« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

01 Ağu

2007

% 14,26 MHP

01 Ağustos 2007

Seçimlere 4,5 yılını meclis dışında geçirmiş, nadas da kaldığı süre içerisinde dinlenmiş, muhtemeldir ki, hazırlıklarını tamamlamış bir parti olarak giren MHP %14,2 oy ve 70 milletvekili çıkararak üçüncü parti oldu.

MHP önceki seçimlerde 2.629.808 olan oy sayısını 5.004.003'e, %8,5 olan oy oranını da %14,25'e çıkarmıştır.

MHP'nin seçim sonucunu değerlendirmeye tabi tutanların ittifakla vardığı sonucun "başarı" olduğunu görüyoruz. Hatta bu seçimin iki galibinden birisi olduğunu söyleyenler de var. Parti dışından yapılan değerlendirmeler bu yönde olduğu gibi, parti yönetiminin de bu istikamette görüş beyan ettiği basına aksetmiş durumda. "Tek başına iktidar" sloganıyla seçim dönemini geçiren MHP yönetiminin seçim sonuçları için teşkilatlara teşekkür etmesi seçim sonuçlarından duyulan memnuniyeti izhar ediyor.

Bir önceki seçimde 8,5 olan oy oranının 14,2'ye çıkması başarıdır. Alınan oy sayısının 2 milyon 600 binden 5 milyona çıkması, barajı aşıp meclise girmesi de hakezâ öyledir. Başarıyı ölçmek için kullanacağınız kriterler oy oranı, oy sayısı ya da vekil sayısı ise eğer MHP'nin aldığı sonuç her açıdan başarıdır. Ancak başarı için, tespit ettiğiniz HEDEF istikametinde kat ettiğiniz mesafeyi ölçmek daha makul değil midir? Tek başına iktidar için alınan yol yeterli ise başarı da doğrudur.

Geçmişte parti programının girizgâhında atıfta bulunulan 9 Işık umdelerinden birisinin "İlimcilik" olmasına rağmen, üstelik parti bünyesinde faal olduğu defaeten iftiharla söylenen Ar-Ge biriminde 600 kadar ilim adamı, bürokrat çalışmalar yürütüyor olsa da seçmen tercihleri, seçmen profili, seçmen analizi v.b. konularda bugüne dek bir araştırma yapılmış değil. MHP seçmeninin yaş-cinsiyet-gelir-eğitim-yerleşim biçimi gibi konularda nasıl bir yapıya sahip olduğu hususunda ancak tahmin yürütmek (ya da sol araştırmacıların vazettiklerine itibar etmek) söz konusu olsa da il bazında alınan oylara bakarak seçmen yapısının değiştiğini söylemek mümkün.

MHP'nin yoğun olarak oy aldığı bölgelerden İç Anadolu ve Doğu Anadolu'da oylar düşerken kalesi olarak bildiğimiz Yozgat, Erzurum, Kayseri, Tokat, Niğde, Kırıkkale gibi illerde birer milletvekili ancak çıkarabilmiş, en zor dönemlerinde belediye başkanlıkları kazandığı Elazığ- Erzincan'da üçüncü parti durumuna düşmüştür. Birinci olabildiği iki ilden birisi olan Osmaniye Devlet Bahçeli'nin memleketi olması münasebetiyle, hemşerilik gayretinin etkisi ile MHP'yi tercih ederken; diğer il olan Mersin'de ise son on yılda Güneydoğu'dan aldığı yoğun göç ve Karadeniz-Akdeniz hattının Güney ucunda yaşanan yoğun gerginliğin etkisi bariz şekilde kendisini hissettiriyor.

MHP'nin oy potansiyelinin Anadolu'nun kuzey ve doğusundan güney ve batısına kayması MHP'den beklentilerin farklılaşmasına ya da siyasi alanda MHP'nin duruşunda meydana gelen değişime işaret etmektedir. Dini hassasiyetlerin daha yoğun olduğu İç Anadolu ve Doğu Anadolu'nun muhafazakâr seçmeni bu hassasiyetlerini dillendirmekten uzaklaşan MHP yerine Çankaya'ya eşi başörtülü bir Müslüman'ı taşıyacağı söylemine inandığı AKP'yi tercih ederken Ege, Akdeniz, Marmara ve Trakyalı seçmen Güneydoğuda yaşanan etnik bölücülüğün doğurduğu güvenlik endişesine karşı MHP'ye teveccühünü arttırmıştır.

MHP'nin müessir olabilecek hiçbir seçim hazırlığı olmasa da aldığı oydan daha fazlasını alması muhtemelken, AKP'ye karşı oluşturulmaya çalışılan CHP-MHP koalisyonunu teşvik eden Lâik-Sol çevrelerin MHP'ye oy verebilecek seçmen nezdinde sabıkalı olması, hazzedilmemesi ihmal edilemeyecek derecede menfi tesire sebep olmuştur.

CHP ile birliktelik hususunda MHP'ye rol biçenlerin söylemine partiden bir itirazın gelmemesi zımnî bir kabul olarak kanaat doğurmuştur. Bu kanaat 57. koalisyon hükümetinde DSP ile yaşanan ortaklık tecrübesinin de etkisiyle Batıda olumlu, Doğuda ise olumsuz olarak sonuçlara aksetmiştir. Hangisinin daha ağır bastığına siz karar verin.

Yapılan araştırmalarda basının güvenilirlik oranı çok düşük çıksa da seçmen tercihlerini en çok etkileyen araç yine de medya olmaktadır. Bir tenakuz olarak görülse de durum bu… Görüş beyan eden herkesin şikayet ettiği tele-vole, gelin-kaynana, biri bizi gözetliyor türü programların izlenme rekorları kırması gibi, güvenilmeyen medya insan tercihlerini yönlendirmeye devam ediyor. Hâl böyleyken MHP'nin basından uzak durmasının olumlu katkısı olduğu yönünde görüş bildiren uzmanlara katılmak mümkün değil bence.

AKP'nin %46,7'lik oyunda destek veren medyanın nasıl payı varsa, MHP'nin %14,26'da kalmasında da medya ile ilişkilerinin payı var. Posta, Güneş, Vatan gibi tabldot gazeteler yanı sıra Cumhuriyet gazetesine de reklam veren MHP, kendi tabanına yönelik yayın yapan en etkili gazete durumundaki Yeniçağ gazetesine ilan verme gereği bile duymamış. Parti içi kongre sürecinde genel merkeze muhalefet eden bir gazeteye ilan vermemenin gerekçeleri olabilir. Ama Türkiye'de sol adına en duyarlı ve en fanatik kesim olan Cumhuriyet gazetesi kesiminin başında kim olursa ve hangi durumda olursa olsun CHP varken bir tek okuyucusunun dahi MHP'ye oy vermeyeceği belli olmasına rağmen bu gazeteye ilan verenlerin, parti tabanının önemli bir kesiminin takip ettiği bir gazeteyi görmezden gelmesi pek akıllıca gelmiyor bana. Partinin basınla ilişkilerini tanzim eden birileri var ise eğer, işlerini gerektiği gibi yaptıklarını söylemek doğru olmasa gerek.

MHP'nin seçim kampanyası için anlaştığı reklâm şirketine ne kadar yetki verdiği, nasıl bir anlaşma yaptığı bizim meçhulümüz. Ama kendisini hissettirecek bir kampanya yapılmadığı da aşikâr. Hazırlanmış seçim beyannamesi sanki başka seçimler için hazırlanmış gibi. Bu beyannameden seçim meydanlarına aksedenler sadece AKP'nin MHP'yi eleştirirken kullandıklarından ibaret kaldı. MHP'nin yeterli hazırlığı yoktu… Var olanı da seçim meydanlarına, gazetelere, televizyonlara kısacası halka aktarılamadı. Bu da seçim kampanyasının yetersizliğini gösteriyor.

Az sayıda miting, basın ve televizyonla mesafeli ilişkiler MHP'nin kendisini anlatmasına yetmediği gibi AKP'nin yanlışlarını eleştirmesine de yetmedi.

Bunlar sade bir vatandaş ve sıradan bir Ülkücü olarak bizim aşağıdan, halkın nazarından bakınca gördüklerimiz. Parti yönetiminin yukarıdan bakarak gördükleri mutlaka ki çok farklıdır!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,12 M - Bugn : 11683

ulkucudunya@ulkucudunya.com