« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Yusuf Yılmaz ARAÇ

23 May

2016

PÖÇÜK

23 Mayıs 2016

Kocaoğlanın irice yavrusuna biz pöçük deriz. Çuvaş Türklerinden bir şair hanımefendi ile sohbet ederken çay kaşığına, küçük manasında, pöçük kaşık, demişti. Hayretler içinde kalmıştım. Çuvaşistan nere, bizim yöreler nere. Türkçenin köklü kelimelerinden biri olduğu besbelli. Anadolu Ağızlarında Yavru Adları başlıklı tezden anlaşılıyor ki, kocaoğlanı milletimiz pek sevmiş ve en çok onun yavrusuna farklı isimler vermiş. Yirmiye yakın. Balak, apalak, palak, abaz, bodar, bodak, boduk, falak, fetik, manık, menik, motak, panak, patan, patanak, petek, pöçük, potuk, polak, pozak. Türkçe zayıf diyenlere ibret olsun.

Bir tarafta bir mumya. Ve menfaatleri, mevcudiyetleri, ehemmiyetleri ve kaderleri ona bağlı olduğu için bağlılık arz etmeye mahkûm müdafileri. Koltuğu korumak uğruna, müstevlilerin siyasi emelleriyle şahsi menfaatlerini tevhit etmiş bulunan iktidar sahipleriyle ittifak halindeler. Haysiyetli hiç kimsenin kabullenmeyeceği ağır hakaretler hafızalarda taptaze dururken onlardan hukuki, siyasi, mülki ve idari yardım almaya utanmadan. Kuru bir binanın kolluk kuvvetleriyle muhafazaya alındığı nerede görülmüş.

Onu kutsayan avanenin en hararetlisi ve aynı zamanda en samimiyetsizi bir pöçük. Pöçük sevimlidir. Bizimkinde çomarlık da var. İkisinin karışımı soysuz şey, hiç çekilir cinsten değil. Otopark değnekçisi kadar bile itimat telkin etmediği halde mebusluk mevkiine yükselenlerden. Lider doktorrr, derken r’leri vurgulayarak göze daha çok girmeye çalışıyor. Dahi derken, dâhi der gibi a’yı uzatıyor. Yitik mansıbına tekrar kavuşabilmek için herkese hırlıyor. Babası yaşındaki eski dava adamını azarlıyor. Meclisteyken kolu bacağı fırlayacakmış gibi hareketlerle heyecanlı beyanlar veren profesör unvanlı başka bir eski mebusa, gazeteciye, önüne kim gelirse saldırıyor. Hoş, muhatap aldıkları için onlar da hak etmiyor değiller ya. Tarafların hepsine içinden kızıp, yüzlerine sen de haklısın diyen Nasreddin Hoca boşuna yüzyıllardır yaşamıyor.

Diğer tarafta kahraman edasında bir kadın. Sermayesi yirmisekiz şubat. Bir şeyler yapmış, atadığı memurun kapısında beklemiş vs. Hangi partide olduğu pek hatırlanmak istenmiyor. Davaya ne faydası olmuş, sorulmuyor. Yanında rakibi mi, müttefiki mi, muhalif mi, mevcut yapının adamı mı oldukları şüpheli birkaç tip daha. Bir zamanlar Başbuğ’u yaşlılıkla itham eden ve fakat bugün kendilerinin duçar oldukları zihni maluliyetin farkında olmayan mütekaitler yanlarında pek muteber. Yaş haddi fiziki yaştan dolayı değil, oniki eylülden sonraki tutum ve davranışlarından dolayı ta o zamandan dolmuş.

Bitaraf olan bertaraf olur sözünü berhava edecek iki taraf. Rahmetli arkadaşımın tabiriyle; elma ağacı bulunca elmayı kutsayan, meyvelerini tükettikten, dallarını kırıp kuruttuktan sonra bu defa rastladıkları armut ağacını daha mukaddes sayıp az evvel göklere çıkardıkları elma ağacını lanetleyen toplayıcı zihniyetin ürünü.

Bunların hepsi bir dönem aynı taraftı. Baştan beri süregelen yanlışların az veya çok ortağıydı. Bakandı, milletvekiliydi, genel başkan yardımcısıydı. Bir tanesi güya rakipti. Onu tutanlar acımasızca budanırken kendisini yerini korudu. O dönemin havasını söndürmekle görevliydi demek ki. Kazansaydı koltuğu da kapacaktı tabii. Tutumlarını siyasi konumlarına göre belirleyen, her an her tarafa dönmeye mütemayil, ihtirasları yüksek, inançları, samimiyetleri, fedakârlıkları, kararlılıkları zayıf politika cambazları ihtimaldir ki ülkücü irade kavramını yıpratıp bu dönemin havasını da elbirliğiyle söndürecekler.

Bir tarafta ayaklar altında çiğnenen hukuk. Diğer tarafta fare bile doğurmayan dağ. Bağrış, çağrış. Millete hizmetle hayır duası almak yerine uçağına yetişmeye çalışan yolcuların bedduaları. Ve tabii ki mutlu son; bütün faaliyetlerin esas gayesi, sosyal medyada paylaşılan resimler. Adaylığa başvururken şimdi istifaya çağırdıkları zatla rica minnet çekilen fotoğraflar henüz eskimemişken. Akşama da şampiyon futbol takımının coşkusu.

Burada taraf olmaya değecek bir taraf yok. Ancak taraflar sadece iki taraftan ibaret değildir. Üçüncü taraflar ve çıkış yolları daima vardır.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,95 M - Bugn : 6971

ulkucudunya@ulkucudunya.com