« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

27 May

2009

27 MAYIS

27 Mayıs 2009

Propaganda yolu ile hayalin hakikat, yalanın doğru, akın kara, siyahın beyaz gösterilerek rejimlerin ve izmlerin putlaştırıldığı bir zamanda yaşıyoruz. Geçen yüzyılın belâsı komünizm, propaganda tekniklerini kullanarak halkların kardeşliği ve eşitlik vaadiyle yetmiş yıl boyunca milletleri esir etmişti, sonunda iflas etti. Kapitalizm ise daha gelişmiş usullerle milletleri ve fertleri köleleştirerek iflas gününü erteliyor. En gözde, en etkili, en cazip, an aldatıcı maskesi küreselleşme ve demokrasi.

Batı soğuk savaş döneminde bütün dünyaya ideoloji ihraç etmek suretiyle milli menfaatlerini korudu. Azgelişmiş ülkelerin, dünyadaki milletler mücadelesinden habersiz sömürge aydınları ve politikacıları sloganların sihirli büyüsüne kapılarak emperyalizme hizmet ettiler. Halen de durum farklı değil.

İktidar sahipleri ile yandaşları ne bahasına olursa olsun güçlerini ve menfaatlerini kaybetmemek telaşıyla batının emir eri gibi davranıyor. Demokrasiye ideolojik olarak en temelinden karşı oldukları halde sivil diktatörlüğü sürdürebilmek için demokrasi havariliğine soyunmak işlerine geliyor. Don Kişotvari tavırlarla yel değirmenlerine saldırırken akıbeti hiç akıllarına getirmiyorlar.

Hayali Ergenekon Terör Örgütünün ne kadar tehlikeli, ne dehşetli bir teşekkül olduğuna inandırmak için ihtilâl ve darbe dönemleri hatırlatılarak aba altından sopa gösteriliyor. Maksat ölümü göstererek sıtmaya razı etmek.

Günümüzde darbe arzulayan sivil bir anlayış tasavvur edilemez. Böyle olması hukuksuzluğun, adaletsizliğin ve zulmün sadece darbe dönemleriyle münhasır kaldığı manasına gelmemelidir. Dış güçlerin de desteğini alan gayrımilli iktidarlar ihtilâl dönemlerine taş çıkaran hukuksuzlukların kaynağı olabilmektedir. Bu durum demokrasiye zarar vermekte ve hiç akılda yokken durduk yerde demokrasi dışı yollara davetiye çıkarmaktadır.

Rejimin adı ne olursa olsun milliyetçilik çağında Türk Milliyetçiliği zihniyetine sahip olmayan bütün idare şekilleri Türk Milleti açısından zulmün farklı tezahürlerinden ibarettir. Bu manada Türkiye'nin yakın tarihi bir bakıma Türk unsurunun ve Türk Milliyetçiliğinin iktidarının engellemeye matuf mücadelelerin hikâyesidir. Türk Milletini güçlü, hür, müreffeh ve medeni kılamayan idareler, liderler ve partiler gelip geçmiştir. Türkeş'in yönetimde etkin bulunduğu kısa ihtilâl ve demokrasi dönemleri dışında bir istisnası bulunmamaktadır.

Cumhuriyet döneminde ilk ihtilâl fikri Milli Şef İnönü'ye karşı başlamıştır. 1942-43 yıllarında Çorlu'da bir grup subay bir araya gelerek halka zulmeden ve fakirliğin pençesinde kıvrandıran, milleti benliğinden uzaklaştıran İnönü idaresini devirmek için aralarında yemin ederek birbirlerine şeref sözü verirler. Çalışmalar hızlandırılır, genişletilir ve hazır hale getirilir. Ancak İkinci Dünya Savaşı'nın bütün şiddetiyle sürdüğü bir esnada idare zafiyetinin meydana gelmesi halinde memleketin zarar göreceği düşüncesiyle harekâttan son anda aniden vazgeçilir. İhtilâl birlikleri genel anlamda dağıtıldıktan ve yeni bir emre kadar faaliyetlerine son verdikten sonra bazı gruplar aralarında toplantılar yapmaya devam ederler. Böylece bu düşünceler 1960 yılına kadar gelir.

27 Mayıs 1960 ihtilâline katılan milliyetçi subayların hedefi DP idaresini devirip CHP'ye iktidar fırsatı vermek değil, milli bir siyaset izleyerek memleketin kalkınmasını sağlamaktır. Mukadder bir ihtilâlde iktidar mensuplarının topluca kıyımına ve iktidarın İnönü'ye ikram edilmesine engel olmak düşüncesiyle hareketin dışında kalmak yerine içinde olmayı tercih etmişlerdir. Ancak MBK içindeki İnönü taraftarı subaylar zamanla vaziyete hakim olarak milliyetçi subayları tasfiye edip yurtdışına sürgüne gönderirler. Akabinde Menderes ve iki arkadaşını idam edilir.

İdamları kimlerin istediği ve nasıl gerçekleştiği o dönemi anlatan kitaplarda açıkça yazılmıştır. Hal böyle iken idamlar konusunda istekli olanlar karşı imiş gibi, karşı olanlar ise suçluymuş gibi gösterilmiştir. Öyle ki, DP'lilerin en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyen baş tahrikçi İnönü'nün bile son anda idamların durdurulması için çaba sarf ettiği yazılıp çizilmiştir. Ve buna inanlar çıkmıştır. İdamlara asıl karşı çıkan Türkeş'tir ve bunun bedelini onüç arkadaşıyla sürgüne gönderilerek ödemiştir. Aleyhinde yürütülen yalan ve iftira kampanyası hiç durmadan işlemiş, siyasi hayatında da peşini bırakmamıştır. Yurtdışından yazdığı mektuplar üç kişinin idamını durduramamakla birlikte, İnönü yanlısı gözü dönmüş cuntacıların daha fazla cana kıymasına engel olmuştur. Ondörtlerin sürgüne gönderilmesi orduda huzursuzluklara ve bölünmelere yol açmış, 1961-1963 arasında yoğunlaşarak 1971'lere kadar devam eden cuntacılık faaliyetlerine sebebiyet vermiştir.

Darbeye karşı imiş gibi görünerek Türk Silahlı Kuvvetlerine kin kusan satılmış kalemlerin gazete yazılarındaki bölük pörçük yazılardan yakın tarihimize dair bilgi kırıntılarıyla yönlendirilmeye çalışılıyoruz. 27 Mayıs ve devamındaki teşebbüslerin iyi anlaşılabilmesi için dönemin baş aktörlerinin kaleme aldığı zengin bir hatırata sahibiz. Belli başlıcaları aşağıda çıkarılan eserler mukayeseli tetkik edildiğinde hakikatler daha iyi anlaşılacaktır. Demokrasi zedelenmeden milli bir idarenin tesis edilmesi, demokrasi adı altında ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozucu faaliyetlere son verilmesi temennimizdir.



- 27 Mayıs, 13 Kasım, 21 Mayıs ve Gerçekler Alparslan Türkeş
- 27 Mayıs ve Türkeş Muammer Taylak
- Türkeş'in Anıları Şahinlerin Dansı Hulusu Turgut
- Gölgedeki Adam Dündar Seyhan
- Üç İhtilâlin Hikâyesi Erdoğan Örtülü
- Anılar, Sorunlar, Sorumlular Orhan Erkanlı
- Harbiye Silah Başına Sıtkı Ulay
- İhtilâlciler Arasında Bir Gazeteci Bedii Faik
- İsmet Paşa ile On Yıl Metin Toker
- 27 Mayıs Yargılanıyor Nazlı Ilıcak
- Anılar Cemal Madanoğlu
- Talat Aydemir'in Hatıraları Talat Aydemir
- Hatıralarım Ahmet Er
- Devrim ve Demokrasi Numan Esin
- İhtilâlin Süvarisi Nesrin Turhan

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,14 M - Bugn : 984

ulkucudunya@ulkucudunya.com