« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

02 Kas

2010

ÂLİMİN KAYBI

02 Kasım 2010

Vekar, ilim, ciddiyet, tevâzu. Bunlar artık fertlerde aynı anda nadir bulunabilen hasletler. Milli düşünce taşıyan profesör unvanlı sözcüler doğrunun ifade edilmesine hizmet etmekle birlikte, ekranlarda temsilci konumlarını muhafaza edebilmek için zaman zaman millet düşmanları karşısında celâdetlerini ve vakarlarını kaybetmelerine yol açmakta, zülfiyâre dokunmadan, aynı şeyleri düşük perdeden söyleyen kadrolu muhalifler cümlesine dahil oldukları kanaati uyandırmaktadır. Bir kısmı da en çok ihtiyaç duyulan dönemde büsbütün susarak milletin verdiği emeklere mukabele etmemektedir.

Geçen hafta kaybettiğimiz Durmuş Hocaoğlu ile birlikte, büyük hoca özelliği taşıyan yüksek vasıflı neslin bir temsilcisi daha eksildi. Hoca, aynı zamanda, âlim sayılabilmek için profesör unvanı taşımanın tek başına yeterli ve mutlak şart olmadığının isbatıydı. Enfes Türkçe ile kaleme aldığı her biri ilim, tarih ve siyaset felsefesine dair ilmi makale niteliği taşıyan gazete yazıları ayrıldığı güne kadar büyük alâkayla takib ediliyordu. Sonra kendi sitesinde yazmaya başladı.

Yüz yüze sadece bir defa mülâkî olma imkânı bulduk. Epeyce oluyor, bir radyo programı akabinde Servet'in Üsküdar'da çay içme teklifini tevâzu göstererek kabul etmiş. Yolda haber verdiler. Buluşma ve irtibat mekânı olarak devam ettiğimiz kıraathanenin önünde oturduk. İçeridekiler de meşguliyetlerini bırakıp çıktı, milliyetçi ağırlıklı kalabalıkça dinleyici topluluğu etraflarında halka oldu. Hoca, milliyetçilik ve memleket meseleleri üzerinde ufukları genişleten yüksek seviyeli izahlarda bulundu, soruları cevapladı. Yazmayan bir millet olduğumuzdan şikâyetçiydi. Kültürün gelecek nesillere aktarılması bakımından yazmanın önemini, herkesin mutlaka yazması lazım geldiğini, hatta yazmanın milli bir vazife olduğunu, öyle ki, yazacak kağıt bulunamazsa, misalen, sigara kağıdına yazılmasını, yazacak konu bulunamazsa bugün canım yazmak istemiyor diye yazmak gerektiğini vurguladı.

Çok lezzetli sohbetin orta yerinde, milliyetçiliğin güçlü ve rağbette olduğu eski zamanlarda kendisinin de milliyetçi olduğunu söyleyen, her gün her söze maydanoz olduğundan artık gına getiren, ara sıra televizyonlara da çıkan, dinler tarihi uzmanı şımarık bir akepe'li zuhur etti. Sözü alınca bırakmıyor, ipe sapa gelmez, alâkasız, tutarsız fikirler serdediyor. Hocanın huzurunda tatsızlığa mahal verilmemesi için tahammül gösterildi, fakat sonunda arkadaşlardan birinin sabrı taştı. Nahoş bir durum yaşandı, çabucak derdest edildi. Sohbetin de tadı kaçtı. Hoca'yı evine bırakmak üzere kalktık, yolda bir hadise olmamış gibi alınganlık ve enâniyet göstermeden sohbete devam etti.

Gazetede dizi halinde çıkan ilim felsefesi ışığında milliyetçiliğin geleceği ile ilgili yazılarını toplu halde talebim üzerine, onca meşguliyetinin arasında, neredeyse bir kitap hacmindeki makaleleri tafsilatlı bir not düşerek göndermişti. Bilhassa milliyetçiliğin muvaffakiyeti için milli kahraman'ın şart olduğunu belirten yazıları dikkat çekicidir. Siyasi milliyetçiliğin geleceği konusunda hürmeti zedelemeden itiraz edilebilecek noktalar çıksa da meselenin esasına taalluk etmeyen bazı teferruat içtihat farkı olarak değerlendirilmelidir. Siyasi milliyetçiliğin istikbaline dair kanaati belirleyen gündelik siyasetin kendisi olmadıktan sonra, önemli olan fikirlerin ilim adamı ciddiyeti ve namusu ile ortaya konulmuş olmasıdır. Milliyetçiliğin geleceğinin birçok faktörle birlikte kahraman bir lidere bağlanması siyasi milliyetçilikten tamamen ümit kesilmediğinin işaretidir. Bir kahraman elbette çıkar, siyasi milliyetçiliği tekrar muzaffer kılar.

Vefatına dair mesajlar geldiğinde sanki çok daha eski, derin ve yakın hukukumuz bulunan bir büyüğü kaybetmenin teessürünü yaşadık. Mülâkata vesile olan kadim dostumla Bostancı'daki camiye ve Karacaahmet Mezarlığı'na giderken benzer hissiyat içindeydik. Muhabbet ve hürmetimizin sebepsiz olmadığı ailesi ve son vazifesini eda için toplanan güzide insanları görünce anlaşıldı. Hoca her cihetten bizim insanımızdı, iyi yetişmiş yerli ve milli bir münevverdi. Allah rahmet eylesin.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

13 May 2024

Yarın, Başyazı, 5 Ağustos 1965, Sayı 120. İdeolojinin önemi Türkiye’nin siyasi yapısında ideoloji gittikçe önemli bir unsur haline geliyor.

Halim Kaya

13 May 2024

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,78 M - Bugn : 11751

ulkucudunya@ulkucudunya.com