« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

06 Eyl

2007

ABDULLAH GÜL YA DA YENİ BİR DÖNEM

06 Eylül 2007

Yaklaşık bir buçuk yıl öncesinden başlayan cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik beklentiler Abdullah Gül'ün seçilmesiyle nihayet buldu. Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkışı 2002'de başlayan AKP iktidarını perçinlemekle kalmayacak Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek bir dönüşümün tamamlanmasına yardımcı olacaktır.

Seçimlerden güçlenerek çıkan AKP önceki dönemde iktidarını sınırlayan en önemli muhalefet unsuru olarak karşı karşıya kaldığı cumhurbaşkanlığı makamını da yedeğine almakla cumhuriyet döneminin en güçlü iktidarına kavuşmuş oldu.

İlk Cumhurbaşkanı olarak seçilen Atatürk riyaset döneminde kurdurduğu hükümetler ve atadığı başvekillerle sadece politika değişikliklerini değil, aynı zamanda muhaliflerini de birbirleri ile dengelemiş oluyordu.

İsmet İnönü İzmir suikastı sonrasında takibata uğrayan paşalara verdiği desteğin vefakârane karşılığı olarak, Atatürk'ün ölümü sonrasında hem siyasetten hem de hayattan tasfiye edilmekten kurtulabilmiş ve o destekle cumhurbaşkanlığına seçilmiştir.

Celal Bayar 1950 yılında, seçimleri müteakiben cumhurbaşkanı olmuş, ancak hem Menderes'i hem DP'yi kendi istekleri doğrultusunda hareket etmeleri yönünde zorlamıştır. 1960 Darbesine yol aşan süreçte "tahkikat komisyonları"nın önemli bir gerginliğe sebep olacağını bilmesine rağmen Menderes, Bayar'ın isteklerine karşı gelemediği için komisyonların işleyişine ses çıkarmamıştır. Kendisini idama götüren yolda Bayar'ın isteklerine hayır diyememesinin önemli bir rolü olmuştur.

Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren darbelerin siyasal etkileri sonucu Çankaya'ya çıkmışlardır. Evren hariç diğer üç cumhurbaşkanı etkisiz, hatta sembolik temsilciler diyebileceğimiz kişilerdir. Kenan Evren ise 1982 Anayasasının yetkilerle donattığı cumhurbaşkanlığı makamında zaman zaman Turgut Özal'a muhalefet etse de genel ülke siyasetine lâiklik adına yaptığı atamalardan öte bir etkisi söz konusu değildir.

Turgut Özal kendisinin kurduğu ve tek adam olarak yönettiği ANAP'a kendi seçtirdiği genel başkan ve kendi atadığı başbakana - bakanlara rağmen hem iç hem de dış politikada düştüğü görüş ayrılıklarını aşamamış, yeni bir siyasi hareketle ANAP'ı yeniden şekillendirmeye kalkmıştı. Siyaseten sonuç alamadığı bu hareketin en önemli siyasi neticesi ise MÇP'de yaşanan kopmalar olmuştu.

Süleyman Demirel "dün dündür, bugün bügündür" anlayışını Çankaya'ya da taşıdığından meclis ve hükümetlerle sürtüşmesi hiç bitmemiş, baba konumunda olduğuna inandığından siyasette hükümetlerden daha etkin olma isteği teamülleri bile bir tarafa bırakarak yaptığı görevlendirmelerle tarihe geçmiştir.

Ahmet Necdet Sezer evvelen kendisini Cumhurbaşkanı yapanları perişan ettikten sonra, bilâhare yeni seçilen meclisin çoğunluğunu oluşturan AKP'lileri de canından bezdirmekten geri kalmadı. AKP'nin yanlışlarına bazen doğru tepkiler koysa da, meclisteki muhalefetin yapamadığını yapsa da "türban" düşmanlığında kendisini bulan(!) bir lâik bürokrat olarak anılacağı seven-sevmeyen herkesin kabülüdür.

Abdullah Gül'ün seçilmesiyle beraber, ekseriyetiyle meclis, her şeyiyle hükümet ve gayri mesul, fevkalâde yetkisiyle cumhurbaşkanlığı AKP'nin iradesi altında kenetlenmiş oldu. Yüksek makamların estirdiğine defalarca şahit olduğumuz nefsaniyet rüzgarları, konjonktürel şartların ya da bir güçlü "görünmez el"in zorlamasıyla dizginlenmezse şayet çözülmesi mukadder olan kenetlenmiş AKP iradesi Türkiye'nin geriye dönülmesi mucizelere kalmış gidişatını daha da hızlandıracaktır.

1982 Anayasası senato meclisini kaldırarak güçlendirdiği yürütmeyi, cumhurbaşkanlığını fevkalâde yetkilerle donatmak suretiyle iki başlı hale getirmişti. Hem halkın seçtiği meclisin, yasama ve yürütme erkini tek başına kullanmasına set çekmiş, hem de sistemin seçtirdiği cumhurbaşkanlarla, yönetime ortak olan kurumları istedikleri istikamette tutabilmeyi sağlamış oldular.

AKP ilk iktidar döneminde kendisine meclis çoğunluğunu sağlayan güçlerle ittifakta gösterdiği başarı sayesinde medya-sermaye ve uluslar üstü aktörlerin teşvik ve yol göstermesiyle beklemediği nisbette muktedir olabilmiştir. Sivil bürokrasi iktidarın kokusunu iyi aldığından olsa gerek AKP ile birlikte iş pişirmekte maharetini esirgemiyor.

AKP'ye muhalefet edeceği vehmedilen askeri bürokrasinin ise 1960-71-80 askeri darbelerinin, darbeleri olgunlaştırmak için akıtılan kanların, milleti hizaya sokmak adına kurulan darağaçlarının, postmodern darbelerin, sanal muhtıraların bedelini ödemekle meşguliyet arz edeceği; dışarıya kedi, içeriye aslan kesilmenin onulmaz yaralarını saracak tabipler bulunup bulunmadığının arayışını sürdüreceği; geçmişte rejimin devamını devletin bekasından önde tutmanın yol açtığı tamiri imkansız bozgunluklarını gelecekte tamir edebilmenin yolunu arayacağı gözükmektedir.

Anayasa ile kurulmuş özerk kurumların da A.Gül'ün cumhurbaşkanlığı döneminde yeniden şekilleneceği tabiidir. Yeni bir anayasa, üst dereceli yargı kuruluşlarına yapılacak atamalar ile yürütme-yasama ve yargı yeniden tanzim olunacak gibi… Esasen, kurulduğu günden bu yana milletle kavgalı olan devlet idaresinin değişmesi; halka yakın, halkın içinden çıkmış ve henüz yabancılaşmamış yeni bir idareci zümrenin teşekkülü bir milliyetçi olarak bizlerin de hedefi idi.

Yaşadığımız gelişmeler gösteriyor ki yönetim "el" değiştiriyor… Ancak bundan sonra yaşayacaklarımız yönetimin teslim edildiği yeni sınıfın, millete devlet adına zulmedenlerin yerine devlete millet eliyle kastetmeye ahteylemiş bir mankurt zümrenin kök salmasına..devlet-millet bütünlüğüne inanmış milliyetçilerin ise ah û vah içinde seyirci olarak behemehâl ömür sürmesine şahitlik edecektir…


Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,11 M - Bugn : 34214

ulkucudunya@ulkucudunya.com