AL-İ SELÇUK’UN LİDERİ SELÇUK BEY
ALPEREN GÜRBÜZER 01 Ocak 1970
* *Nasıl ki Karahanlı deyince Satuk Buğra Han akla geliyorsa, Selçuklu deyince de ister istemez Oğuz Yabgu Devletinin kumandanlarından Dukak Subaşı’nın oğlu Selçuk Bey gelir. Biri Karahanlıların İslamla şereflenmesine vesile olan ilk Karahan Hükümdarı, diğeri ise Selçuk Bey idaresindeki Türklerin hızla İslamiyetin kabulü noktasında hizmetleri olan Oğuz boyu lideridir. Böylece Karahanlılar Satuk Buğra Han’ın öncülüğünde Türkistan’da, Oğuz ve Selçuklular ise Anadolu’da hükümran oldular. Bu yüzden bugünkü Anadolu’muzu yurt edinmede Selçuklulara şükran borçlu olduğumuzu ifade edebiliriz.
* * *Oğuz Türklerinin Müslüman olmasının ardından gelen Selçuklu yönetimi müfrit Şii ve yıkıcı faaliyetleri bertaraf etmesini bileceklerdir. Zira İbn-i Haldun’un övgüyle söz ettiği İslam’ın Sultanı hamisi rolünü üstlenen Selçuklu hükümdarları Bizans imparatorluğunu Anadoluda hakimiyetlerine son vermek suretiyle bir cihan mefkûresini gerçekleştireceklerdir. Tabiî ki bu muhteşem Selçuklu medeniyetinin temellerini atma şerefi başta şüphesiz Al-i Selçuk’un lideri Selçuk Bey’e aittir. Selçuklu Devletine adını verende torunu Kutalmış’ın oğlu Süleyman Şahtan başkası değildi. Kutalmışoğlu Süleyman Şah Antakya’yı zapt ettikten sonra gözünü önemli bir siyasi merkez olan Halep’e doğru dikmiş, ancak ileride Suriye Selçuklu Meliki Tutuşla giriştiği savaşta yenilmesi sonucunda kılıcıyla kendi hayatına son verecektir.
* * *Her neyse gelelim asıl konumuza. Bilindiği gibi Dede korkut keramet sahibi bilge bir insan. Aynı zamanda devletin müzakerelerinde kurultay ve toylarda başlıca söz sahibi remz. Onun bildirdiklerine göre; Tıpkı Oğuz Yabgularının başlıyan hâkimiyeti gibi, son cihangirliğinde (Selçuklunun) Oğuz boyları arasında birinci hukuki mevkii bulunan Kayı kabilesinden gelen Osmanlılara intikal edeceğini kerameti ile keşfetmiş ve müjdelemişte. Nitekim Dedekorkut kitabının başında:
* * *“Rasulullah (s.a.v) zamanına yakın Korkut Ata derler bir er koptu. Ol kişi Oğuz’un bilincisi idi, ne derse olurdu, gaipten haber söylerdi. Korkut Ata eyitti, ahir zaman olup kıyamet olunca (ya dek). Bu dediği Osman neslidir. İşte sürülüp gideriyordur” ifadesi ile Korkut Atanın kerametleri arasında nakledilmiştir. Ki; bu Oğuzların milli destana son ilavesi demektir.
* * *Oğuznameye göre ilk cihan hâkimiyeti Oğuz kağan tarafından kurulmuştur. Oğuzname destanının sayfalarını çevirdikçe Osmanlıya kadar uzanan bir dizi tarihi hadiselere şahit oluyoruz. Destanın İslami rivayetine göre ise; Oğuz Han daha doğuşunda müslüman olmadığı için anasının sütünü emmez. Genç delikanlı olunca bu din ayrılığı onunla babası Karahan arasında mücadeleye sebeb olur. Oğuz Han babasına galip gelir de. Hatta tahta çıkar ve Kağanlığını ilan eder (Bkz. Oğuz Kağan destanı, S.29). Destanın diğer sayfalarını çevirdikçe esasen Oğuz Hanın akıllı ve keramet sahibi olan müşavirleri (vezir) Irkıl Hoca veya Uluğ Türk, Tanrının cihan hâkimiyetini kendisine verdiğini müjdelediğini şu sözlerde görürüz:
* * * —Ey Kağanım, Gök Tanrı bütün dünyayı sana bağışlasın der.
* * * *Böylece Allah’ın Oğuz Kağan ve Sultanlarına dünya hâkimiyetini bağışladığını Korkut Ata ve İslam evliyasının dilinden müjdelenmiştir. Bu fetih hareketlerinde en çarpıcı kayda bir diğer anekdotta; Bozkurt (Böri)’un Oğuz Han’a rehberlik etmesidir. Şöyle ki Bozkurt kendi hal lisanî ile:
* * * —Ey Oğuz sen Urum (Roma) üzerine gitmek istiyorsun; ben senin önünde yürüyeceğim der.
* * * Oğuz kurdun izini sürer ve onu takiple sefere çıkar. Bu sayede Urum (Roma) ve Urus (Rus) hükümdarlarını yener. Aynı zamanda Çin, Hind, Suriye ve Mısır ülkelerini fetheder.
* * * Bu arada şunu zikretmekten geçmeyelim; Urallardan Avrupaya göçen Hunlarında önünde kendine rehberlik eden bir geyiğin bulunduğu rivayet edilmiştir. O halde semboller deyip geçmeyelim. Çünkü Türk’ün tarihinde önemli destanı özelliği vardır mitlerin.
* * *Oğuz Han altı oğlu ile birlikte dünyayı fethedip cihangir olduktan sonra ana yurduna dönüp bir uluğ kurultayı topladı. Üç büyük oğlu sağda yer aldığı için adına Bozoklar denildi. Hakeza üç küçük oğlu solda oturduğu için Üçoklar denildi. Oğuzhan burada:
* * *—Ey oğullarrım! Çok savaştım, artık çok yaşlandım. Düşmanları ağlattım, dostları sevindirdim. Gök Tanrıya borcumu ödedim der. Derken yurdunu oğulları arasında pay edip ok-yay münasebetlerine göre üçokların bozoklara tabiiyetini bildirdi. Oğuz Han altı oğlunun herbirinden doğan dört torunu ile çoğalan yirmi dört boy bu şekilde Oğuz milletini oluşturmuştur. Dolayısıyla Oğuz Han’ın üç oğlu Gün, Ay ve Yıldızdan dünyaya gelen on iki torun (boy) sağ kolu, Gök, Dag ve Deniz’den gelen diğer on iki torun ise sol kolu teşkil eder. Dahası Oğuz Han hâkimiyeti temsil etmek manasına gelen yay’ı birincilere, *tabiiyeti temsil eden ok’uda ikincilere vermiştir. Dolayısıyla sağdaki bozoklar soldaki üç-oklara üstündürler. Yani üçoklar bozoklara tabiidir. Bu hukuki kaide ileride Selçuklulara ve hatta bir dereceye kadar Osmanlılara kadar devam etmiştir. Bu semboller sayesinde gönderilen oklarla yay’ın yanına imgelendirilip kağanlara mensup olunuyordu.
* * *Büyük Hun Tanyu’su Mete’nin de destanda geçen Oğuz Han olduğuna dair delillerde söz konusudur. *Gerçekten de Hunlardan Osmanlılara kadar devam eden idari, siyasi, askeri sağ ve sol teşkilatından hareketle bu tarihi destanda geçen iki hükümdara işaret ediyor. Zira bu iki şahsiyet bir noktada birleşmektedir. Bilhassa Mete Han’ın imparatorluğu yirmi dört kumandana, yani ülkenin taksiminde yirmi dört Oğuz Bey veya boyu bunu teyid ediyor zaten. Oğuznameye göre Selçuk’un babası Dukak rüyasında göbeğinden çıkan üç ağacın her tarafı saran dallarıyla göklere yükseldiğini görmüşte. Bunun üzerine Korkut Ata da kendisine evladlarının cihan padişahı olacağını müjdelemiştir. Hakeza Osman Gazinin rüyası da cihan hâkimiyeti inancının aksettirir.
SELÇUK BEY
* * *Dukak ölünce o sıralar takriben on sekiz yaşlarda olan Selçuk Bey, Subaşı görevini üstlenir üstlenmez kısa zamanda faaliyetleriyle itibarına itibar katıp Yabgu ve hanımını telaşlandıracak noktaya gelir. Çünkü onları saltanatlarının sarsılacağı endişesi sarar. Bu durumda öldürülmek tehlikesini sezen Selçuk Bey, kabilesi ile birlikte Seyhun civarlarında Cend Şehrine hicret eder ve böylece bir dizi hadiseler zincirin başlangıcı devreye girer. Derken Selçuk Bey idaresindeki Türk kabileleri kısa zamanda İslamiyet dairesine girerler de. İşte bu durum da Müslümanlıkla şereflenen Türklerin varlığından rahatsız olan Yabgu’yu telaş alır ve aralarının açılmasına neden olur. Üstelik Selçuk Bey haraç vermeyi de reddederek bağımsızlığını ilan eder. Öyle ki bağımsızlık meşalesi Türkler arasında heyacan uyandırarak Selçuk Bey’in konumunu ve karizmasını artırmaya yeter bile. *Hatta onun bu şöhreti Samani Hükümdarının dikkatini çeker ve aralarında anlaşma sağlanır da. Dahası Samani Hükümdarı Selçuk Bey’in Buhara yakınlarında Nur kasabasında yerleşmesine bile müsaade eder ve Müslümanlar arasında büyük teveccühe mazhar olur. Bu arada inananların desteğini de alarak Müslüman olmayanlar üzerinde yaptığı seferlerde zaferlerine zafer katarak şöhreti etrafa yayılır da. Onun Müslümanlarla uğraşmayıp, *hedef olarak küffarı seçmesi etki gücünün artmasında en büyük pay sahibi olduğunu söyleyebiliriz.
* * *Selçuk Bey Subaşılık görevinden başlayıp gelinen süreç içerisinde oğulları ile birlikte Büyük Selçuklu Devletinin temelini atarak Kağanlığa kadar yükselen ve Anadolu da ilk Türk İslam harcını oluşturması bakımdan mühim bir şahsiyet olarak tarihe geçecektir. Al-i Selçuk onunla kuruldu ve vefatına yakın ardından birbirinden değerli Tuğrul ve Çağrı isminde iki torun bırakarak yüz yaşlarında her fani gibi bu dünyadan göç eder. Selçuk Bey bir maya ise Çağrı Beyde Anadolu’nun keşfinde bir temeldir. Nitekim bu keşif sayesinde Karahanlı ve Gazneli engeli aşılıp Anadolu’nun tamamının fethedilebileceği oluşumun adımı atılabilmiştir.
* * * Velhasıl; Al-i Selçuk’a adını veren Selçuk Bey’siz Selçuklu Devleti düşünülemez.
* * * Vesselam. *