Afganistan meselesi
HASAN ÜNAL 08 Nisan 2008
AFGANİSTAN'A asker konusu Bükreş'te toplanan NATO zirvesinin gündemindeydi. ABD Başkanı Bush NATO üyelerini Afganistan'a asker gönderme konusunda adeta tehdit eder gibi konuştu ve 'ya asker gönderirsiniz ya da yeni 11 Eylül olayları olur' anlamında sözler sarf etti.
Yaklaşık iki yıldır Türkiye'ye asker konusunda yaltaklanan Amerikan yönetimi bizden iş çıkartamayacağını anlayınca, başka NATO üyelerine yanaştı. Ancak onlardan da fazlaca bir şey çıkmıyor; çünkü üye ülkelerden pek çoğunun gönderecek askeri yok. Amerikan silahlı kuvvetleri ise bir yandan Irak'da öte yandan da Afganistan'da kuvvet bulundurduğu için, başka birlikler gönderemeyecek durumda. Güçlerini yaymanın sonuna gelmiş durumda.
Afganistan'da ne oldu?
ASLINDA 2001 yılının son haftalarında Taliban yönetimine karşı başlatılan Amerikan hava harekatı kısa bir sürede 'başarıya' ulaşmıştı. Kuzey İttifakı denilen güçler Amerikan hava kuvvetlerinin bombardımanından faydalanarak Taliban'ı Kabil'den uzaklaştırmışlar ve hakimiyet kurmuşlardı. Hamid Karzai'nin başkanlığında kurulan yeni yönetim daha sonraki yıllarda Irak'a örnek gösterilecek durumdaydı.
Ancak tıpkı Irak'ta olduğu gibi Amerikan kuvvetleri kısa sürede halkın nefretini kazanmayı 'başardılar'!!! Hareket eden her şeye ateş eden Amerikan kuvvetleri halkı aşağılayan tavırlar da sergileyince kısa sürede Afganistan'da sevimsiz varlıklar haline geldiler. Haysiyetlerinin zedelendiğini düşünen Afgan halklarının tamamı Amerika'nın aleyhine döndü ve Taliban yeniden güçlenmeye başladı.
Muharip asker meselesi
TÜRKİYE bu dönemde ISAF çerçevesinde Afganistan'a asker gönderdi. Ancak bu birlikler Kabil içinde ve havaalanında asayişi sağlamakla görevlendirildiler. ABD ve İngiliz kuvvetlerinin komutası altında 'teröre' yani Taliban'a karşı mücadele etmediler ve etmiyorlar.
Afganistan'ın Türkiye açısından tarihi, kültürel ve sembolik önemi vardır. Aynı şekilde Türkler ve Türkiye de Afganistan'da hiçbir karşılık beklenmeden sevilen ve sayılan bir millet ve ülkedir. Türkiye'nin Afganistan'la ilgisi taa Milli Mücadele yıllarına dayanır. Sürgündeki Cemal Paşa'nın Afganistan'ın bir devlet olarak örgütlenmesi çabalarına Atatürk destek vermiş ve 1920 yılının sonlarında seçme subaylarından bazılarını Afganistan'a göndermiştir.
İstiklal Harbi'nin zor günlerinde yeni kurulan Türkiye devletini ilk tanıyan ülke Afganistan olmuştur. Milli Mücadele sonrasında Atatürk hem İran hem de Afganistan ile yakın ilişkiler kurmuş ve yıllar içinde geliştirmiştir. Afgan subayları, doktorları ve diğer meslek grupları onlarca sene Türkiye'de eğitildiler. Taaa ki, Afganistan bu tür eğitimli insan ihtiyacını karşılamak için Sovyetler'e insan göndermeye başlayıncaya kadar... Sonrası malum... Komünist olarak Afganistan'a dönen subaylar ilk olarak darbe yapıp, ardından da Sovyetler'i ülkelerine davet ettiler.
Gerek Sovyetler'e karşı yürütülen direniş yıllarında gerekse sonraları Türkiye sevgisi hiç bitmedi. Hatta Taliban yönetimi sırasında bile Atatürk hastanesi bu isimle faaliyetlerine devam etti. Çünkü Taliban bile Türkiye ve Türklere olan sevgiyi gayet iyi biliyordu.
Zor işlerin büyükelçisi Müfit Özdeş (şimdi emekli) Kabil'de görevliyken Türkiye'nin 2001 yılında ISAF çerçevesinde Afganistan'a asker gönderme kararı almadan önce görüştüğü Türkiye'de eğitim görmüş Peştun asıllı bir eski korgeneralin kendisine 'sizin gelmeniz iyi olur; ama sakın ola ki bir Afganlı Türk askerinin kurşunuyla ölmesin, Türk askeri tüfeğini hiç kimseye kaldırmasın ve Türk askeri hiçbir Afganlının evine izinsiz girmesin' dediğini hatırlatıyor.
Büyük felaket olur
EĞER Türk askeri Amerika'nın Afganistan'da yaptığına benzer bir şekilde Güneydoğu'da terör örgütü ile mücadele etseydi, muhtemelen o bölgedeki halkın hepsi ölürdü. Amerikalıların kendilerine karşı silahlı direniş içinde olanlarla masum halkı ayırdığına dair fazla bir işaret görmüyoruz. Gün oluyor düğün yeri havadan bombalanıyor ve kadın, çoluk, çocuk yüzlerce insan öldürülüyor. Gün oluyor masum insanlar evlerinde katlediliyorlar.
Türk askeri teröristi terörist olmayandan ayırarak mücadele ettiği için başarılı oldu. Amerikan askerleri de herkesi aşağıladığı için başarısız olmaya mahkum. Bu saatten sonra Türkiye'nin Afganistan'a muharip asker göndermesi söz konusu olamaz; başka ülkelere yardım amacıyla muharip görev almayacak asker göndermesi de yanlış olur.
Özetle biz kendimiz zor bir terör mücadelesi yürütüyoruz. Afganistan'a gönderecek askerimiz yok. Kaldı ki, buradaki terörle mücadele konusunda Amerika'nın ne desteğini gördük ki... Barzani ve Talabani'yi üzerimize sürenler onlar değil mi? Doğru dürüst müttefik olsalar, Barzani ve Talabani'yi bize karşı desteklemeseler o zaman belki muharip olmayan güçler göndermek suretiyle Amerika'ya dolaylı destek söz konusu olabilirdi. Ama şimdi asla olmamalı... Halka rağmen teslimiyetçi AKP hükümeti bile gönderemez. Nitekim Ali Babacan Cheney'nin ziyareti öncesi 'mış' gibi laflar etse de, mesele kapanmış görünüyor. Doğrusu da bu...
