi BARUTCU

29 Eyl

2016

A Haber’den Sayın Salih Nayman'a Açık Mektup

29 Eylül 2016

Efendi BARUTCU

Vali Mevlüt Bilici Milliyetçi-Muhafazakar Bir Vatan Evladıdır

Sayın Salih Nayman,

27.09.16'da A Haber televizyonundaki memleket meselesi programının son 45 dakikalık bölümünü takip edebildim.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki haber programında bir muhabirinizin kendisiyle yapmış olduğu mülakata kısaca yer verilen Kayseri eski valisi Mevlüt Bilici Bey'i ta Bursa Erkek Lisesi öğrenciliğinden tanırım. Biz Bursa'da yüksek öğrenim görürken Ülkü Ocakları’na seminerlere gelen liseli gençlerdendi. Kendisi milliyetçi muhafazakar bir vatan evladıdır.
Uzun yıllar sonra Türk Ocakları'nın bir konferansı için Kayseri'ye gittiğimde de valilik makamında ziyaret etmiştim. Danıştay üyeliği sürecinde de zaman zaman görüşmüşüzdür, halen de arayıp sorduğumuz değerli dostlarımızdandır.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu acısı yüreğimizden hala silinmeyen, önce bir gençlik lideri daha sonra büyük bir dava adamı olarak gönüllerde taht kurmuş bir şahsiyetti. Onun ölümüyle Kayseri eski valisi sayın Mevlüt Bilici'nin şu veya bu şekilde irtibatlandırılması, sayın valinin Kayseri İl Emniyet Müdürü’nden almış olduğu bir bilgiyi BBP’nin o tarihteki genel sekteri ile telefonda paylaşmış olmasından dolayı zan altında bırakılması büyük bir haksızlıktır ve bana göre hedef şaşırtmadır.
Konuşmacılardan birisi rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaygın deyimle FETÖ'cüler tarafından katledildiğini, esas hedeflerinin de BBP'yi kendi menfur emelleri doğrultusunda kullanmak olduğunu, Muhsin Yazıcıoğlu'nu da buna engel gördükleri için ortadan kaldırdıklarını ifade etmiştir. Bu mantıkla hareket edilirse Muhsin Yazıcıoğlun'dan sonra BBP genel başkanlığına seçilen sayın Yalçın Topçu FETÖ'nün adamı mı olmuş oluyor? Bundan bu sonuç çıkmaz mı? Kaldı ki böyle bir şey asla söz konusu olamaz. Bildiğiniz gibi Yalçın Topçu 2015 genel seçimlerinden sonra kurulan geçici hükümette Kültür Bakanı olarak görev almış ve halen de sayın Cumhurbaşkanı'nın başdanışmanlığı görevine devam etmektedir, peki buna ne denilecektir?
Değerli Salih Bey, geçtiğimiz yıllarda Türkiye kamuoyunu uzun süre meşgul eden (Balyoz ve Ergenekon davaları devam ederken) sizin kanalınız yayın faaliyetini yürütüyor muydu bilmiyorum ama, şuanda aynı görüşleri paylaştığınız ATV ve benzeri televizyonların haber programlarında ısrarla M. Yazıcıoğlu'nun Erkenekon veya Balyoz sanıkları tarafından katledildiği iddia edilmekteydi. Sonrası malum, devletin her kademesinden “ordumuza kumpas kuruldu” itiraflarıyla temize çıkılmaya çalışıldı.
Yahu el insaf! Üç-beş sene arayla bu kadar büyük tezatlar nasıl yaşanır? Habercilik namusu denen (şahsınızı tenzih ederim) ilke hiç akla gelmez mi?
Bırakınız şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu kabrinde rahat uyusun. Onun isminin ve aziz naaşının böylesine siyasi tartışmalara konu edilmesi doğrusu kanımıza dokunuyor ve yüreğimizi dağlıyor. Bırakınız gönüllerimize gömdüğümüz acılarımızı yaşayalım.



Bir başka konu…
Direk şahsımı ilgilendirmese de misafirlerinizden bazılarının 12 Eylül 1980 öncesini değerlendirirken mensubu olduğum Ülkücüleri, Türk milliyetçilerini itham eden ifadelerinin hakikati yansıtmadığı hususudur.
Size kısaca kendimi tanıtmak isterim. Bendeniz 1975 yılında Ülkü Ocakları Bursa Şubesi başkanı iken Temmuz ayında Bursa'da cereyan eden talihsiz bir hadiseden dolayı tutuklandım. 10 sene muhtelif ceza evlerinde kaldıktan sonra 1985 senesi Temmuz ayında Bartın Özel Tip Cezaevi’nden tahliye oldum.

Yanlış hatırlamıyorsam konuşmacılarınızdan sayın Bülent Erandaç'ın ifadelerindeki sıradanlık ve sathilik dikkati çekiyordu.
Bir kere, 12 Eylül öncesi Türkiye'de cereyan eden hadiseler öyle bahsedildiği gibi basit bir sağ-sol kavgası değildi.
Bizler 100 milyonluk milliyetçi Büyük Türkiye'yi, lekesiz, gölgesiz bir adalet nizamını, mazideki ihtişamından gelecekteki büyük hedefine mutlaka varacağına inandığımız Türk Milletinin büyük geleceğini inşa mücadelesi veren Türk milliyetçileriydik.
Bizi engellemeye çalışanlar ise o yıllarda Türkiye'yi SSCB'nin bir uydusu haline getirmek isteyen Marksist-Leninist, Devrimci unsurlar (Şimdi bunların büyük çoğunluğunun gençlik yıllarında adalet duyguları istismar edilmiş ve çözümü sosyalizm ve komünizm de arayan memleket evlatları olduklarını düşünüyorum), bugün Türkiye'nin doğusu ile Irak'ta ve Suriye'de cereyan eden hadiselerle Amerikan uşakları oldukları ayan beyan ortaya çıkan siyasi kürtçüler, batılı emperyalist güçlerin yerli maşaları ve her türlü gayri milli unsurlar idi.
Bu mücadele esnasında binlerce şehit verdik, gazilerimiz oldu. Binlerce arkadaşımız hayatlarının en güzel yıllarını cezaevlerinde geçirdiler; ama asla yılmadık, pişman da olmadık. Devletimizin namusunu, milletimizin mukaddeslerini yabancı ideoloji uşaklarına çiğnetmedik. Bu uğurda vurduk, vurulduk. İnancımızın bedelini bir kısmımız hayatımızla bir kısmımız istikbalimizle ödedik. Pişman da değiliz. Elbette insan olarak beşeri planda hatalarımız da olmuştur ama kıblemizin doğruluğuna daima iman ettik ve halen de iman etmekteyiz.
Sayın Erandaç'ın meseleyi böyle basite indirgemesini ilerlemiş yaşına bağlı hafıza kaybıyla izah etsek haksızlık etmiş olur muyuz? Beyefendinin bu talihsiz ifadelerini şehitlerimizin kemiklerini sızlatan bir bühtan olarak görüyor ve şiddetle kınıyorum. Bu ithamları karşısında susmayı tercih eden -zamanında bizim tarladan geçtiğini duyduğum- Kemal Çelik ve Süleyman Yeşilyurt beylere de sadece üzüntülerimi bildiriyorum.
Sayın Nayman; eğer 12 Eylül öncesi ülkücü mücadeleyi bizzat yaşayanlardan öğrenmek istiyorsanız bendeniz hazırım. Telefonum, adresim aşağıdadır.
Son olarak belirtmek isterim ki, bu ve benzeri konularda kamuoyuna doğru bilgiler vermek yine bir habercilik namusudur diye düşünüyorum.
Selam ve saygılarımla...

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,82 M - Bugn : 27166

ulkucudunya@ulkucudunya.com