Kenan Evren Hiç Değişmedi ki...
Kenan EVREN 13 Mart 2007
Orhan Pamuk, Baba ve Piç'in yazarı Elif Şafak , Prof. Yayla derken şimdi de Kenan Evren gündeme lök gibi oturtuldular. Dün herkesin "tu kaka" diye yerle bir ettiği Evren, bugün kimileri tarafından el üstünde tutulmaya başladı.
"Liberal ve Batıcı" çevreler birdenbire dönerek Kenan Evren'in görüşlerine saygı duymaya başladılar. Neden? Nedeni çok açık; Kenan Evren, Washington'ın ve Brüksel'in görüşlerini dile getirdi de ondan. Kısacası, emperyalizme yeşil ışık yaktı.
Artık hiç önemli değil; eskiden darbeci, faşist, demokrasi düşmanı dedikleri Evren'i bugün rahatlıkla göklere çıkarabilirler. Çünkü o Batı'nın, kapitalizmin, emperyalizmin Türkiye üzerinde yaptığı hesaplara uygun düşen şeyler söylüyor. Bütün mesele bu, işbirlikçi olmak ya da olmamak!..
İşin kerameti burada; Baba ve Piç'in içeriğinde, Orhan Pamuk'un soykırım söylevlerinde, Atatürk karşıtlarının onu küçük düşüren sözlerinde olduğu gibi, Batı'dan estirilen rüzgârlara uyacaksın...
- Emperyalizmle eşgüdüm içinde olacaksın....
- Bölgede 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesine uygun düşen söylevleri dilinden düşürmeyeceksin...
O zaman liberaller, işbirlikçi İslamcılar, büyük sermayenin ve örtülü faşizmin kucağında oturan yazarlar sizi koro halinde savunmaya başlarlar.
Sömürgeleşen toplumlarda görülen çok belirgin özelliklerdir bunlar. Sömürgecilerin siyasal ve iktisadi rantından pay alan çevreler hep birlikte el çırpmaya başlarlar. Siyasal sermayenin ve siyasal İslamın sırtından beslenen parazitler Evren'e bile arka çıkarlar. Önemli olan Batı'nın (ve emperyalizmin) dayatmalarına omuz vermektir. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Prof. Yayla, Kenan Evren kim olursa olsun hiç fark etmez. Bush, Blair ya da Merkel bunları destekler. Pamuk'un, Evren'in görüşlerinin arkasında dururlar.
Yakında G. W. Bush, Kenan Evren'in yağlıboya tablolarının mükemmelliğinden söz etmeye başlarsa hiç şaşmayın. Hayatında roman okumamış bu adam Orhan Pamuk'u göklere çıkarmadı mı!
12 Eylül, AKP ve Batı
Herkes şaştı ama ben Evren'in son söylediklerine hiç şaşırmadım. Çünkü, "Askeri Darbeden Sivil Darbeye" kitabımda 12 Eylül'ün Amerikancı ve sömürgeci misyonunu bütün ayrıntıları ile zaten anlatmıştım.
1- 24 Ocak 1980 kararları, 1978 tarihli Washington Uzlaşması'nın dünya prömiyeridir.
2- 1961 Anayasası'nın sosyal devleti öngören kimliği ortadan kaldırılmalıydı.
3- 12 Eylül darbesi, "1982 Anayasası'nı hazırlayarak sermayenin ve dincilerin sisteme egemen olmalarının yolunu açtı".
4- Zaten, Kenan Evren ve takımı da "24 Ocak Kararları'nın mimarı olan Özal' ı başbakan yardımcısı yaptılar". 24 Ocak Kararları, "askeri sınırlamaların güdümünde, sosyal devleti yavaş yavaş yok edecekti".
5- Hatırlayalım; 12 Eylül darbesini yalnız Washington değil, Majestelerinin Hükümeti Londra da destekledi; iki stratejik ortak ABD ve İngiltere'nin projeleriydi. Kenan Evren ve 12 Eylül onun bir parçasıydı, 24 Ocak Kararları ve 12 Eylül darbesi,
- bir yandan sermayenin, sistemi denetim altına alınmasını sağladı;
- bir yandan da "Ilımlı İslam Cumhuriyeti'nin" kapısını araladı. 24 Ocak ve 12 Eylül sivil ve askeri operasyonları, AKP zihniyetine sahip bir iktidarın yolunu açıyordu.
- 1961 Anayasası yerle bir olmuş; sosyal devlet yok edilmişti.
- "Liberal ekonomi üzerinden", tanklara gerek kalmadan ülke tekeller tarafından işgal edilmeye başladı.
- Bu arada "toplumsal patlamaları ve hareketleri engellemek için", İslamcı siyasiler, yani inanç istismarı devreye sokuldu.
- Bir taraftan ülke yabancı tekellere açılırken diğer yandan tarikatlar ve cemaatler "ulusalcı ve toplumcu gelişmeleri engellemek için bir maşa gibi kullanıldılar".
Bütün bunlar, Kenan Evren'in son açıklamalarının, "12 Eylül darbesinin ruhuna ve amacına çok uygun düştüğünü gösteriyor".
"Askeri darbeden sivil darbeye" geçişte Kenan Evren önemli bir misyon üstlenmiştir. O nedenle son açıklamaları beni hiç şaşırtmadı.
