Çoğu gitti azı kaldı
Tarık Toros 01 Ocak 1970
Birkaç kere yazdım:
Ne zaman bitecek, diye sormayın.
Yarın, iyi ki yaşamışız diyeceksiniz.
**
Allah aşkına…
Şu zulüm yılları üç sene sürmeseydi de…
6 ayda bitseydi…
Sizin için, “Hükümetle kolkola” edebiyatı yapan medyanın…
Şimdi kucak kucağa olduğunu göremeyecektiniz.
Bir tane kelle vermediğiniz, tek atama kabul etmediğiniz halde…
Size yandaş diyenlerin kelle üstüne kelle verdiklerini görüyor, atamalarla şaşırıyorsunuz.
Garibinize gitmesin, daha ne atamalar göreceksiniz ve ne kelleler feda edilecek!
**
Şu baskı günleri 2014'te bitse…
2015, 2016'yı görmesek…
Ülkede esasen muhalefetin olmadığını anlayamayacaktık.
Düne kadar “paralel” safsatası ile dalga geçen kürsüler…
Bugün koltuk sallanınca “paralele” yapışmayacaktı, mesela.
**
Hep söyledik.
Size ne iftira atıyorlarsa boğazlarına kadar içindeler diye.
Âlemi nasıl bilirsin, kendin gibi.
400 küsur hakaret etmişler.
Paralel, hain, örgüt, virüs, yalancı peygamber, sahte veli, süte karışmış pis su, vampir,çete, taşeron, ajan, casus, maşa, vesaire…
Kürsüden savrulan bu küfürler, şimdi dönüp sahibini vuruyor.
Yakında haşhaş çekenleri görürsek şaşırmayalım.
**
Şu hüzün mevsimi bu kadar sürmese…
Dostu düşmandan ayıramayacaktınız.
Gazetenizde yazıyor, TV'nizde program yapıyor olacaklardı.
Komşunuzun, komşu olup olmadığını bile sınamayacaktınız.
**
Şu fetret dönemi aylar içinde bitse, derinleşmese…
Size izafe edilen herşey, hakkınızdaki şehir efsaneleri yerli yerinde duruyor olacaktı.
Görüldü ki, ne içeride ne de dışarıda müttefikiniz var.
Görüldü ki, hiçbir iddia ispat edilemedi.
Görüldü ki, mazlumsunuz, mağdursunuz.
Şu süreç, nefret edenleri bile yumuşattı.
“Yeter” dedirtti.
**
Amansız düşmanlarınıza gelince…
Sizi, yargısız infazlarla itham edenlerin eline kan bulaştı.
Kafalarını kaldıracak halde değiller.
**
Hepsi bir yana.
Güllük gülistanlık içinde saadet olmuyor.
Öncekilerin başına ne geldiyse, 2016 versiyonu yaşanıyor.
Hücrelerim adedince yemin edebilirim ki…
Olması gereken oluyor.
Çoğu gitti, azı kaldı.