'Türkiye borcunun faizini ödememeli'
Ahu Özyurt 01 Ocak 1970
Varlık Fonu’nun borçlanması için Çin ve ABD Bankalarına yetki vermesi ne anlama geliyor? Hükümetin borç sarmalını kırmak için bir planı var mı? Tanzim Satış mağazaları fiyatlara çözüm olur mu? Ekonomist yazar Prof. Dr. Mete Gündoğan’a gore Türkiye süratle finans ve reel ekonomiyi birbirinden ayıracak bir mekanizma kurmalı.
RSFM’de yayınlanan Fotoğrafın Tamamı programında Ahu Özyurt’un sorularını yanıtlayan Gündoğan’a gore, altınla ödeme yapmak bile daha sağlıklı olabilir.
1958’de Türkiye’nin IMF ile başlayan macerasının 60 yıl sürdüğünü söyleyen Mete Gündoğan, halkın hafızasında bir IMF ruhu oluştuğunu söyledi. “Ama jenerik olarak IMF şablonunu kullanırsak, dört defadır yapılan hatayı tekrar etmiş olacağız. Bunlar, Duyun-u Umumiye, Menderes ve Özal dönemlerinin anlaşmaları ve borçlanmalar ve şimdi de 12 yılın içinde gelen sıcak paranın vadesinin gelmesi” diyen Mete Gündoğan Türkiye’nin aradığı paranın büyüklüğüne de dikkat çekti.
'125 MİLYAR DOLAR LAZIM'
“110-125 milyar dolarlık bir pakedin peşindeyiz, bunu IMF sağlayabilir ama IMF’den kurtuluşumuz 80 yılı alır” diyen Mete Gündoğan, “biz haftada 2 milyar dolar bulup borcu çevirip öteliyoruz. Sayın Bakanın açıkladığı yeni ekonomik pakede gore, faiz ödemeleri GSMH’nın %15’ine kadar yükseliyor. Buradan büyük bir kredi pakedi bulmadan çıkış gözükmüyor” diye ekledi.
'ANA PARAYI ÖDEYELİM, FAİZİ ÖDEMEYELİM'
Türkiye’nin mevcut borca dayalı para sisteminden kendisini çekmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mete Gündoğan şöyle devam etti: “Bu ne demektir. Yapısal değişiklik yapacak. Merkez Bankası, korkmadan, devletin kontrolünde, para üretimini bir Anayasal formülle, yeni bir system kurgulaması gerekir. Borçları da borç konferansı gibi bir sistemle ya da bakanlıkla yapılandırıp eritecek. Çok büyük bir borca girdik, öteledik öteledik artık geldiğimiz nokta ötelenecek gibi değil. Ben borçlarıma sadığım ama ne içeride ne içeride faiz ödemiyorum demesi gerek. Çünkü bu dinen de yasaktır. Savaş nedenidir neredeyse.”
'FİNANSAL SİSTEMLE EKONOMİK SİSTEMİ AYIRALIM'
“Siz ekonomi yürüsün diye, altın ve gümüş üzerinden uluslararası anlaşmaları yapabilirsiniz, ama devlet olarak bu sistemi kurgularken faize dayalı bir sistem üzerinden kurgulayamazsınız. Böyle yaparsanız, bütçenizin beşte biri faize gider. Finansal sistemi yeniden yapılandırmak demek, uluslararası mekanizmaların dışına çıkmak demek değildir. Finans sistemi çökünce ekonomi de çöktü sanıyoruz. Bu yanlıştır. Finans sistemi beklentiler sistemidir, ekonomi ise reel üretimdir”
'DEVLET ÖDEMELERİNİ ALTINLA YAPSIN'
Prof. Dr. Mete Gündoğan, devletin taahütlerini altın olarak ödemesini önerirken şöyle devam etti: “Ödemelerinizi altınla yapsanız, dolar alanlar altını almayacak mı? Herkes Kabul eder. Bütün anlaşmalarınızı altın olarak yaparsanız, doların üzerimizdeki baskısı ortadan kalkar. Bugün altını para birimi olarak üretmeye başlarsa, adını koyar gramı belli olur. Bütün çalışmalarda ödemeler bunun üzerinden rakamlaştırılır. Herşey değişir. İnsanların elinde altın var. Herkes onu darphaneye götürür ve paraya çevirir, ekonomiye girer. Yoksa altınını sertifikaya çevirmenin eski sisteme gore bir farkı yoktur. Altın, artı gümüş, artı kayıtlı paranın toplamını birarada tutan yeni bir birim öneriyorum” dedi.
'TANZİM MAĞAZALARI İŞE YARAMAZ'
Gündoğan, gıda zincirinin tohumdan başlayan bir çalışma olduğunu söylerken, onun bile dışarıdan geldiğini hatırlattı. “Tanzım satışla siz zincirin en son baklasını kontrol ediyorsunuz, bir sure sonra bir öncekini de ben kontrol edeyim dersiniz. Böyle diye diye tohuma kadar gider iş. Bu da devletin kontrolünde bir tarım ve planlama anlamına gelir. Bunu belli aşamada yaparsınız ama tam devlet kontrolü 50 yıl once de işlememiş verimsizlik yaratmış bir yapı olur” dedi.