Kesin saklayın
Tarık Toros 01 Ocak 1970
Yarın sular çekildikten sonra…
Korku duvarları yıkılıp…
“Başıma bir şey gelir mi” kaygısı kalmayınca…
“Zulme zulüm dersem paralel derler” paranoyası şifa bulunca…
“Bana ne canım, taraf olmak zorunda mıyım, işime bakarım” fırsatçılığı prim yapmayınca…
Manşetlerin, “kaset vaazlarının” mürekkebi kuruyunca…
Şöyle günah çıkaracaklar:
**
-Medya baskınlarında sessiz kalarak eşeklik ettik, hakkınızı helal edin.
-Egemenler, piyasayı kayyımla dize getirirken seyirci kaldık.
-Hukuk, tek adamın iki dudağı arasındaydı, hoşumuza gideni alkışladık, gitmeyene itiraz etmedik, halt ettik.
-Askeri casusluk sanığı şehit ve gazileri göklere çıkardık, “paralel” şehit ve gazilere burun kıvırdık!
-80 yaşında hayırseverler, kadınlar tutuklanırken mağduriyetlere tek satır yer vermedik. Üzgünüz.
-Dershanelerin kapanması zamansızdı, bir nesil heba oldu, çok dersler çıkardık.
-Yolsuzlukları dilimizde sakız yaptık ama bunu ortaya koyanları görmezden geldik, yanlıştı.
-Gelişmelere uzun süre “Hükümet-Cemaat kavgası” dedik. Kurnazca maçı seyrettik, hesap edemedik.
-Muktedirler, çaya çorbaya paralel deyip suyunu çıkardı. Biz de tef çaldık.
-Ortada kalan her şeyin sorumluluğunu Cemaat'e yükleyip komik oldular. İçimizden güldük.
-Öteden beri itikadımız şuydu, “Bunlar yolcu, biz hancıyız”. Miadı dolmuş, yaşayarak gördük.
-Oldu bitti, şimdi beyaz sayfa açalım. Nerede kalmıştık.
-Özür diledik ya işte, pişmanız dedik ya, daha ne yapalım!
**
Ölmez sağ kalırsak dinleyeceğiz bu nedamet türkülerini.
Bu lafları edecek olanlar…
Kurdukları cümlelerin kodlarının bilinmediğini sanıyorlar.
**
Yani:
-“Ettiniz buldunuz” lafının ağırlığının…
-“Hukuk rafa kalkmadan bunlar bitirilemez” kararlılığının…
-Ezeli düşmanlıklarının…
-“Haklının değil, güçlünün yanındayım” yazılarının…
-“Gidin kardeşim, bizim dünyamızda size yer yok” faşizminin…
Farkında olunmadığını sanıyorlar.
**
Varsın öyle sansınlar.
Kendi minik dünyaları ile başbaşa bırakın.
Bırakın debelenip dursunlar.
Daha mühim işlerimiz var.
Bunu kesip saklayın, arada bakıp gülümser, hey gidi günler dersiniz.