Suriye'de Barzani modelini, Cumhur İttifakı kuruyor!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "20 millik derinliğe sahip olacağı söylenen güvenli bölge tanımı ile kastedilen nedir? Bu güvenli bölgede terör örgütleri bulunacak mıdır? Uçuşa yasak bölge planlaması var mıdır? Rusya bu işin neresindedir?" diye sordu ve ardından şu uyarılarda bulundu;
* ABD'nin yazdığı kanlı senaryoya kanıp, terör örgütlerine göz yumacaksak, güvenli bölge diye tampon bölgeye "tamam" diyeceksek aynısı Körfez Savaşı'ndan sonra yaşandığı gibi yeni bir uçuşa yasak bölge kararına zımnen onay vereceksek, herkesi uyarıyorum ki bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri bir kalemde çizilecektir.
* Trump, yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölgeden bahsetmiştir, hükümet de buna müspet yaklaşmıştır. Şayet kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge, tamamen Türkiye'nin denetim ve kontrolünde olacaksa, üstelik terörle tavizsiz bir mücadele sürecekse diyeceğim bir şey yoktur.
*ABD, Fırat'ın doğusunu baz ve esas alarak bir terör haritası çizmek, özerk bir yapı kurmak, yeni bir Barzani modeli inşa etmek heves ve hedefindedir.
***
Bahçeli, hükümetin müspet yaklaştığı güvenli bölgeyle ilgili bu uyarılarda bulununca gazeteciler, bu konuda Erdoğan ile görüşüp görüşmeyeceğini sordu.
Bahçeli, "Bizden talep gitmesi nezaketli olmaz. Ama Cumhurbaşkanımız, herhangi bir ülke ve uluslararası konulardaki görüşleri bizimle paylaşmak isterlerse davet eder, biz de gider görüşürüz." diye cevap verdi!
Türkiye'nin kaderini ilgilendiren böylesine önemli bir konuda Cumhurbaşkanı ile görüşmek için randevu talebinde bulunmak nezaketsizlik mi olur?
Aksine Bahçeli, bu uyarıları doğrudan Tayyip Erdoğan'a yapmalıydı. Bundan kaçınıyorsa, yukarıdaki sözleri hem parti mensuplarının hem de bütün vatandaşların Cumhur İttifakı ile ilgili endişelerini gidermek için söylediği anlaşılır.
Bugün Türkiye tek adam sistemi ile yönetiliyorsa, bunun sorumlusu Anayasa değişikliğinin önünü açan Devlet Bahçeli'dir. "Cumhur İttifakı" dedikleri "rejim değişikliği ittifakı" böyle başlamıştır. Zaten Bahçeli de güvenli bölgeyle ilgili konudan sonra il başkanlarına, "24 Haziran 2018 genel seçimlerinden sonra Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiştir. Bekamız için derlenip toparlanmak zorundayız. 31 Mart'ta yapılacak seçimlerin tarihî bir önemi bulunmaktadır. Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler hazırda bulunuyor. Zalimler fırsat kolluyor. Millî bekâ için Cumhur İttifakı'nın 31 Mart'ta da devamına karar verdik. Cumhur İttifakı'nın 24 Haziran'da aldığı sonucun 31 Mart'ta tahkim ve teyidini bir ihtiyaç olarak belirledik." dedi.
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise güvenli bölge fikrinin Tayyip Erdoğan'a ait olduğunda ısrar ediyor. Trump da bundan memnun. Çünkü bu projeyi, gerçekten de Suriye'nin kuzeyinde yeni bir Barzani modeli inşa etmek için gündeme getirdi. Üstelik, ABD, Lozan'da gözlemci statüsündeyken bile, Suriye'nin kuzeyinde Ermeniler için denize de çıkışı olan bir yurt oluşturulmasını istemişti. Yine Atatürk, Nutuk'ta işgalcilerin 1919 yılında Çukurova ve çevresini tampon bölge haline getirmek istediklerini anlatır.
Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge kurmak, Suriye ve Türkiye'nin bu topraklara müdahalesini önlemek içindir. Böylece orada istedikleri gibi bir devleti rahatça kurabilecekler!
Cumhur İttifakı'nın AKP kanadı, "Bu proje benimdir" diyor. MHP kanadı ise kamuoyu önünde itiraz ediyor ama, Suriye'nin kuzeyinde bir güvenli bölgeye evet demiş olan AKP kanadı ile ittifakı tahkim etmekten bahsediyor!
Bu durumda, Suriye'nin kuzeyinde bahsi geçen devleti el birliğiyle kim kurmuş oluyor?