Geçmişten günümüze değişen toplumsal yapı ve buna paralel gelişen siyasal sistem tek kişilik otokratik yönetim - aile veya sınıfa dayalı dar zümreli oligarşik yönetim - tek partili yarı demokratik yönetim, gelişimin son merhalesi olarak çok partili demokratik yönetime tehavül etmiştir.
Beşeriyetin tarihi tecrübelerle yükselebildiği bugünkü demokratik yönetim biçiminin çözemediği problemlerinden birisi.. öncelikli olanı ise "çoğunluğun diktası"dır. İnsanlık azınlık diktasına karşı geliştirebildiği en iyi idare tarzında karşı karşıya kaldığı çoğunluk diktasına çözüm bulmakla meşgul.
Kürre-i arz üzerinde hemen hemen her yerde esmekte olan demokrasi rüzgarı elmas ve altın madenleri için siyahi yerli halkın oluk oluk kanını akıtan Güney Afrika'daki işgalci beyaz azınlığın diktasına dahi (şeklen de olsa) son verirken ülkemizde giderek artmakta olan bir azınlık tahakkümü hükmünü icra etmekte.
Dünyada bir ülke var mıdır ki, o ülkenin halkı kendi bayraklarını astıkları için ırkçı ilan edilsin? Ülkesinin bütünlüğüne kast eden teröristlere tepki gösteren halk linç düşkünü, kaba kuvvet düşkünü ilan edilsin! Dünyada hangi ülke vardır ki, o ülkenin aydınları tarihte kendisine ihanet etmiş, arkadan vurmuş bir milletin hiçbir tarihi hakikate uymayan soykırım iftirasına gözü kapalı destek versin?
Evet! Dünyada bütün bunların mümkün olabildiği tek ülke vardır: Türkiye. Binlerce yıllık geçmişe sahip bir millete, bin yıldır her türlü bedel ödeyerek yaşadığı vatanında, kendi devletinin hükümranlığı altında bir avuç azınlığın istiskal, hakaret ve küfürler yağdırabildiği yegane ülkedir Türkiye.
Ne mutlu ki Türküm demenin ırkçılık olduğu; bir ermeniye ermeni demenin hakaret, aşağılama, bölücülük olabildiği tek ülkedir Türkiye.
Ne kadar hazindir… Suni olarak yaratılan azınlıklar adına Türk'ün ensesinde boza pişirmeye kalkışan azınlık diktasının demokrasi ve insan hakları etiketli faşistlerinin kahir ekseriyeti adı sanı Türk olanlardandır. O, zahirdeki isimleri kazıyınca altından kimlerin çıkacağını ise Sayın Yusuf Halaçoğlu açıklamıştı.
Hrant Dink'in ölümünden sonra estirilen azınlık fetişizmi, Ermeni aşkı, Türk düşmanlığı bizleri şaşırtmamalı. Bu nesebi gayri sahih, Türk suretindeki azınlık güruhu Türk düşmanlığı için dün komünist sol maskesi takınmıştı, bugün ise demokrasi maskesi ile saldırıyor... Saldırmak için fırsat kolluyor.
Bu kez, Youtube isimli internet portalında yayınlanan bir klibi bahane ederek saldırdılar. Biraz müzik, biraz mizah ama bolca şiddet, çokca küfürden ibaret olan bu internet portalı dünyanın dört bir yanından binlerce kişinin katıldığı takma adlara sahip kullanıcılar tarafından hiçbir sınırlamaya, hukuki takibata maruz kalmadan kullanılmakta. Basın alemi mesleğin gerektirdiği teknik bilgileri muktezasınca bu işleri gayet iyi bilirler. İsmail Türüt'ün kasete okuduğu Ozan Arif'in şiiri üzerine yapılan klip iddia edildiği gibi hakaret içerse bile Youtubedeki şiddet-hakaret-küfür içeren binlerce klipten birisidir nihayetinde, ve klibi hazırlamış olan o tek kişiyi bağlar.
Medya maymunları bunu bizden daha iyi bilirler… Ama bilmelerine rağmen koro halinde Ozan Arif ve İsmail Türüt'ün şahsında yine Türk Milletine, yine Türk Milliyetçilerine saldırdılar.
Özellikle İslamcı basın(!)da hırlayan bir çakal pek düşkünü olduğu siyaset ve sosyoloji lisanını bir yana bırakıp, köprüaltı ağzıyla meydan okumakta. Heyhat…
Bu sırtlan sürüsü.. bu çakal tayfası.. bu köpek güruhu nasıl da bu kadar pervasızlaşıyor? Nasıl? Nasıl?
Küresel sermayenin yerli işbirlikçileri, paraya tapınan medya ve sermaye sahipleri, adı sanı Türk olan bu devletin en mahrem müesseselerine bile çöreklenmiş dönme bürokratlar yeter mi bu pervasızlığa? Bence yetmez! Bu sırtlan sürüsünü böylesine biperva kılan bu milletin sindirilmiş Türklüğüdür… Bu milletin milliyetinden uzaklaşmasıdır; milletlerin refleksi olan milliyetçiliğin ılımlı, uyumlu, salon milliyetçiliği ile kötürüm kılınmasıdır asıl sebep. Bu çakallara haddini bildirecek olan milliyetçilerin aksiyondan, hareketten tecrit edilmesi, halden-güçten düşürülmesidir.
Türklüğe yönelen bu azınlık saldırılarına haddini bildirmek ogünlere, yasinlere, pekerlere kalmışsa eğer bu çakallar daha çok hırlarlar.
Türkün diline, dinine, devletine, askerine saldıranlara karşı koymak show dünyasının parıltılı yıldızlarından İsmail Türüt'e kalmışsa eğer.. münevverler-mütefekkirler-siyasiler yerine bir şaire.. Ozan Arif'e kalmışsa eğer daha çok havlar bu köpekler.
Türk Milliyetçilerinin haykıran gür sesi olan Ozan Arif milliyetçiliğin siyasi kalesi olan( öyle idi bir zamanlar) MHP'nin genel başkanına hakaretten hapis cezasına çarptırılıyorsa eğer, köpek havlamaları, çakal hırlamaları kulaklarımızı yırtacaktır elbette. Pervasızlık artacaktır elbette…
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
