« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

31 Ara

2008

KÜRTÇE KANAL

31 Aralık 2008

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmî dili Türkçedir. Türkçe'nin resmî dil niteliği Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez hükümlerindendir. Türkiye'de Türkler yaşamakta ve Türkçe konuşulmaktadır. Hakikatleri göz önüne alan basiretli bir düşünceyle fiili durum anayasanın amir hükmüyle teminat altına alınmış, milletin dili devlete sağlam bir şekilde raptedilmiştir. Başka dillerde konuşan önemsiz miktarda bazı insanların varlığı tabiidir, bunların mevcudiyeti esasa halel getirmez. Yeni anayasa faaliyetleri kişilere hürriyet getirmekten çok Türkiye'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü temin eden Anayasanın temel hükümlerini ortadan kaldırmaya yöneliktir.

Gelişen demokrasi ve hoşgörü ortamında günlük hayatta kimsenin konuşmasına, şivesine, lehçesine karışılmıyor. Arızî dönemlerde toplumun her kesimine zarar veren katı ve hatalı uygulamalar çoktan geride kaldı. Yasakların ve engellerin kaldırılması adına resmî bir kuruluş olan TRT'de anayasaya aykırı olmasına rağmen belirli sürelerle Kürtçe yayına başlanmıştı. Türk Milletinden gelebilecek muhtemel tepkileri azaltmak için önce beş altı dilde yayın kurnazlığına gidildi. Böylece Türk kamuoyu Türkçeden başka dille yayın yapılmasına alıştırıldı. Türk devletine gönülden bağlı, Türk kültürünün bir parçası olan ve kendilerini Türk'ten ayrı görmeyen kardeşlerimiz, en başta Boşnaklar milli birliği bozucu bu manasız yayınlara itibar etmediler ve tepki gösterdiler. Şimdi de durup dururken TRT kanunu değiştirildi.

5767 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, TBMM'de 11 Haziran 2008 tarihinde kabul edildi. Kanunun 6. maddesi ile 2954 sayılı Kanunun 21. maddesini değiştirilerek, "Kurum tarafından Türkçe dışında başka dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir" ibaresi eklendi. Buna istinaden yine anayasaya aykırı şekilde yirmidört saat Kürtçe yayın yapacak TRT-6 adında bir kanal kuruldu.

Komisyonlardan geçen TRT Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısında başlangıçta böyle bir ibare yok. Dolayısıyla kanunun gerekçesinde başka dilde yayın konusuyla ilgili bir açıklama yer almıyor. Kamuoyunun dikkatini çekmeden ve tartışmalara mahal vermeden sessiz sedasız geçirilmesi planlanmış olmalı. Meclisin 28 Mayıs 2008 tarihli oturumunda kanun tasarısının maddeleri görüşülürken bir kısım DTP ve AKP milletvekillerince TRT'de Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılmasını öngören 6. maddenin değişiklik önergesi veriliyor. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın önergenin işleme konulmasının Anayasa'ya aykırılığını ileri süren şiddetli itirazı üzerine konu uzun süre tartışılıyor. Neticede MHP'nin açık oylama önergesi doğrultusunda oturuma katılan 221 milletvekilinin 179 kabul, 42 red oyu ile 6. madde kabul edildi. DTP, AKP ve CHP elele vererek tasarının kanunlaşmasını sağlamış oldu. Hâkimiyetin kayıtsız şartsız Türk Milletine aidiyetini temsil eden TBMM'de gerçek hâkimiyetin kimlerde olduğu sorusu halen zihinleri meşgul etmektedir.

MHP milletvekillerinin Meclisteki mücadeleleri ve itirazları takdir edilmeli, MHP'den başka milli menfaatleri düşünen, korumaya ve kollamaya çalışan başka bir parti olmadığı teslim edilmelidir. Ancak kanunun iptali için niçin Anayasa Mahkemesi'ne başvurmadığı ve Türkçe'den başka dillerde yayın yapılması konusunda Türk Milletini aydınlatacak bütün gayretleri gösterip göstermediği merak konusudur. Böylesine hayati bir konuda MHP kıyameti koparmalı, ne yapıp edip bu ihanete mutlaka mani olmalıydı. Çünkü mili menfaatler bir kere kaybedildiğinde daha sonra telafisi çok zordur. Yakın tarihimiz kolay vazgeçilen ağır milli kayıplarla doludur ve geri kazanılması için henüz elle tutulur bir adım atılamamıştır. Milli meseleler birikerek çözüm için yarınki kuşaklara miras kalmaktadır. Türk Milliyetçileri asgari seviyeden değil azami güç ve kararlılıkla meselelerin üzerine gitmelidir. .

Peki devlet televizyonu tam gün Kürtçe yayına başladı, mesele bitti mi? Vapurlardaki işportacı deyimiyle, bitmedi! Devamında neler neler var. Kürtçe eğitim hakkı verilmesi, üniter devlet yapısının tartışılması, federasyon kurulması ve diğerleri. Yirmi DTP milletvekilinin imzasıyla komisyonda görüşülmeyi bekleyen YÖK kanunun değiştirilmesine dair kanun teklifinde, İstanbul Üniversitesi ile Dicle Üniversitesinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması öngörülüyor. Üç sayfalık gerekçesinin her satırı evlere şenlik.

Gerekçeye göre; Fransa'da yayınlanan ünlü dil dergisi Le Français Dans Le Monde, dünyanın en etkili ve zengin dilleri konulu bir araştırmaya yer vermiş. Dili konuşan insan sayısı, internetteki saygınlığı, resmi dil olduğu devlet sayısı, yapılan çevirilerin toplamı, bu dille yapılan film, müzik ve yayınlanan kitap sayısı, bu dille yazılan gramer kitapları ve dil çalışmaları gibi kıstaslar kullanarak dünyanın en etkili ve zengin dilleri listesini yayınlamış Bu listeye göre İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Japonca ilk beş sırayı alırken Türkçe yirmibeşinci sıraya yerleşmiş. Kürtçe ise otuzbirinci sırada yer almış.

El insaf. Bu araştırmayı sipariş üzerine yeryüzünün en ilkel kavimleri, dünyanın en utanmaz insanları yapsa hakikatlere bu kadar aykırı sonuç ortaya koymaya vicdanları elvermezdi. Ana kriter, o dili anadil olarak konuşan insan sayısıdır. Türkçe her bakımdan daima ilk beşte yer alması gereken çok eski, çok yaygın ve çok güçlü bir dildir. Araştırmada ilk beşte çıkan diller ise sömürge dilleridir ve Türkçenin yanında iptidai kalır. Sömürge toplumlar bir gün uyanıp milli kimliklerine kavuştuklarında hakikatler saklanamaz biçimde ortaya çıkacaktır.

Başbakan Erdoğan TRT-6 televizyonu için Kürtçe, hayırlı olsun, demiş. "TRT şeş bi xêr be." X harfi işin içine girince söylediği sahiden anlaşılmaz görünüyor. Bazı gazetelerde "TRT şeş bi heyr be" şeklinde yazıldı. Bu yazım Türklere daha aşina gelecektir.

Yeni kanala TRT Şeş denilmesi bizatihi meselenin özetidir. Bilindiği üzere, şeş Farsça'da altı demektir. Türkçe'de sadece tavla oyununda kullanılır, şeşi beş görmek diye hoş kafiyeli bir deyimimiz de vardır. Heyr'in hayır olduğunu belirtmeye gerek yok. Görüldüğü üzere, Kürtçe olduğu iddia edilen cümlenin tamamı Türkçe, Farsça ve Arapça kelimelerden mürekkeptir.

Sayı sistemi olmayan, birden on'a kadar kendi dilinde sayamayan bir konuşma tarzının ayrı bir lisan sayılarak koca bir kanalın tahsis edilmesi ne derece akla mantığa uygundur, izanların takdirine bırakılmalı. Bir dilin milli dil olabilmesi için en azından baş, el, kol, ayak gibi vücudun temel azalarının, temel kök kelimelerin o dile mahsus olması beklenir. Kürtçe adı verilen lisanda bunların hepsi Farsça, Arapça veya Türkçe kökenlidir.

Kendini Kürt hisseden vatandaşlar hiç kusura bakmasın, Kürtçe diye ayrı bir dilin varlığını ilmen kabul etmek mümkün değildir. Gelinen noktada Kürtçe'nin inkârı da fayda sağlamamaktadır. Bu tutum dış propagandanın ve Kuzey Irak'taki siyasi oluşumun etkisiyle farklı ve yeni bir etnik kimliğe sahip olmanın heyecanını yaşayan bir takım insanları rencide etmektedir. Ancak ilim sübjektif duygu ve aidiyetlerle hatıra binaen lisan icad edemez, objektif veri ve kriterler gereklidir. Yeni bir etnik kimlik uydurmak yeni elbise veya ayakkabı edinme hevesi kadar basit bir mesele değildir.

Bu ülkede cüzi miktar da olsa Türkçe bilmeyen ve bu sebeple meramını anlatamayan Türk vatandaşlarının yaşıyor olması devletin ayıbıdır. Bu ayıbı telafi etmek Kürtçe televizyon kanalı açmakla değil, Türkçenin güçlendirilmesi, güzelleştirilmesi, yaygınlaştırılması ve doğru kullanımının sağlanmasıyla mümkündür. Kürtçe kanalın ne halkın huzur ve mutluluğunu yükseltmeye, ne terörün önlenmesine, ne korsan kanalların seyredilmesinin engellenmesine, ne de olmayan Kürt dili ve edebiyatının gelişmesine fayda sağlamayacağı açıktır.

Kürtçe ve Kürtler hakkında epeyce yazılıp çizildi. Herkes kendi bakış açsına göre bir tez geliştirdi. Ayrı millet olduğunu iddia eden tezler çok afakî, mesnetsiz ve zorlama kaldı. Konu incelenmeye muhtaçtır. Yapılacak çok yönlü ilmi çalışmalarla Türklükle rabıtalarının daha kesinlikle ortaya konulması meseleyi aydınlatacaktır. Böylece sahte tarihler ve uydurma efsaneler etkisini kaybedecek, aklın ve ilmin ışığında doğru yön tayin edilebilecektir.

Bu vesileyle önemli bir vakıaya dikkat çekmek gerekir. Kürtlere hak adı altında tanınan imtiyazlar beklenenin aksine diğer Türk boylarında benzer taleplere yol açmamakta, moda tabirle etnisite depremini tetiklememektedir. Tam tersine haksız ayrımcılık ve aşırı kayırmacılık toplumda henüz hissedilmeyen derin ve içten bir öfke dalgasına yol açmaktadır. Bu konuda Türk Milliyetçiliği teskin edici ve birleştirici rol oymaktadır. Milliyetçi etkilerden uzak ve resmiyetten bağımsız, kendiliğinden ve tamamen kontrol dışı gelişen bu öfke haklı haksız, iyi kötü ayırmaksızın topyekûn bölge düşmanlığına dönüşmektedir. Kendini Kürt hisseden sağduyu sahibi vatandaşların bölücü ve ayrımcı çevreler nezdinde çılgın düşüncelerden ve hain emellerden vazgeçilmesi yönünde çaba sarfetmesi ileride vuku bulması muhtemel müessif hadiselerin engellenmesine yardımcı olacaktır.

Bütün mazlum milletlerin istiklâl ve istikbâli Türk Milliyetçiliğinin yüceltilerek Türk Milletinin güçlenmesine bağlıdır. Aksi takdirde bir avuç Yahudi'nin dünyanın gözü önünde sergilediği insanlık dışı vahşi katliamlar ve benzerleri devam eder.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,14 M - Bugn : 29971

ulkucudunya@ulkucudunya.com