Şu bizim Bahçeli Bey!
Emin Çölaşan 01 Ocak 1970
Sevgili okuyucularım, Türk siyasetinde yer alan en ilginç
kişilerden biri de hiç kuşkusuz bu beyefendi.
Neresinden baksanız ilginç!
İktidar olmaktan korkan, iktidar olmaktan kaçan, her şeye “Hayır” diyen bir parti genel başkanı.
Onun kim olduğunu ve partisine nasıl zarar verdiğini görmek için birkaç ay öncesine, 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarına bakalım.
MHP’nin o seçimde aldığı sonuçlar şöyle:
Oy sayısı 7 milyon 520 bin.
Oy oranı yüzde 16.2.
Çıkardığı milletvekili sayısı 80.
7 Haziran seçimi Türkiye için bir dönüm noktası olabilirdi. AKP iktidardan düşmüş, üç muhalefet partisi (CHP-MHP-HDP) Meclis’te çoğunluk sağlamıştı.
Herkes umutluydu… Bu üç partinin artık bir araya gelip hiç değilse belli konularda uzlaşması, bu yolla yeni
bir hükümet kurulması ve AKP saltanatına son verilmesi
bekleniyordu.
Ama tam tersi oldu.
Bahçeli Bey bütün önerilere “Hayır” diyordu. Uzlaşmaya, hükümet ortağı olmaya, AKP iktidarına son vermeye hiç niyeti olmadığı kısa sürede anlaşıldı…
Çünkü iktidar olmak istemiyordu. İktidar olmaktan korkuyordu. Her öneriyi yokuşa sürdü.
* * *
Onun çok önemli bir görevi daha vardı.
AKP iktidarına her zaman olduğu gibi yine stepne olmak, iktidarın kurtarıcı meleği olarak görev yapmak.
Seçimin hemen ardından sıra Meclis başkanlığı seçimine gelmişti. Üç partinin oyları başkanlığı AKP’den almaya yetiyordu.
Bahçeli Bey yine mızmızlandı. Parti olarak oylarını AKP’nin adayı olan İsmet Yılmaz’a verip Meclis’i yine iktidara teslim etti.
Bunu yapmasaydı, CHP’nin adayı Baykal Bey CHP-MHP-HDP oylarıyla seçilecekti.
* * *
Üç muhalefet partisi özellikle Bahçeli Bey’in mızıkçılığı sayesinde anlaşamayınca, erken seçime gidildi… Ve 1 Kasım 2015 seçimi yapıldı.
Bu kez ortaya çıkan sonuç bu beyefendi ve partisi için tam bir hüsran oldu. İşte alınan sonuçlar:
MHP’nin aldığı oy sayısı 7 milyon 520 bin’den 5 milyon 694 bin’e düştü. Partisi 1 milyon 826 bin oy yitirdi.
Oy oranı 7 Haziran’da yüzde 16.2 iken 1 Kasım’da 11.9’a düştü.
7 Haziran’da 80 milletvekili çıkarmıştı, bu kez 40 çıkardı! Meclis’teki kelle sayısının yarısını bir anda yitirmiş oldu.
* * *
İki seçim arasında beş aydan az bir süre geçmişti. Peki bu hezimete niçin uğradı? Yanıtı gayet basittir.
Seçmeninin önemli bir bölümü kendisinden soğumuştu.
Onun iktidar stepnesi olarak
görev yaptığı artık biliniyordu.
İnanılır gibi değildi ama sürekli
olarak AKP’ye çalışıyor, destek veriyordu.
Beş ay içerisinde ağır bir yenilgiye uğradı ama bunun hesabını vermedi, veremedi.
Böylesine ağır bir yenilgi sonrasında istifa etmeyi ise aklına bile getirmedi…
Çünkü o, iktidar veya iktidar ortağı olmaktan öcü gibi korkan bir genel başkandı.
Baş ol da, istersen soğan başı ol anlayışı içindeydi.
* * *
Şimdi partisinin kongresi yapılacak.
Bu kez kendisinden yana olmayan il
ve ilçe örgütlerini görevden almaya başladı.
Mahkeme kararlarına karşın “Ben o kararları uygulamam” dedi.
Şimdi muhalefette iken hukuku çiğneyeceğini söyleyen şahıs yarın
Allah korusun iktidar olursa, hukuku silindir gibi ezip geçer… Ve bugünküAKP dönemini bile bize mumla aratır.
Partisinin ağır topları olan üç milletvekili önceki gün kurultay çağrısı yapıp kendisini eleştirdiler ama Bahçeli Bey’in yüreği geniştir, böyle şeyleri takmaz.
* * *
Ben Bahçeli Bey kadar ilginç birini ömrüm boyunca çok az gördüm ve tanıdım.
Evinde ablasıyla yaşıyor.
Sosyal hayat sıfır.
Yaşadığı sürece bir gün olsun güldüğünü, espri veya şaka yaptığını, sinemaya, tiyatroya, bir restorana gittiğini duymadım!
İngilizcede “Poker face – poker suratlı” deyişi vardır.
Hiçbir konuda renk vermeyen asık suratlı kimseler için kullanılır.
Bahçeli Bey tam bir poker face!
* * *
Hiçbir şeye “Evet” demeyen ve bu tavrı ile iktidarı açmazlardan kurtaranBahçeli Bey için bir espri de üretilmişti.
Hiç evlenmedi ya, niçin evlenmiyormuş!
Nikah memuruna “Evet” dememek için!
* * *
Bugüne kadar (izleyebildiğim
kadarıyla) tek misyonu, AKP iktidarına destek vermek oldu. 7 Haziranseçiminde olduğu gibi iktidar ne zaman tökezlese, ne zaman büyük yara alsa, ne zaman zora düşse, Bahçeli Bey onun imdadına Hızır gibi yetişip kurtarmayı bildi.
Hiç kuşkunuz olmasın ki,
önümüzdeki haftalarda anayasa değişikliği gündeme iyice yerleştiğinde, kurtarıcı elini yine uzatacak ve anayasanın Meclis’ten geçmesini sağlayacaktır.
Bu acayip tavırları ve garip siyaset anlayışıyla partisine ve MHP’ye oy veren yurtsever ülkücülere bir anlamda ihanet ettiğinin acaba farkında mı?
Ama Sezar’ın hakkını Sezar’a
verelim, ülkemize büyük bir iyiliği dokunmuştur.
Ülkücü gençliği sokaktan çekti ve olaylara karışmasını önledi.
* * *
Bahçeli Bey Türk siyasetinin en
ilginç tiplerinden biri olarak tarihteki yerini aldı bile…
İktidar destekçisi bir muhalefet lideri…
Tayyipgiller iktidarının her zaman ve her yerde bastonu, stepnesi, kurtarıcı meleği…
Kendisine karşı partisinden
gelen yoğun eleştirilere saygı duyuyorum.
Görevini bir an önce, iktidar olmaktan korkmayan bir ekibe devretmesini diliyorum.
Bırakın her şeyi bir yana, 7 Haziran -1 Kasım arasındaki
beş ay içerisinde partisine
hezimet yaşatan, milletvekili sayısını yarı yarıya, 80’den
40’a indiren bir genel başkan
başka bir ülkede olsa ya istifa
eder, ya da utancından sokağa çıkamaz.
Ama burası Türkiye abicim! Baş ol da istersen soğan başı ol!