« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

01 Eyl

2014

MEVLİD

01 Eylül 2014

Seni kaybedersem yaşayamam diye hayıflanan karısını teselli için, yirminci yüzyılda ölüm acısına en fazla bir yıllık mühlet biçen şair, buruk bir itiraf mahiyetindeki bu müddeti kendi muhitindeki vefasızlıklara bakarak tayin etmiş olmalı. Hatırasının daha uzun süreceğine ihtimal vermediğinden fazlasını ummuyor, bir yıl zarfında unutulmamayı kâfi görüyor. Ayrılıklara merdane bir bakış da sayılabilir, hazin bir yalnızlık da. Umur görmüş, mapuslara girip çıkmış adamın, millete ne kadar yabancı kaldığının işareti. Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir.

Milli seciyemizde kaybedilenlerin hatırası fıtratın imkân verdiği ölçüde her dem taze durur. Kocalarını cephelerde şehit veren dul analar ömür boyu acılarını içlerine gömerler. Yüreklerinin ücra yerlerinde sanki bir gün erinin çıkıp geleceğini telkin eden belli belirsiz his, aynı zamanda hayatlarına mesuliyet yükleyen bir murakabedir. Zaman muhakkak ki müessirdir, acılar küllenir, hayat mücadelesi devam eder. Her namaz sonrası geçmişlere okunan dualar, yeri geldikçe ecdada dair anlatılan hatıralar, kabir ziyaretleri, yirmibirinci asırda da hasletlerimizi kaybetmediğimizi gösterir.

Devrilen bir yıl, maziden bahsederken geçen sene tabirinin artık kullanılamayacak olması sebebiyle yakın geçmişten yavaş yavaş uzaklaşmanın hüznünü verir sadece.

İşte bu duygularla 17 Ağustos 2014 pazar günü Servet Somuncuoğlu’nun sene-i devriyesinde düzenlenen mevlid-i şerife iştirak ettik.

Rahmetli arkadaşımız bize yine güzel bir gün yaşattı. Zafer ve Gülcan Hanım bir hafta önceden köyde hazırlıklara başlamıştı. Nevin Hanım idareciliği arkada bırakıp hiç yabancı durmadığı köy kıyafetiyle sabahtan itibaren her misafiri gözleri ışıldayarak yürekten karşıladı. Sıcaktan kavrulmuş, masa sandalye, kap kacak taşımaktan omuzları düşmüş Burak, yüzünde mutlu tebessümle baba dostlarıyla tek tek alâkadar oldu. Ayfer teyze her gelen kendi oğluymuş gibi candan sarıldı. Amcalar, amca çocukları yine bin kilometreyi aşıp gelmişler.

Evin önünde bir masada eserleri, ödülleri sergilenmiş. Bir hatıra defteri açılmış. Arkadaşları ve ailenin müştereken yaptırdığı çeşme faaliyette. Haznesine koca koca buz koydular gün boyu soğuk su içilmesi için. Köye ve yoldan geçenlere çok fayda sağladığı belirtildi. Aile kendi katkılarını vurgulamadan çeşmenin üstüne, Servet Somuncuoğlu’nun arkadaşları tarafından yaptırılmıştır, yazılı bir kitabe koydurmuş. Artmazsa yetmez derdi Servet. Yemek bol bol yetti. Köylülere dağıtıldı ve ta buralara kadar gelen sığınmacıların çocukları kap kap doldurup tarlalara götürdüler. Yurtlarında böyle bir anane görmüşler midir bilinmez. Kim bilir belki ekmeğini yedikleri aziz Türk vatanına ihanet etmemelerine vesile olur.

Sel gider kum kalır derler. Kalan kum değil, altın parçaları ve heybetli kayalardı.

Nerede duruyorlarsa orayı güçlü, haklı ve doğru kılan her biri çok kıymetli fertler, memleketi yeniden inşa edebilecek nitelikte çok güzide bir topluluk meydana getirdi. Ülkücü hareketin en mümtaz simaları oradaydı. Televizyonlarda bizimkileri kekeleten şarlatanlar yürekleri yetiyorsa çıksınlar bu kadronun karşısına.

İşte Metin Kaplan. Tek başına ordu. Bastığı yeri titreten heybet abidesi ve aynı zamanda nezaket yarışına da girilmesi mümkün olmayan ülkü devi. Beraberinde sessiz güç Nurullah Kaplan ve Türk Eğitim Sen Bursa Şubesi Başkanı Selçuk Türkoğlu. Böyle bir kadronun değil kılına dokunmak, yanına yaklaşmaya cüret edebilir mi mecliste bizimkileri yumruklayan çakal sürüsü. Geçiştirilen bu konu çok mühimdir, o vurdu, bu vurdu, karşıdakiler azdı çoktu meselesi değil tamamen haysiyet, vakar, duruş, ciddiyet, iman ve inanç meselesidir.

Her zamanki emniyet telkin eden duruşuyla Arifiye Öğretmen Lisesinden teşkilat başkanımız Cengiz Albayrak. Beraberinde yol arkadaşları Erol Afşar, Alirıza Acartürk, Gülşen Topçu. Her yere beraber yetiştikleri Sedat Salyancı kardeşim eksik. Güleç çehresi ve beyefendi kişiliğini çok özlüyoruz. Şüphesiz aziz ruhu haberdar olmuştur.

Bursa’daki Arifiye Öğretmen Lisesi mezunları; adı gibi emin Emin Yılmaz, Kadir Koçdemir, Mehmet Yaman, Sadettin Salman, Selahattin Doğan, Şeref Er, Yunus Ruhi Yalçın, Bergün Özdemir, Bülent Kaya, Osman Yıldırım, Mehmet Cesur, Kani Bereket, Halit Bakkal.

Fatih Mehmet Şahin. Tek başına teşkilat. Otuzbeş yıldır teşkilat. Henüz en ufak yorgunluk emaresi göstermiyor. Rahmetli Servet, kurucu genel başkan unvanı vermişti. Yoğun bir hafta sonu programına rağmen burada.

Tabii ki Yasin ve Selda. Nakış Karamağaralı hocamız. Diğer üniversite hocaları, kurumdan arkadaşları, tanıyan tanımayan fakat davasına sahip çıkan gönüldaşlar, Ankara’dan, İzmir’den gelenler, Türk Ocaklarından Mete Ateş Bey, Hüseyin Serdar Bey, iş dünyasından eserlerine destek vermiş olan Ali Coşkun ve Ruşen Şık beyefendiler. Eski yeni bir kısım siyaset erbabı, onların peşlerine takılmış siyah takım elbiseli gençler. Birisi bir yerin bir şey başkanıymış, tam anlaşılamadı.

Gelmek isteyip de mazeretleri sebebiyle katılamayan, selamlarını ileten Muzaffer Demirbaş, Mustafa Topdemir, Ayşegül Demir Yılmaz, Onur Yılmaz, Mustafa Üçgül, Mustafa Aksu, Nihat Durucan ve daha birçok ülküdaşımız da gönülleriyle aramızdaydı.

Mevlid deyince, bundan yirmiüç sene evvel kaybettiğimiz Lütfü Durucan’ın Arifiye’de düzenlenen mevlidinde Servet’le sırtımızı duvara vermiş yan yana oturuyorken, bize tuhaf gelen bir hadise dikkatimizi çekmişti. Kendimizi tutamamış gülüşmüştük. Hal bazılarına da sirayet etti. Başkaları olsa cemaat sert nazarlarla tekdir ederdi ama Servet olunca normaldir diye müsamaha gösterdiler.

Kaybettiklerimizi unutmamak, yaşayanlarımızın kadir kıymetini bilmek temennisiyle, Servet Somuncuoğlu ile birlikte, Başbuğumuz Alparslan Türkeş ve Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş bütün geçmişlerimizin ruhu şad olsun.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,79 M - Bugn : 35612

ulkucudunya@ulkucudunya.com