« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Nis

2016

Erdoğan’a alkış

Nazlı Ilıcak 01 Ocak 1970

Dün, Tayyip Erdoğan “Ey İslâm dünyası! Mısır'da kardeşlerimiz katlediliyor. Hak, vicdan katlediliyor. Siz bunları ne zaman duyacaksınız” diye sesleniyordu. Darbeci Sisi'ye karşı, gösteri yapan insanların “Rabia” işaretiyle, kitleleri selâmlıyordu.

“Ey İslâm dünyası” dediği devletler arasında, başta gelen ülke Suudi Arabistan'dı. Bilahare Yasin El Kadı, Bilal'i uyardı. “Aleykümselâm ve Rahmetullah” faslından sonra,“En önemlisi, ona bizim insanlarımız üzerine ateş püskürmemesini söyle. Bizim insanlarımız hakkında sert konuşmasın” dedi. El Kadı'nın uyarısı öyle kalıcı bir tesir yaratmış olacak ki, ‘Ey İslâm dünyası'sından, Suud Kralı Selman bin Abdülaziz'e madalya verecek noktaya geldik.

Unutmayalım, aynı Kral, darbe sonrası yardımlarına karşılık, Sisi'den de madalya aldı.

Bir zamanlar sosyal medyadaki hesaplarını 4 parmağa dönüştürenlerden ses çıkmıyor. Onlar, bütün U dönüşlerinde olduğu gibi, bu sefer de büyük memnuniyet içindeler. PKK ile barış… Alkış. PKK ile savaş… Alkış. “One minute” de… Alkış. İsrail'le kol kola gir… Alkış. Gülen'le kucaklaş… Alkış. Gülen'e hakaret et… Gene alkış. ABD'yi darbe planlamakla suçla… Alkış. Obama ile görüşünce… Tabii ki alkış…

Tayyip Erdoğan'ı illüzyonistlere benzetiyorum. Her seferinde şapkasından bir tavşan çıkarıyor ve bu tavşanla, kendi tabanındaki insanları büyülemeyi başarıyor.

Benden de ona kocaman bir ALKIŞ.



Rabia Meydanı'ndaki darbe karşıtı gösterilerin sembolü 4 parmakla yapılan o işaret oldu. Ama bugünlerde Türkiye'de, ne Mursi hatırlanıyor, ne de Rabia Meydanı'nda hayatını kaybeden Esma…

SMÉAGOL İYİ, GOLLUM KÖTÜ MÜ?

Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiasıyla çok sayıda dava açılıyor. Ama bunlardan en komik olanı, Yüzüklerin Efendisi'ndeki Gollum karakteri sebebiyle, Aile Hekimi Dr. Bilgin Çiftçi'nin yargılanması.

Filmde, iyi huylu Sméagol, yüzüğü ele geçirdikten sonra kişilik değiştiriyor. Tanınmaz bir hale geliyor. Başka bir ülkede olsa, “Cumhurbaşkanını hicvetmiş” der geçersiniz. Ama bizde, maalesef, dava konusu yapılıyor; alay mevzuu olabilecek söylemler ortaya çıkıyor.

Meselâ Yüzüklerin Efendisi'nin yönetmeni Peter Jackson mahkemeye gelip, sanık lehine şahitlik etmeyi teklif etti. Şimdi de, hâkimin, Gollum'un “iyi” ya da “kötü” bir karakter olup olmadığı hususunda bilirkişiye başvurduğunu ve bunun raporunun geldiğini gazetelerden okuduk. Bilirkişi, “Sméagol iyi, Gollum kötü diyemeyiz. Sméagol, Gollum'un geçmişini, unutulan yanını temsil ediyor. Gollum, yüzüğün etkisiyle yozlaşsa da, özünde iyi biri” diyor.

Bu rapordan yola çıkarak, hâkimin şöyle bir karar vermesi beklenebilir: “Bilgin Çiftçi hakaret etmedi. Tam tersine, bugün olumsuzluklar sergilese bile, Erdoğan, özünde iyi biri demek istedi.”



Aile Hekimi Bilgin Çiftçi, bu fotoğrafı sosyal medyada paylaştığı için, önce işini kaybetti, sonra da Cumhurbaşkanı'na hakaretten hakkında dava açıldı. Bilirkişi, “Gollum, özünde iyi bir karakter. Dolayasıyla bu fotoğrafta hakaret yok” diye mahkemeye rapor yazdı.

MHP'Yİ DE PARALELLER BASMIŞ!!!

Türkiye'de parti içi demokrasi olsa, seçim mağlubiyeti sonucunda Genel Başkan istifa eder. Haydi etmedi diyelim… Kongre'ye gider, güven tazeler. Haydi kendiliğinden Kongre'ye gitmedi diyelim… Eğer tüzüğe uygun bir şekilde imza toplanmışsa, üstelik mahkeme de buna onay vermişse, artık sesini keser, yarışa razı olur.

Devlet Bahçeli bunların hiçbirini yapmıyor. Rakiplerine o da Erdoğan gibi “paralel”yaftasını yapıştırıyor. Hem de çok ağır bir üslûp kullanıyor. Bakın neler diyor: “Bizim paralele teslim edecek bir partimiz yoktur. Okyanus ötesi kaçkınlarının, paralel artıklarının sevinç çığlıklarını da ibretle izliyorum. Bugüne kadar ne yaşamışsanız müstahaktır. Bunlar ikiyüzlü ve Türkiye'nin karşısındaki husumet kumkumalarıdır.”

MHP'nin kaderinin birçok kişiyi ilgilendirmesinin sebebi, AK Parti'ye alternatif arayışı. Tayyip Erdoğan, erken seçimle Başkanlık hayaline kavuşmayı planlıyor. Mevcut durumda MHP baraj altına bile düşebilir. Dolayısıyla, Erdoğan, tek başına anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşabilir. Türkiye'deki rejimin faşist karakterinin iyice derinleşmemesi için, MHP'nin oylarını arttırması gerekiyor. Yeni bir soluk, bu partiye böyle bir imkânı verecektir. Ele geçirme, üzerine çökme ya da adayların Cemaat'le işbirliği yapması… Hepsi bir safsatadan ibaret.

Kaldı ki, görüşünü beyan edenleri, lider adaylarını destekleyenleri derhal şeytanlaştırmak, iftiralar atarak suçlamak, demokratik bir zihniyetle bağdaşmaz. Tayyip Erdoğan taktiği… Erdoğan bunda başarılı oldu; yolsuzluğu örttü; silâh kaçakçılığını perdeledi. Her yanlışı, “paralel” sıfatıyla kamufle etti. Kendi kitlesini inandırdı da.

Ama MHP seçmeninin üzerinde, Bahçeli'nin bu sözlerinin o kadar etkili olamayacağı kanaatindeyim. Erdoğan yolsuzluğa “paralel” ve “darbe” derken, Bahçeli adını koyarak,“rüşvet” ve “hırsızlıktan” söz ediyordu. Bugünkü üslûp değişikliğinin, koltuğunu koruma amacı güttüğü aşikâr. Politikacıların seçmene de saygısı yok. Onları, ne derlerse inanacak bir koyun sürüsü gibi görüyorlar. “Cahil oy çoğunluğu” ya da “göbeğini kaşıyan bidon kafalılar” demek gibi bir şey.

Mayıs ayını bekleyelim… Bakalım o tarihe kadar Erdoğan ile Bahçeli, el ele, ne gibi tertipler içine girecekler? Ama bulutlar ardından güneş göründü; umutlar depreşti. Dünyayı tersine çevirmek her zaman mümkün olmayabilir.

Ziyaret -> Toplam : 125,37 M - Bugn : 130800

ulkucudunya@ulkucudunya.com