« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

13 Haz

2007

KUZEY IRAK'A GİREBİLİR MİYİZ?

13 Haziran 2007

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın 12 Nisan tarihli açıklaması terör olaylarının Mayıs ayından itibaren hızla artacağına dair önemli vurguları da ihtiva etmekteydi. Basın yoluyla kamuoyuna tevcih edilen bu açıklamalar şüphesiz ki istihbarî bilgilerle donanmış bir durum tesbitini işaret etmekteydi.

Mayıs ayı ile birlikte canlı bombalar, mayınlar, ses bombaları birbiri peşi sıra patlamaya başladı. Bahar ayları ile birlikte kış dönemini hazırlıkla geçiren teröristlerin eyleme başlaması
normal bir durumdu. Üstelik cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin oluşturacağı gerginliklerle şekillenen siyasi atmosfer terör eylemleri için daha elverişli bir zemin hazırlamıştı.

Terör örgütünün 2003 yılında başlayan yeniden yapılanma (parti / kongra-gel) faaliyetleri ile hızlanan iç çekişmeleri çatışmalara dönüşmüşken bu elverişli zemini bir fırsat olarak kullanacağını öngörebilmek için istihbari bilgilere ihtiyaç yok elbette. Ancak, 12 Nisan'dan bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptıklarına bakılırsa seçim atmosferi, bahar ayları, örgüt içi çekişmelerin ötesinde kuvvetli saikler olmalı. Olmalı ki, Irak sınırına kaydırılan dağ ve hava komando birliklerini takviye eden mekanize birliklerin sınırda mevzilenmesi, yapılan tatbikatlar ve sınır ötesinde bombalanan kamplar bir anlam ifade etsin.

Gün be gün artan şehit cenazeleri, Kuzey Irak'a sınır ötesi bir harekatın gerekliliğini dillendiren Silahlı Kuvvetlere halk nezdinde giderek artan bir desteği de beraberinde getirmiş oldu. Halkın teröre karşı tepkisi Silahlı Kuvvetlerin arzuladığı kitlesel boyutlara varır mı önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Sınır ötesi operasyon isteyen Silahlı Kuvvetlere milliyetçiler, şehitlerin acısıyla canı yanan halk ve milli güvenlik gerekçesine dayanan sivil kurumlar yanı sıra iktidar / muhalefet pozisyonu gereğince konum belirleyen siyasiler eklenince hükümet-sermaye-medya bloku "operasyon yapamayız!" avazelerini basın ve tv ekranları yoluyla yaymaya başladı.

Şimdilerde gazete sütünlarında ve tv ekranlarında uzman, aydın, stratejist, iş adamı etiketli muhterem zevat Kuzey Irak'a bir harekat yapamayacağımıza dair bolca gerekçe sıralamakla meşgul. Gerekçeleri malum:
- Uluslararası hukuka uygun bir gerekçemiz yok, Birleşmiş Milletler'e kabul ettiremeyiz.
- Uluslararası konjonktür uygun değil, çok zor durumda kalırız.
- Yabancı sermayeyi ürkütür kaçırırız, ekonomimiz buna dayanamaz.
- AB ve ABD ile ilişkilerimiz bozulur, üçüncü dünya ülkeleri ile baş başa kalırız.
- Kuzey Irak'ta sadece PKK ile değil peşmergeler ve ABD askerleri ile savaşmak durumunda kalırız.
- Kuzey Irak'ta bir batağa saplanırız, o bataktan bir daha çıkamayız.
- Şimdiye kadar çok operasyon düzenledik ne sonuç aldık ki, şimdi sonuç alalım.
- Bu iş silahla çözülmez, çözülseydi şimdiye kadar çözülürdü.
- Bu sadece bir terör sorunu değildir, demokrasi ve insan hakları sorunudur.
- İçerdeki 5000 teröristle başa çıktık da, oradaki 500 kişiye mi sıra geldi ???
v.s. v.s. …

Bunları söyleyenler kim? Küresel sermayenin yerli acenteleri, Soros aydınları, Brüksel çocukları, ABD'nin dizayn ettiği AKP hükümeti. Söyleyenlere bakınca söylenenlerin doğruluk payı nedir diye tartışmak bile yük geliyor insana.

Ancak, söyledikleri yanlış savundukları haksız olsa da haksızlıkları ile ters orantılı bir güce sahipler. Sahip oldukları güç sadece küreselcilerin desteğinden sermayenin peşkeşinden ibaret değil… Onlara güç veren biraz da içeride yapılan yanlışlar. 25 yılda bitirilemeyen terör; sermaye ve basın desteği kaybedilinceye kadar akıllara gelmeyen kitlesel destek; rejim bekçiliği söz konusu olunca iç tüzükten yetki alıp anayasayı rafa kaldıran, milletin birliği ve ülkenin bölünmezliği söz konusu olunca yetkinin siyasilerde olduğunu hatırlayan zinde güçler; teröre karşı görev verdiklerini itin köpeğin önüne yem diye bırakanlar; Türk Milliyetçiliğini tehlikeli bulup Atatürk Milliyetçiliği peydahlayanlar…

Haksızlıklarına mukabil gücü elinde bulunduranlar Kuzey Irak'a giremeyiz diye ahkam kesmekteyken sınır ötesi harekat gerçekleşebilir mi? Hiç sanmıyorum. Bu küreselci güruhun gücünden çekinmeden onlarla mücadele etmek ilkelerine, ülkülerine imanı tereddüt ve şüphelerle zedelenmemiş liderleri, komutanları elzem kılar. Böyle liderlerden, kadrolardan mahrumsanız işiniz küreselcilerin insafına / keyfine kalmış demektir.

Perdenin önünde olup bitene bakılırsa ABD, finosu Barzani ve ileri kolu AKP en azından seçimlere kadar bir harekata razı değiller.

Ya perdenin gerisi?...

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,12 M - Bugn : 4911

ulkucudunya@ulkucudunya.com