Ücra bir noktada, belki bir günlük mesafede bir kibrit çöpü var, getirilmesi davaya faydalıdır denilse; o daha fazlasını sormaya ihtiyaç duymadan, hiçbir hususiyeti bulunmayan değersiz bir kibrit çöpünün ne fayda sağlayacağını merak etmeden, böylesine manasız basit bir işi küçümsemeden, sağına soluna bakmadan, başkasının davranmasını beklemeden en önce kalkar, bir günlük yolu aç susuz yürür, o kibrit çöpünü alıp getirir, safiyetle teslim eder ve görülecek başka bir vazife olup olmadığını sorduktan sonra davaya hizmetinin gönül huzuruyla yine sessizce dönüp gider.
Borç isterler, kitapla dergiyle, gazeteyle, sosyal faaliyetle uğraşmaktan kendisi borçlu harçlıdır, ekseriyetle üzerinde kâfi miktar bulunmaz. Neye lâzım olduğunu, zaruret derecesini, ne zaman ödeneceğini sormaz, şayet asgarisini yatırabilmişse ve limiti mevcutsa gider kredi kartından çeker, o mümkün olmazsa başka bir yerlerden bulur, halleder. Herkesten alacaklıdır, fakat o kimseden kendisi için bir şey istemez.
Hayatının henüz baharında davaya tertemiz ideallerle bağlı taze müntesipler için sarf edilebilecek bu güzel sözler cenazesinde bir okul arkadaşının ifadesiyle rahmetli Kemal Çapraz'ın Ülkücü ve insan kişiliğini özetliyor.
Omuzunda çantası, elinde kitap torbaları, koltuğunda gazete demetleri. Bir günlük yolu öylece mütebessim yürürdü. Çünkü otomobili yoktu. İşini bilir tamirci çıraklarının, uyanık kapıcıların, açıkgöz odacıların tez elden ayağının yerden kesildiği, en ücra çıkmaz sokaklarında bile araç kalabalığından park yeri bulunamayan devasa şehirde her tarafa yayan yetişen küçük cüsseli bir dev. Arabasızlık dert değil de, sonradan görme bazı iyilikseverler olmasa. Müstağni durmanıza rağmen bazen biri çıkar, nedense derin bir muhabbet ve alâkayla kolunuza girip gideceğiniz yere bırakmayı teklif eder, aynı güzergâhta sohbetini tercih edeceğiniz kapınıza kadar götürecek başka arkadaşınızdan ayrılmanıza, yahut her zaman bindiğiniz son vapuru, son otobüsü de kaçırmanıza sebep olduktan sonra, kendi yoluna uygun düşen bir yerlerde hatırına acil bir bahane gelmiş gibi duraklar, müsaitliğini mutlaka size de teyid ettirerek müsaadenizi ve rızanızı almak şartıyla hemen oracıkta indiriverir, üstelik şuradan şuna biner şöyle gidersin, tarzındaki kestirme yol tarifi ve tavsiyesini ihmal etmez. Böylece iyiliksever ahbabınıza yük olduğunuz için üzülürken aynı zamanda hiç yoktan yere ödenmesi zor bir minnet borcu altına girersiniz.
Son seçimlerde milletvekili adayı idi. Toplam yirmidört milletvekilli çıkaracak bölgeden seçilme ihtimali bulunmayan yirmiikinci sıra münasip görülmüş. İnternette ismi sorulduğunda binlerce netice gelir. İsim benzerliği değil, tamamı kendisine ait, hepsi de dolu dolu, Türklük için çarpan bir yüreğin yansımaları. Yüksünmedi, yerini beğenmemezlik etmedi, elinden gelen gayreti gösterdi. Meclise girseydi Türk Dünyasının yükselen sesi olacaktı. Fedakârlık, feragat, kadirşinaslık, tevazu, vefa gibi yüce değerlerden bihaber ilk sıraların demirbaşlarına ve onları tayin eden kudretli müvezzilere sormalı, Kemal Çapraz ayarında, çapında, kalitesinde aranızda kaç kişi var?
Birinci ağızdan dinlediğimiz fani son gün. Akşamüzeri Ufuk Ötesi gazetesinin yeni sayısı matbaadan gelir. Ceketini çıkarıp kolları sıvar, üst kata taşımak için paketleri yüklenir. Yanındakilerin, giriş katına bırakıverelim, yarın çıkarırız tekliflerini, bugünün işini yarına bırakmayalım ricasıyla kabul etmez. Taşıma işleri bitince bir arkadaşının otomobiliyle Cağaloğlundan çıkarlar. Trafik her zamanki gibi yoğundur, ezan köprüde okunur. Bir yere iftara davetlidir. Arkadaşının samimi ısrarına rağmen daha fazla zahmet vermemek ve onu da geciktirmemek için Kartal civarında iner. Bariyerlerden yanyola geçtiğinde uğursuz bir araba çarpar. İftar edemeden ecel şerbetini içer. Şehittir.
İsmini işitenler, Türk dünyasının liderleriyle yaptığı röportajları okuyanlar, Türklükle ilgili faaliyetlerde meşhur şahsiyetlerle omuz omuza resmini görenler, orta yaşı aştığını da dikkate alarak dünyalığını da ihmal etmediğini düşüneceklerdir. Öyle değildi, bir ülkünün muhabbetinin zirvesinde dolaşanlar, kendisi için yaşamayanlar, dünyalık ikmal edemezler, etmezler.
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
