« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Kas

2016

Başkanlık sistemi Türkiye'nin insülini mi?

Adnan İslamoğulları 01 Ocak 1970

Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun başkanlık ve bölünme tehlikesi endişelerine cevap verirken sanıyorum sürç-i lisan eti ve "Asıl başkanlığa geçilmezse Türkiye bölünür" deyiverdi...

Yürütmenin başı, yani hükümetin Başbakanı, yani parlamenter sistemin Başbakanı için ancak düşünmeden kurulabilecek bir cümle bu, önünü ardını düşünseydi kurmazdı böyle bir cümleyi...

Başkanlığa geçilmezse Türkiye bölünür...

Yani mevcut sistemde Türkiye bölünür...

Yani Binali Yıldırım'ın Başbakan olduğu Türkiye bölünür...

Yani AKP hükümeti bölünmenin önüne geçemez eğer başkanlık sistemine geçilmezse...

Yani, Başbakan Binali Yıldırım Türkiye'nin önündeki en büyük tehlike olan bölünme tehlikesinin kapıya dayandığını biliyor ve ikrâr ediyor...

Peki, eğer Başbakanın bu cümlesi bir polemik aceleciliği değilse, bir dil sürçmesi değilse, bir hitâbet ve hamâset kazası değilse, bunun sehiv cümlesi nasıl olacaktır?

"Kastını aşan bir cümleymiş" mi diyecek Sayın Başbakan?

Ya da, polemik aceleciliği, dil sürçmesi veya hitabet ve hamâset kazası değil de gerçekse Başbakanın söylediği o cümle!

Bunun sebebi parlamenter sistem mi?

Bunun sebebi, kuvvetler ayrılığı mı?

Bunu sebebi kurumlararası uyumsuzluk ve âhenksizlik mi?

Nedir bunun sebebi?

Bunun sebebi 15 Temmuz darbe girişimi ve ayaklanması mı?

Bunun sebebi FETÖ mü?

Bunun sebebi PKK terörü mü?

Bunun sebebi yeterli sayıda(!) İmam-Hatip lisesi olmayışı mı?

Bunun sebebi askerî vesâyet mi?

Bunun sebebi üst akılın Türkiye üzerindeki oyunları mı?

Nedir parlamenter sistem ile gerçekleşecek olan, yani 14 yıllık iktidarın sahibi Sn. Başbakanın bile önleyemeyeceği bölünme tehlikesinin sebebi?

Parlamenter sistem ile 2010 yılında kendi istediğiniz referandum ile HSYK değişikliklerini yapabildiniz, üstelik o zamanki adıyla cemaat(!) ile âhenk içinde çalışarak...

"Askerî vesâyet" dediniz, Balyoz ve Ergenekon dâvâları ile yüzlerce Türk subayını cezâevine attınız. Onları cezâevine atan savcıyı göklere çıkardınız, o savcı şimdi öncelikli düşman olarak FETÖ'den aranmakta...

Üniversitesinde en yüksek oyu alan rektörleri değil, kendi istediğiniz ismi atadınız. Kendi atadığınız Gazi Üniversitesi Rektörünü üniversitenin bahçesinde kelepçeyle götürdünüz 15 Temmuz'dan sonra.

Parlamenter sistem ile yaptınız bunları...

Hizmet adıyla başlayıp, cemaat adıyla yoluna devam eden ve en son olarak 15 Temmuz'da devletin Meclis'ini, MİT'ini, Ve Özel Harekât Merkezi'ni bombalayabilecek kadar devleti ele geçirme ihtirasına kapılan FETÖ'nün hizmet ve cemaat safhalarının her kilometresinde birlikte yolculuğunuz var, 15 Temmuz'dan sonra da devleti bunlardan temizleme vazifesini de siz yapıyorsunuz ve parlamenter sistem size engel olmuyor, tam aksine -olması gerektiği gibi- sizin yanınızda...

Açılım politikalarınızı 4 yıl boyunca uyguladınız.. Oslo görüşmelerini yaptınız... Habur'dan PKK'lıları yurda kabul ettiniz.. İmralı'daki katile güzellemeler düzdünüz.. "Megri Megri" diye türkü bile söylediniz Şivan Perver ile birlikte... Bunları hep parlamenter sistem ile yaptınız...

Sonra tekrar güvenlik politikalarına döndünüz, yine parlamenter sistem ile...

Cevabı merak edilen mâsum soru şu:

Türkiye'nin bölünme tehlikesi başta olmak üzere tüm sorunlarını halledeceğine inandığınız başkanlık sistemiyle yapacağınız hangi icraatı parlamenter sistem ile yapamadınız? Hangi yasayı çıkaramadınız da başkanlık sistemi ile çıkarabileceksiniz?

Merak edilen yalnızca bu, inanın...


Ziyaret -> Toplam : 125,24 M - Bugn : 122410

ulkucudunya@ulkucudunya.com