« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Kas

2006

MHP ve milliyetçilik

Taha AKYOL 01 Ocak 1970

MHP kongresini baştan sona CNN Türk'ten izledim. Heyecanlı, inançlı bir kitle... Bahçeli, Türkeş'e benzeyen bir karizmatik lider. Bununla kastım, teorik ve teknik içerikten ziyade, milli duygulara hitabıyla, liderliği hakkında yarattığı otorite ve güven duygusuyla kitleleri motive eden bir lider tipidir.

Bahçeli, otoriter kişiliğiyle ve kullandığı siyasi seferberlik üslubuyla da Türkeş'e benziyor.

Bu da normaldir, MHP'ye Özal tipi bir lider uygun düşmezdi zaten.

Belli ki, yaklaşan seçimlerde Bahçeli'nin bu motivasyonuyla, canlı, heyecanlı bir MHP kampanyası göreceğiz.

Bahçeli, tecrübeyle biliyor ki, motive edilen heyecanlı genç kitlelerde taşkınlıklar da oluşabilir. Bahçeli'nin çok takdir edilmesi gereken bir yönü bu konudaki dikkatidir, Ülkücüleri sokaktan çekmesidir. Duygulara, coşkulara seslendiği kongre konuşmasında da bu uyarısını tekrarlamayı ihmal etmedi.



Seferberlik üslubu

Bahçeli'nin konuşması 'seçim seferberliği için kongre konuşması'ydı, tabana coşku vermeye yönelikti. Bu sebeple konuşmasının programatik ve teknik içeriği zayıftı.

MHP'nin 1999 ve 2002 seçim bildirilerinde, AB konusunda partinin "milliyetçi ve demokrat kimliğinin bir gereği olarak hakkaniyetli ve onurlu bir üyelik sürecini" savunduğu, "AB üyeliğinin bir devlet politikası" olduğu gibi ifadeler, ihtiyatlı, hesaplı ifadeler vardı...

Özelleştirme kuvvetle savunuluyordu...

Bahçeli, 4 Mayıs 2005 günü yaptığı basın toplantısında şöyle diyordu:

"Kan bağı ve soy birliği değil, vatandaşlık bağı esastır. Türk vatandaşlarını Türk milletine bağlayan bağ, sadece ve sadece hukuki bir bağ olan vatandaşlık bağıdır..."

Bu ifadeler yüzünden Bahçeli bazı 'Türkçü' eleştirilere hedef olmuştu. Ümit Özdağ da Bahçeli'yi, "MHP'yi AB'ci, mozaikçi yaptı, milliyetçi çizgiden uzaklaştırdı" diye eleştiriyordu.

Bahçeli'nin kongre konuşmasındaki radikal üslupta, tabanı seçimler için motive etme amacının yanında, bu tür eleştirileri karşılama gibi bir psikolojinin de rol oynadığını düşünmek mümkündür.



Avrupa Birliği?

Türkiye'de AB'yi şiddetle eleştiren güçlü bir siyasi hareketin oluşması, pazarlıklarda Türkiye'nin elini güçlendirir; Avrupalılar "Türkiye'nin kopabileceğini" görmelidir! Ama bu, Türkiye'yi AB'de görmek istemeyen Hıristiyan ve şoven çevrelerin ekmeğine yağ sürecek bir keskinlikte olmamalı, diplomatik pazarlık marjını muhafaza etmelidir.

Bundan başka, AB sürecinin Türkiye'yi çok rahatsız eden yönlerinin yanında, Türkiye'nin yarar sağladığı yönleri de vardır; birincisine tepki bu ikinciyi unutturmamalıdır.

Bütün dış politika konuşmalarında mutlaka 'diplomatik' bir esnekliğin olması gerekir.

PKK'ya ve bölücülüğe karşı elbette kararlı, azimli mesajlar verilecektir. Ancak, kendisini Kürt hisseden vatandaşlarımızı sıcak mesajlarla kazanmak Türkiye için daha yararlıdır. "Vatandaşlık bağı" vurgusundaki amaç da bu değil mi? Demokrasi ve sosyal entegrasyon gibi faktörler de bu sebeple hayati derecede önemlidir.

Bu gibi kavramlar heyecan uyandırmayabilir ama ülkeyi yönetmeye talip partiler için hayati derecede önemli 'program' konularıdır. Ülkeler coşkuyla değil, rasyonel programlarla yönetilir; hele de Türkiye gibi yönetilmesi zor bir ülkede... Şimdi MHP'ye düşen böyle soğukkanlı bir yaklaşımdır.

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 103115

ulkucudunya@ulkucudunya.com