Milletvekilleri dövüşürken Mehmetçiğe yapılan kalleşlikler!..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Fırat Kalkanı operasyonu ile ilgili içimizi yakan bazı acı gerçekleri zaman zaman dile getiriyoruz. Kahraman Türk askerinin sıkıntılarını, ona yapılan kalleşlikleri sizlere duyuruyoruz. Klavyenin başında çok yutkunuyoruz. Ama burada kocaman bir nokta.
ADSIZ'ın arşivine bakarsanız, TSK'nın Fırat Kalkanı operasyonunda ÖSO içindeki bazı yapılanmaların yaptığı kalleşlikleri, ihanetleri belgeledik. Çok şehit verdik Suriye topraklarında. Kahramanlarımızın El Bab kapısında operasyonları devam ediyor. Ancaak!.. Kalleşlikler de devam ediyor. Böyle giderse daha da acı bedeller ödememiz kaçınılmaz olacak. Şimdi yine belgeleri konuşturalım;
Tarih; 8 Ocak 2017.
Saat; 21 suları.
Yer; El Bab'ın 10 kilometre güneyindeki Akterin köyü.
Olay; ÖSO içindeki bazı hain yapılanmaların IŞİD'e mühimmat ve patlayıcı madde sevkiyatı yaptığı, sattığı üzerine duyum alan, bölgede Türkmenler için savaş veren bir grup Türkmen harekete geçiyor. 2 TIR'a operasyon düzenleniyor. TIR'lar yakalanıyor. Gizli bölmelerinde ve yakıt tanklarının içindeki askeri mühimmat ve patlayıcı maddelere el konuyor.
İşte bunlar da operasyon anında çekilmiş ve benim de bölgedeki askeri kaynaklardan ulaştığım fotoğraflar. Peş peşe bu 4 kareye lütfen dikkatlice bakın!..
Peki bu yakalanan mühimmat ve patlayıcı maddeler ne oluyor?..
Operasyonu yapan Türkmen grup hemen emniyete alıyor. Bir grup da olay yerinden bölgede bulunan Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı paşaya gidiyor. Durumu anlatıp bilgileri veriyor. Aksakallı paşa, olayın perde arkasının araştırılması için talimat veriyor. Mühimmata da el konuyor.
El Bab'da yaşadığımız gerçeklerden sadece bir kare bu!.. Doğruları yazdığımızda, bazılarının canı çok sıkılıyor. Fakat, yapacağımız başka bir şey de yok. Türk milletinin canı yanıyor. Evlatlarını her gün toprağa veriyor. Gaziantep, Kilis ve civar merkezlerdeki hastanelerimiz yaralı Mehmetçiklerle dolu. Ardı arkası kesilmiyor!..
Yine bu sütundan, Fırat Kalkanı operasyonunda görev yapan askerlerimizin moral bozukluğundan bahsetmiştik. Başta gıda ve barınma gibi çok önemli lojistik desteklerdeki yetersizlikleri fotoğraflı belgeleriyle aktarmıştık. Genelkurmay Başkanlığı'ndaki kaynaklardan edindiğim bilgilere göre; Ocak ayı başından bu yana, El Bab'da görev yapan subay, astsubay ve uzman personelden 50 civarında istifa dilekçesi geldi. Son çıkarılan KHK ile mecburi hizmet süresinin uzatılmasıyla istifaların önü alındı. Fakat, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın bu isimlerle teker teker ilgilendiği, konuşup duruma el koyduğunu duyunca çok sevindim. Bu istifaların önüne kararname ile değil de moral ve motivasyonla geçilmesi çok sevindirici bir haber ve de gelişme. Ah bir de şu El Bab civarındaki yazlık çadırlar kaldırılabilse!.. Askeri kaynaklarım; bölgede yaşam savaşı veren Türkmen kardeşlerimizin, askeri çadırlara çok sayıda soba yardımı yaptığı bilgisini verince göz yaşlarımı tutamadım.
Meclis'te vekiller birbirini yumrukluyor. Uçan tekmelerle tüm dünyaya rezil oluyoruz. Değiştirilmek istenen toplumsal kontratımızın haline bakın!.. Sanki Türkiye'nin, Türk milletinin çözülmesi gereken en acil sorunu bu!..
Gözlerden kaçan ve de kaçırılan gerçekler... Ocaklara düşen ateş.. Ve ateş düştüğü yeri yakar acımasızlığı...
Kimse sormuyor;
IŞİD'e esir düşen ve şehit edilen 2 kahraman askerimiz neden sağ kurtulamadı diye!..
Kimse sormuyor;
Yakılan askerlerimizin video görüntüleri ile ilgili açıklama yapacaktınız ne oldu diye!..
Kimse sormuyor;
Kavga gürültü içinde, IŞİD'in eline esir düşen 2 kahraman Türk evladının şehit olduğunu açıkladınız. Peki bu şehitlerin cenazesini nasıl aldınız da Türkiye'ye getirdiniz diye!..
Ben sordum... Genelkurmaydaki kaynaklar dediler ki; "6 IŞİD'li teröristin ölüsü ile takas edildi."
30 küsur yıllık meslek hayatımda bu kadar zor ve acı gazetecilik yaptığım bir dönemi hatırlamıyorum. Fakat, Meclis'te milletvekilleri istikballeri için dövüşürken vatan borcumu ödemeye devam edeceğim. Allah izin verirse, yarın size IŞİD'in ayakkabılarını yazacağım. Yine belgesiyle!..