« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

01 Haz

2015

SEÇİME DOĞRU

01 Haziran 2015

Evrilme, okuma, paradigma, büyük resim gibi bilgiç havası veren nevzuhur sosyolojik terimlerden sonra ekonomide de son zamanlarda orta gelir tuzağı kavramı kullanılmaya başlandı. Açlık sınırını biraz aşmış, halinden memnun, ulaştığı refah seviyesini kaybetmemek için mevcut siyasi istikrarın sürmesini dileyen kesimler kastediliyor herhalde. Bir arabası olan, uzun vadeli konut kredisiyle finanse ettiği mütevazı bir meskene sahip, tek çocuğunun eğitimine az çok masraf edebilen aileler bu tarife giriyor olmalı.

Amerikan ekonomisi baz alınarak, ellibin dolarlık milli gelirin yüzde yirmisine tekabül eden onbin dolarlık seviye orta gelir eşiği kabul ediliyormuş. Orta gelir tuzağındaki ülkeler onbin dolar civarındaki gelirin rehavetine kapılarak kaderlerine razı oluyor ve bu eşiği aşmak için fazla çaba harcamıyorlarmış.

Orta gelir tuzağı teriminin bizatihi kendisi insanları orta gelir elde ettiklerine inandırmaya yönelik bir tuzak sanki. Türkiye’de kişi başına milli gelirin onbin dolar olduğu telkin ediliyor. Kişi başına düşen milli gelirimizin reel olarak ne zaman bu rakama yükseldiği meçhul. Bu hesapla dört kişilik bir ailenin yıllık geliri kırkbin dolar eder, yani yüzbin lirayı aşar. Yanımızda yöremizde evine yılda yüzbin lira giren kaç aile tanıyoruz?

İnsanlar asgari ücretle ev geçindirmeye çalışan kendi eşine dostuna muavenet edemezken bir de üç milyona yakın Suriyeli meselesi çıktı. Sabah akşam moral bozucu görüntülerle otomobillerin camlarına yapışarak dilenen zavallı çocuklara, yol kenarına çökmüş perişan ailelere üç beş kuruş uzatan bir sürücüye de pek sık rastlanmıyor. Orta gelir filan söz konusu değil, düşük gelirli bir ülke olduğumuz unutturulmaya çalışılıyor.

Siyasette de galiba milliyetçilik orta sınıf parti tuzağına düşmüş durumda. İktidara gelmek gibi bir niyet ortada yok. Taraftar yüzde onbeş, onsekiz, azami yirmi puanlık reyle üçüncü parti konumunu sürdürmekten pek memnun ve yönetim bunu muvaffakiyet olarak telakki ediyor. Bazı küçücük partiler dahi çıkışlarıyla büyük partilerden daha fazla gündem oluşturabiliyor. Bu eşikte takılıp kalmış olmak arabesk tarzı yaklaşımla harici engeller ve saire ile izah ediliyor. Böylece dile getirilmeyen iktidar korkusu ve isteksizliği saklanıyor.

Altmış ilâ yüz kişilik bir grup mecliste bulunsun, gerisini kim alırsa alsın, kim ne yaparsa yapsın anlayışı hâkim. Engel olması gerekenler seyredince yıllardır biri biterken bir diğeri başlayan ihanetin her türlüsü korkusuzca ve pervasızca sahneleniyor. Ara sıra sanal âlemde basit cümleciklerle filanca ablanın namus bekçiliğini yapmak, sonra da maça gidip bağırıp çağırarak stres atmak mücadele sanılıyor.

Şimdiye kadar sadece her tarafa üç hilalli büyük bayrak asılması fikri güzel. Görünürlük kazandırıyor. Ancak devamında iktidara gelerek hain tuzakları bozmak yönünde yeni ve çarpıcı bir husus görülmüyor. Slogan da çok cazip durmuyor. Türkiye aslında birlikte yürüyeceği siyasi kadroyu arıyor, fakat emir kipiyle değil. İktidarın siyasi hataları, artık karakterleri haline gelmiş olan ahlaki zaafları, hırsızlık ve yolsuzlukları, ihanetleri keskin oy kaymalarına fırsat verdiği halde kaç seçimdir değerlendirilmiyor. Ilımlı muhalefet anlayışı zımni destek mahiyetine dönüşmüş durumda.

Ülkücü Hareketin insan kaynağı Türkiye’yi en iyi şekilde yönetecek kadroları barındırıyor. Hareketin tarihi geçmişi ve hafızası en ideal siyasi kadroyu çıkaracak tecrübeye sahip. Fakat her nedense ihanete karşı mülayim, içe karşı hırçın tutum sergileyen anlayış etkin konuma sahip.

Temsilciler dikkat çekici, ikna edici ve inandırıcı vaadlerde bulunmuyorlar. Koalisyon sorularına cevap vermekten kaçınıyorlar. Kimlerle koalisyon kurulabileceği, kimlerin kesinlikle reddedileceği, kimin rakip, kimin yakın sayıldığı belli değil. Seçmen seçim sonrası tabloyu tahmin etmekte zorlanıyor Bunca ihanetten sonra üçüncü parti konumunu koruyacak kadar kamuoyu teveccühü kendiliğinden doğuyor zaten.

Adaylar iyi, güzel, temiz; fakat canla başla mücadele edecek, en fedakâr, en seçkin dava adamları değil. Bir kısmı işi garantiye almadan taşın altına elini sokmaz, dar günde ortada görünmez. Rozeti yakaya bir takalım hele, bir iki rapor sunar, genel kurulda üç beş konuşma yapıp parlamenterlik vazifesini geçiştiririz havasındalar. Bürokraside başarılı olanların hareketle gönül bağı zayıf. Mazide bağı güçlü olanların ise bir kısmı siyasi çizgisiyle, bir kısmı da beşeri ilişkilerinde emniyet telkin etmiyor. Ön sıraların tahsis edildiği büyük şehirler bu manada en talihsiz yerler.

Yıllardır körüklenen Türk düşmanlığına karşı Türklük gurur ve şuuru ön plana çıkarılsaydı daha iyi olurdu. Ne mutlu Türküm diyene sözünü alakasız küçük bir parti kullanıyor. Vatanseverliğinden hiç şüphe duyulmayacak Roman aday çıkmış Türkiye’de dört milyon Roman olduğunu söylüyor. Bunların içerisinden analar ağlamasın safsatasında; “Bir oğlum var, askere aslanlar gibi gönderirim, Türk vatanına bir değil bin evlat feda olsun.” diyen çok sayıda asil karakterli insanlar çıktı.

Böyle bir adam çıkarılıp; “Roman’ım ama Türk’üm, Türk Milliyetçisiyim” deseydi kötü mü olurdu? Bunun yanında kaşıdıkları ne kadar Türk boyu ve etnik unsur varsa her birinin bozkurt işaretiyle Türküz, Türk Milliyetçisiyiz diye haykırdığı bir kampanya yürütülseydi gündem değişirdi. Hiçbir işe yaramaz meclis kadrolu büyük abilerle ablalardan ne bu kişilere ne de davanın asıl sahiplerine sıra gelemiyor. İnşallah memleket ve milletimiz için hayırlı neticeler çıkar.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,81 M - Bugn : 12462

ulkucudunya@ulkucudunya.com