« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

26 Kas

2008

BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ

26 Kasım 2008

Türklerin Rumeli'ye geçişini tasvir eden tabloda alışılmış savaş sahnelerinin coşkulu havası ilk anda hissedilmez, henüz düşmanla karşı karşıya gelinmediğinden hareket başlamamıştır, cenk öncesinin kararlı sessizliğinde birazdan girişilecek fütuhatın heyecanı saklıdır. Şehzade Gazi Süleyman Paşa komutasındaki akıncılar tehlikeli bir baskına değil de sanki öz yurtlarında her zaman geçtikleri sakin akan bir nehir üzerinde güpegündüz çarşıya pazara gidiyormuş gibi rahat ve endişesizdir, Gazi Evranos Beğ'ler, Hacı İl Beğ'ler omuzlarındaki mesuliyetin ciddiyetiyle ayakta son buyrukları vermekte, gözcüler dikkatle karşı kıyıları tarassut etmektedir. Ressam Halim Bey, baştan ayağa pürsilah Türk askerlerini daha detaylı gösterebilmek için gemi yerine düz sal kullandıklarını tahayyül etmiş olmalı. Yüzyıllar önce o topraklara ayak basmış olan Kuman, Kıpçak, Peçenek ve diğer boyların bu yeni Türk dalgasını, soydaşları Müslüman Oğuz Türklerini, Osmanlı akıncılarını karşı kıyılarda sevinçle bekleştiklerini tasavvur edebiliyoruz.

Büyükada'ya erken ulaşanların saatler süren durgun bekleyişleri Maltepe taraflarında deniz ufkunda beliren teknelerin görülmesiyle hareketlendi. Güvertede uzaktan seçilebilen duygulu insan kümesi tablodaki gibi ağırbaşlı bir suskunlukla kıyıya yaklaşırken karşılayanların üzerine hüzün havası çöktü. Tekneler nihayet yanaştı, kalabalık iskeleyi kapladı. Başkentten getirilen al bayrağa sarılı tabut huşu içerisinde indirildi. Cenazenin ardından önce Kara Kağan belirdi. Altı senedir Türklerin esarete düşmesine, Bozkurtların Ölümü'ne sebep olan Kara Kağan. Kağanlık hakkının nasıl iktisap edileceğini bindörtyüz sene evvel taşa kazıtmıştı kağanlar. Kara Kağan budunu esarete düşürdüğü için kederinden ölmüş, kırk yiğidiyle Çin sarayını basan Kürşad hürriyet ateşini yeniden alevlendirmişti. Partiye kazandırdığı merhuma son yolculuğunda uzaklardan gelip iştirak etmesiyle kırık gönülleri bir nebze yumuşatan Kara Kağan'ın yüzündeki her zamanki tedirginliğe ölümün verdiği keder karışmıştı, fakat Bozkurtların Ölümü'nün farkında bile değildi. Fütuhata dair niyet ve müjde ışığı, milletin istikbaliyle ilgili mesuliyet hissi, meseleleri halledecek kudret emaresi okunmuyordu. Devlet ricaline karıştı, hemhâl olmaya tenezzül etmediği budunla mülâkiyete bu defa vaktin darlığı elvermedi, yine ayrı düştü.

Orhun Abidelerinde muktedir kağanların millet yararına yaptıkları başarılı icraatlarıyla ilgili haklı iftihar sözlerinin yanında iktidarın meşruiyetinin temelleri ve hükümdarların millete karşı sorumluluğu en karmaşık siyaset felsefelerinden daha özlü cümlelerle taşa kazınmıştır. 'Varlıklı zengin millet üzerine oturmadım. İçte aşsız, dışta donsuz, düşkün milletin üzerine oturdum. Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Ondan sonra Tanrı buyurduğu için, devletim, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli kıldım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Değerli illiden, değerli kağanlıdan daha iyi kıldım. Dört taraftaki milleti hep tabi kıldım, düşmansız kıldım, hep bana itaat etti.'

Akşamın alaca karanlığında sokak aralarını dolduran tümen tümen insan, pencerelerinden üzerlerine nazarlar yönelen evleri bir çırpıda geride bırakıp tepeye doğru yürüdü, Büyükada mezarlığına çıkan uzun dik yokuşları soğukta kan ter içinde tırmanarak son vazifelerini ifa ettiler.

MHP İstanbul milletvekili Gündüz Suphi Aktan'a Allah'tan rahmet diliyoruz. Çok iyi yetişmiş bir devlet adamını, vatansever bir diplomasi üstadını kaybettik. Ülkücü okur yazarın çoktan ele aldığı Maturidiye Akaidi meselesine takılması itikadî mezhebi unutturulan kamuoyunda tereddüt doğurmuş, özde haklı olduğu halde basının takdimiyle ikinci bir başsavcı ve ezan vakasından korkulmuştu. Danışmanı değerli Ülküdaşımız Rasim beğin samimi davetiyle seçim bürosunda ziyaretimizde tanımış, ucuz politikadan arî, olgun, namuslu bir fikir ve kültür adamlığı yönü ön plana çıktığı için haziruna lütfettiği nazik yemek davetine de bigâne kalamamıştık. Dış politika konusundaki yüksek fikirlerinden istifade etmekle birlikte daldan dala geçilen sohbette bir ara bahsi açılan zeybek kültürünün kısmen Rum'lardan etkilendiğine dair cümle zımnen kabul görürcesine kimsenin dikkatini çekmemiş, konuyu uzatmamak için Orta Asya'dan getirdiğimize dair ilavemizi daha geniş bir zamana ertelemiştik, kısmet olmadı. Zeybeklikle kardeş olan seğmen alayının yakın tarihlere kadar düğünlerde yaşatıldığı doğum yeri Safranbolu ile rabıtası belki fazla değildi veya konuyu derinliğine tetkik etmeye zamanı olmadı. Mesai sarf edilemeyen bir konuda genel duyumlara göre kanaat oluşması normaldir. Televizyon programlarında zevkle seyrediyorduk, vade buraya kadarmış. MHP'nin kendi kadrolarının yanısıra vatansever ve iyi yetişmiş kesimleri bünyesine katarak merkeze yaklaşma ve çoğu zaman ayarı kaçan dışa açılma siyasetinde isabet kaydedilen yegâne isim olmuştur. Ülkücü camia son yolculuğuna dualar ve tekbirler eşliğinde uğurlayarak vefasını ve kadirbilirliğini göstermiştir.

Gönül ister ki bu seçkin şahsiyetler partiye diplomatik üslup ve nezaket kazandırırken tepede bulamayacakları Ülkücü kültürü tabandan mezcederek daha etkin olsunlar, daha celâdetli tavırlar göstersinler. Celâdetsiz nezaket zamanla acze dönüşür. (Bkz. Alparslan Türkeş'in muhtelif kitaplarında ve sitelerde yayınlanan Celâdet başlıklı yazısı. İlk yayınlanışı 1951)

Sıhhatli ruhlardan yıldırım gibi celâdet doğmadığı için topu topu yirmi DEP milletvekili ülkeyi neredeyse teslim almış, hallaç pamuğu gibi savurup atmakta.

***

Geçtiğimiz günlerde Kemal Çapraz hatırasına tertip edilen yemekli toplantıda ifade edildi; son yedi lirasını arkadaşıyla paylaştıktan sonra üzerinden üçbuçuk lira çıkmış. Şehid edildiğinde cebinden otuzbeş kuruş çıkan Yusuf İmamoğlu'na ne kadar benziyor. Eskiden Ülkücü teşkilâtların tertiplediği gecelerde açık arttırmalar Yusuf İmamoğlu adına konulan sembolik otuzbeş kuruş ile başlardı. Artık gelenekler terk edildiği için eskisi gibi gece tertib edilmiyor, fakat hayret yine de ortalık reisten geçilmiyor.

Avrasya Maratonu'nun koşulduğu gün merhum için Sultanahmet Camii'nde ikindi namazını müteakip mevlid okundu. Otobüs, vapur, tramvay, hiçbir vasıta çalışmıyor, yağmur üç gündür bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Cağaloğlu yokuşunu tırmanırken öğleden sonra kararan havadaki şiddetli yağmur Bozkurtların Dirilişi'ne vesile olan Kürşad İhtilali gecesini andırıyordu. İliklere kadar ıslatan yağmurda yürekleri paklanan yiğit erler dört koldan ulu mabede yürüyordu. Belki aralarında Kürşad'lar da vardı. Kimbilir kaç kırk yiğit Kürşad'ın açacağı kurt başlı sancağı beklerken meçhul bir yerlerde de belki Kürşad'lar yiğitlerin kırka tamamlanmasını bekliyordur.

***
.
Gazetede manşet: 'Kaçma Paşa cevap ver!'

Edepsiz hitab, Genelkurmay İkinci Başkanı'nı muhatap alıyor. Bir orgeneral askeri helikopterle pikniğe mi ne gitmiş.

Radyoda içli ve ritmik bir türkü çalıyor…

Asker oldum vatana
Gidiyon mu kıtana.
Kışla boyu yol boyu
Adam ederler toyu…

Kazak ördüm ağladım
İlmek ilmek bağladım
Seni gelecek diye
Tandır sacı yağladım…

Ardından ilmek ilmek kazak örüp ağladığı, terhis olup gelecek diye sevincinden tandır sacı yağladığı nişanlısına kıyamazken, alacağı görgü, bilgi ve disiplinle adam olacağını düşünerek gönül rahatlığıyla askere gönderen genç kızın şahsında milletin emniyet ettiği peygamber ocağının büyüklerine, artık ne başörtüsüyle uğraşmak ne de beş para etmez soysuzların hakaretamiz sözlerine muhatap olmak hiç yakışmıyor. Bu kadarına adam edilecek en toylar dahi tahammül göstermez.

Yeryüzünde bu manşeti atanlardan daha kara ve çukur ne olabilir ki bu manşeti atacak cüreti buluyorlar. Celâdetsizlikte ısrarın akıbeti soysuzların maskarası olmaya kadar gider.


Bozkurtların Dirilişi'ne şiddetle ihtiyaç var.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,14 M - Bugn : 32235

ulkucudunya@ulkucudunya.com