Gün boyu naklen yayınla hayret ve dehşetle seyredilen sıcak gelişme, ne onbir eylül saldırılarına benzer cesamette korkunç bir terör eylemi, ne de Levent Kırca'nın koruma terörünü abarttığı gülünç skeçlerinden biri değil.
Resmi tatil ilan edilen 1 Mayıs'ın huzurlu geçirilmesi için İstanbul'da altmış ayrı adrese düzenlenen baskınlarda, Devrimci Karargâh adlı terör örgütünün Kadıköy Bostancı'daki hücre evinde çıkan çatışmada evli ve iki çocuk babası bir emniyet amiri ile onaltı yaşındaki bir sivil genç şehid edildi, yedi polis ve bir kameraman yaralandı. Patlayan bombaları, vızıldayan kurşunları, şehit polisin telsiziyle propagandayı, camı çerçevesi dökülen, bütün katlarından kapkara dumanlar çıkan binayı, binada mahsur kalan vatandaşları saatlerce seyrettik.
Altı saat sonunda içeri giren polis teröristi öldürdü. Naklen yayın esnasında bazı televizyon kanalları tek kişinin bu kadar toz kaldırabileceğine ihtimal vermedikleri için ihtiyaten teröristler tabirini kullanmışlardı. Anlaşıldı ki teröristler değil, terörist. Yani polisle altı saat çatışan ve bu kadar zayiata ve hasara yol açan sadece bir tek kişi. Forsyth romanlarından fırlayarak ete kemiğe bürünmüş profesyonel bir suikastçı ya da Rambo gibi olağanüstü bir savaşçı olsa diyecek fazla bir söz yok fakat şahıs İstanbul Hamamları isimli kitabın yazarı imiş. Sahasında boşluğu dolduran güzel de bir kitaptır. Hamamda düzenlenen kitabın tanıtım kokteylinde görüldüğü kadarıyla gözünü kan bürümüş çekirdekten yetişme bir teröristten çok eli ayağı düzgün, kameralara rahat konuşabilen, eğitimli birine benziyor.
Hücre evi hakkında istihbarat noksanlığı, binanın tahliye edilmemesi, çevre güvenliğinin alınmaması, naklen yayına izin verilmesi ve daha bir yığın kusurlarıyla tek kişiye karşı altı saat süren bu operasyon tam bir skandaldır.
Adı yeni duyulan, kuruluşunun eski olduğu söylenen terör örgütü bazı yayın organlarınca Ergenekon'la ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Bereket versin hayali Ergenekon Terör Örgütünün geceyarıları kapıları çalınan bütün üyeleri öldürülen şahıs kadar sıkı terörist çıkmadılar. Maazallah, pıtrak gibi her tarafı saracak huzur operasyonlarından kaçan huzurumuzu kimse geri yerine getiremezdi.
BEDELLİ ASKERLİK
MHP'li beş milletvekilinin bedelli askerlik için verdiği kanun teklifi Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin talimatıyla geri çekilmiş.
Beş milletvekilinin hazırladığı teklife göre; 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğan yükümlüler yedibinbeşyüz dolar ödemeleri halinde Genelkurmay Başkanlığı'nca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimlerini yapmak şartıyla askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılacak, 31 Mart 2009 tarihinde kırk yaşını tamamlamış olanlar ise onbeşbin dolar ödemeleri halinde temel askerlik eğitimine tabi tutulmayacak, bedelli askerlik uygulamasından elde edilen gelir, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin acil ihtiyaçlarının karşılanması ve ekonomik krizi önlemek için yapılacak her türlü harcamanın finansmanında kullanılacaktı.
Böyle bir konuyu gündeme getirip sonra vazgeçmek beklentisi olan vatandaşları sükût-u hayale uğratmak bakımından pek hoş olmamakla birlikte, Devlet Bahçeli'nin teklifi geri çekme talimatı takdire şayandır. İster Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı'nın geçtiğimiz günlerde bedelli askerliğin gündemde olmamasına dair açıklamalarına istinaden olsun, ister merhum Genel Başkan Alparslan Türkeş'in bedelli askerlik konusundaki görüşlerine ters düşmemek için alınmış olsun, karar doğrudur. Alparslan Türkeş'in konuyla ilgili kamuoyuna açıkladığı görüşleri hafızalarda iken sayın milletvekillerinin aksi yönde kanun teklifi hazırlamaları ya bu görüşlerden haberleri olmadığını, ya da bildikleri halde aksi yönde hareket etmek istediklerini gösterir, her iki durum da ayıptır.
Eğitim, sağlık, hürriyetin kısıtlılığı ve diğer mücbir sebeplerle askerlik hizmetini zamanında yerine getiremeyen vatandaşların hiçbir kolaylık tanınmadan belli yaştan sonra askere alınması vatani görevi eziyete dönüştürmektedir. Bu mahzurlar ancak kalıcı ve adil muafiyet ve istisnalar tanınarak giderilebilir. Ayrıca bunların dışında çeşitli sebeplerle askerliği gecikmiş belirli yaşın üzerindeki mükelleflerin durumu için belirli şartlar dahilinde askeri mahkemelere yetki verilerek şahsi ahvalin ve makul gerekçelerin nazarı dikkate alınması sağlanabilir. Bedel veya başka bir şekilde ifaya mahkeme karar vermelidir.
Askerlik hizmetinin mecburi mükellefiyet tarzında yerine getirildiği ülkemizde insani ve hususi mağduriyetler gözetilmeden arada bir bedelli askerlik çıkarmak haksızlıklara sebep olmaktadır. Ekonomik sebepleri ileri sürerek bedelli askerliği gelir kapısı görmek büyük devlet vasfıyla bağdaşmamaktadır.
Özal zamanında gündeme geldiğinde Başbuğ Alparslan Türkeş bedelli askerliğin adaletsizliğe sebebiyet verdiğini, zengin ve fakir ayırımına yol açtığını, tarihte tatbik edilen bedelli askerliğin milletin vicdanını yaraladığını dile getirmiş ve milletimizin bu duygularını türküler yakarak dile getirdiğini ifade etmişti. Milletini yakından tanıyan, milletin bağrından çıkan, milletle hemhal olan büyük liderin kastettiği türkünün sözleri aşağıdadır. Milletvekillerinin de, bilhassa milliyetçi çatı altındaki milletvekillerinin milleti yakından tanımasında faydalar vardır.
Kara çadır is mi tutar
Martin tüfek pas mı tutar
Ağlayanım anam bacım
Elin kızı yas mı tatar
Yemen yolu çukurdandır
Karavana bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir
Tarlalarda biter kamış
Uzar gider vermez yemiş
Şol Yemende can verenler
Biri Mehmet, biri Memiş…
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
